Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hacı Murat Yılmaz, "Hasan Dağı'na gittiğinizde gaz çıkışları görülebilir. Bölgede volkanik krater yapıya sahip Narlı Göl var. Yine yakınında Ziga Termal Kaplıcaları var. Dağın eteklerinde gaz çıkışları var. Böyle gözlemsel değerler ile Hasan Dağı'nda hemen hareket olacak, demek; çok doğru bir yaklaşım değil" dedi.
Türkiye'nin en genç volkanik dağlarından biri olan, Aksaray ve Niğde sınırları içinde yer alan Hasan Dağı'nda afet riskinin azaltılması için İl Risk Azaltma Planı (İRAP) hazırlama çalışmaları kapsamında, Aksaray Üniversitesi'nin 'Hasan Dağı Volkanizmasının Tektonik ve Volkanik Açıdan Jeodezik ve Fiziksel Sensörler ile İzlenmesi' isimli projesi 'TÜBİTAK 1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırmaları Destekleme Programı'na 2021 yılında sunularak kabul edildi. Proje kapsamında Aksaray Üniversitesi, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Mersin Üniversitesi, Afyon Kocatepe Üniversitesi, MTA Genel Müdürlüğü, Aksaray AFAD Müdürlüğü ve Niğde AFAD Müdürlüğü ortak çalışma yürütecek.
VALİLİK: OLAĞANDIŞI VOLKANİK HARAKETLİLİK GÖZLENMEDİ
Aksaray Valiliği, 2022 yılında başlayacak projenin tanıtımıyla ilgili dün yapılan mülakatta, volkanik hareketlenmeler gerçekleştiği yönünde basına yansıyan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını açıkladı. Yapılan açıklamada, "Hasan Dağı'nda olağandışı bir volkanik haraketlilik gözlenmemiştir" denildi.
'EN SON PATLAMA MİLATTAN ÖNCE 6 BİN 600'DE OLDU'
Projenin yürütücüsü, Aksaray Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hacı Murat Yılmaz, Hasan Dağı'ndaki volkanik patlamanın en son milattan önce 6 bin 600 yılında gerçekleştiğini belirterek, "Hasan Dağı, Dünya Volkanoloji Birliği'nce aktif volkanlar listesine alınmıştır. Hasan Dağı'ndaki en son patlamanın, milattan önce 6 bin 600 yılında olduğunu radyometrik tarihlendirme çalışmalarıyla ortaya konmuştur. Elde ettiğimiz radyometrik verilerle gaz çıkışları, bazı bölgelerde kışın kar tutamama gözlemlerimiz ve altındaki yüzeysel magma tabakasının varlığı; Hasan Dağı'nın halen aktif olduğunu teyit etmektedir. Buradaki gazların çıkması ve sıcaklık artışı gündemde. Bu tartışmalar bunlardan dolayı çıkıyor. Bu konuyla ilgili Maden Teknik Arama Müdürlüğü'nün yaptığı çalışmalar var" diye konuştu.
Hasan Dağı ile ilgili TÜBİTAK'ın da çalışmaları olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yılmaz "Burada Orta Anadolu Bölgesi'nin önemli aktif faylarının biri olan Tuz Gölü fay hattı zonu var. 200 kilometre uzunluğunda ve Hasan Dağı'nın doğu kesiminde sınırlandırılıyor. Zaman zaman da bu bölgede küçük ölçekli depremler meydana geliyor. Bu olayın net olarak açıklanabilmesi için Hasan Dağı volkanizmasıyla ilgili ve ilişkili deformasyonların izlenmesi önem arz ediyor" dedi.
'TEKTONİK Mİ YOKSA VOLKANİK Mİ?'
Daha önce de Ulusal Deprem Araştırma Projesi kapsamında Tuz Gölü fay hattında çalışmaların olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Yılmaz "Bu bölgede ölçüler aldık ve kayma hızını tespit etmeye çalıştık. Mevcut elde ettiğimiz veriler daha önce yapılan araştırmalara paralel yönde. Sayısal olarak yatayda 3 milimetre civarında bir kayma tespit edildi. Bu çalışmaların ardından 'Hasan Dağı'nın hareketleri tektonik mi yoksa volkanik mi' diyerek bir proje başlattık. Projemizi TÜBİTAK'a sunduk. Deprem araştırma özel kapsamı dışında Hasan Dağı jeodezik fiziksel sensörlerle izlenmesi projemiz kabul edildi. Hasan Dağı üzerinde ve yakın çevresinde yüzey deformasyonlarının belirlenmesi amacıyla, bölgede kampanya tipi GPS ve sürekli 24 saat gözlem yapan sabit noktalarımız olacak" diye konuştu.
