İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) Genel Sekreteri Ali Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'de savaşla ilgisi olmayan masum insanların, insanlık ve savaş suçu olarak tanımlanmış yöntemlerle katliama uğradığını anlattı.
Halep'te sivillerin tahliyesi için Rusya, İran ve rejimle varılan mutabakatın üzerinde hala hassasiyetle durulmadığını söyleyen Kurt, bölgeye sokulan milis kuvvetlerin, olaya son derece tahrik edici bir tarzda yaklaştığını gördüklerini bildirdi.
Kurt, doğru olan şeyin Halep'teki bombardımanın kesilerek ateşkes ilan edilmesi olduğunu ifade ederek, uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletlerin (BM) çözüm üretmekten ziyade sorun üreten bir yapıyla çalışmasını sürdürdüğünü dile getirdi.
"BURADA İNSANLIK KAYBEDİYOR"
BM Genel Kuruluna sunulan karar teklifinin Rusya ve Çin'in vetosuyla reddedilmesinin tarihe düşülen önemli bir not olduğuna dikkati çeken Kurt, şöyle devam etti:
"Burada insanlık kaybediyor. Bizim temennimiz, varılan bu mutabakat çerçevesinde ateşkesin ve tahliyenin sağlanmasıdır. Arada tahrik edici unsurlar olacaktır. Maalesef buradaki savaşı durdurmaya, bizim gücümüz yetmedi ama en azından tahliyenin sağlıklı bir şekilde yapılması ve İdlib'de benzer bir tehlikenin önüne geçilmesi için uluslararası toplumun şimdiden tedbir almasını, önemle hatırlatmak istiyoruz."
Birlik olarak Halep konusunda birçok defa girişimde bulunduklarını, BM ve İslam İşbirliği Teşkilatına raporlar sunduklarını dile getiren Kurt, uluslararası toplumdan tahliye edilen insanların güvenli şekilde İdlib'e ulaşmasını ve insani yardımların gecikmeden ulaştırmasını sağlamayı beklediklerini kaydetti.
Kurt, AB'nin verdiği hiçbir söz ve taahhüdü yerine getirmediğini anlatarak, "Uluslararası toplum, kesinlikle gecikmeden insanlığa karşı bu vicdan borcunu ödemek zorundadır." dedi.
"EN BÜYÜK SORUMLULUK, İSLAM COĞRAFYASINDA"
İslam coğrafyası kendi arasında birlik ve beraberliği sağlayamadığı sürece bu tip problemlerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu anlatan Kurt, bu konuda en büyük sorumluluğun da uluslararası güçlerden önce İslam coğrafyasına düştüğünü söyledi.
Kurt, Halep'in durumunun İslam coğrafyasının ayıbı olduğunu belirterek, "Halep, aynı zamanda insanlık aleminin de yüz karası bir tablo olarak tarihe kazınmış çok kötü bir durumdur. Bizler İslam coğrafyasındaki bu kadar nitelikli devletler bir araya gelip gerek BM'den gerek Güvenlik Konseyinden ve gerekse ikili ilişkilerde bu talepler sağlıklı bir şekilde dile getirilmiş olsaydı, ne Halep ne Suriye ne Irak ne de bizim coğrafyamızın herhangi bir yerindeki problemli bölge, bu noktaya gelmezdi." değerlendirmesinde bulundu.
TÜM YARDIM KURULULARI SEFERBER
Türkiye'nin insani yardımlar konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını anlatan Kurt, resmi rakamlara göre 3 milyondan fazla Suriyeliyi misafir ettiklerini ifade etti.
Kurt, Türkiye'deki yardım kuruluşlarıyla birlikte insani yardım platformu oluşturduklarını da aktararak, "Türkiye, Suriyelilere yardım konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da elinden gelen yardımı yapmaya devam edecek. Şu an bütün yardım kuruluşlarımız, Halep için seferber olmuş durumda. Türkiye halkı, yine destansı yardım faaliyetlerini gecikmeden kardeşlerine ulaştıracak." ifadelerini kullandı.
Bölgede hava şartlarının da çok kötüleştiğine dikkati çeken Kurt, "İnsanlar hakikaten perişan durumda. Bizlere düşen, elimizden geldiği kadar sahip çıkmak ve yardımcı olmak." şeklinde konuştu.