'YERYÜZÜNDE DEĞİŞİMİN ANALİZİ YAPILACAK'
36 ay sürecek proje hakkında detaylı bilgi paylaşan Prof. Dr. Yılmaz, "Bunun yanında radar 'İnterferometrik Yapay Açıklıklı Radar' tekniği, eğim ölçmeleri, sıcaklık ölçümleri, gaz ölçümleri ve fay ve çatlaklara dönük yapısal ve kinematik ölçümler yapılacaktır. Eğim ölçer ile kayma var mı, bakacağız. Sıcaklık ve gaz ölçümleri, fay ile çatlaklara dönük ölçüler elde edeceğiz. Bu ölçülerin neticesinde de birtakım zaman serisine bağlı gerçek zamanlı ve anlık izlemeyle değerlendirme yapacağız. 36 aylık bir proje, henüz başlamadık. Bölgede bilim insanlarının yaptığı çalışmalar var. Buradan elde edilen veriler, yardımıyla yeryüzünde değişimin analizi yapılacak" dedi.
'PROJE TÜBİTAK'IN EN ÜST SINIRI'
Hasan Dağı genç volkanik yapıya sahip olduğu için gaz çıkışlarının gözlenmesinin normal olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yılmaz, "Hasan Dağı'na gittiğinizde gaz çıkışları görülebilir. Bölgede volkanik krater yapıya sahip Narlı Göl var. Yine yakınında Ziga Termal Kaplıcaları var. Dağın eteklerinde gaz çıkışları var. Böyle gözlemsel değerler ile Hasan Dağı'nda hemen hareket olacak, demek; çok doğru bir yaklaşım değil. Bu olayı bilimsel verilere göre yapmamız lazım. 36 aylık bir proje bile yeterli gelmeyebilir. Bu proje, TÜBİTAK'ın en üst sınırıdır" diye konuştu.
'24 SAAT ANLIK VERİ ALACAĞIZ'
Proje bittikten sonra da çalışmaya devam edeceklerini dile getiren Prof. Dr. Yılmaz, "Sabit tesislerimiz olacak. 24 saat anlık veri alacağız. Anlamlı bir veri alırsak bunu da kamuoyuyla paylaşacağız. Dünya genelinde volkanik ve tektonik aktivitelerin izlenmesinde kullanılan sensörlerle Hasan Dağı'nı incelemeye çalışacağız. Ayrıca Türkiye'de volkanların anlık olarak jeodezik yöntemlerle izlenmesine yönelik ilk çalışma olacak. Bu projenin gelecekte Türkiye'deki diğer volkanik oluşumların izlenmesine ışık tutması ve bölgeyle ülke volkanolojisi ve tektoniğine hizmet etmesi beklemekteyiz" diye konuştu.
'GAZ VE SU ÇIKIŞLARI YILLARDIR VAR'
Hasan Dağı'nda araştırmalar yapan jeoloji yüksek mühendisi Nurcan Özdemir de şöyle konuştu:
"Hasan Dağı zaten aktif olan volkanik bir dağ. Dağın zirvesine çıkan dağcılar ile bütün çıkanların gördüğü gibi gaz ve buhar çıkışları mevcut. Bu olay yıllardan beri de var. Aksaray'da Tuz Gölü fay hattı mevcut fakat Hasan Dağı'nda gaz ve buhar çıkışı var. Yarın patlayacak, bir şey olacak gibi bir durum yok. Aksaray Üniversitesi, AFAD ile TÜBİTAK ortaklaşa bölgeye cihazlar, yerleştirip ölçümler yapacaklar. 21 yıldır Aksaray'dayım. Şu an da halkımızın paniğe kapılması gerek yok. Dağlar bir anda pat diye patlamaz. Bunların bir süreci var. Alt tabakadaki magmanın bir kaynama süreci var. Bir hareke geçme süreciyle volkanizma etkiyi arıtma süreleri var. Bu olaylarda gözlemlenecek. Bu konuda kurumlar da gerekeni yapıyor." DHA