Hasan El-Benna ölümünün 67. yılında anıldı
Müslüman Kardeşler Teşkilatının kurucusu Hasan El-Benna ölümünün 67. yılında anıldı.

Oluşturma Tarihi: 2016-02-12 17:23:18

Güncelleme Tarihi: 2016-02-12 17:23:18

TİMETURK I HABER MERKEZİ

1928'de İngiliz sömürge döneminin koşulları altında kurulan "Müslüman Kardeşler Cemiyeti"nin kurucusu Hasan El-Benna'nın ölümünün üstünden 67 yıl geçti.

Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nde, Turan Kışlakçı, Mustafa Özcan, Yavuz Selim Kurt ve Ahmet Varol, Hasan el-Benna'nın İslam dünyası için önemini anlattı.



Hasan el-Benna'nın konuşulduğu toplantıya ev sahipliği yapan Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi'nde, Turan Kışlakçı, Mustafa Özcan, Yavuz Selim Kurt ve Ahmet Varol, Müslüman Kardeşler Cemiyeti'nin (İhvan) kurucusu Hasan el-Benna'nın İslam dünyası için önemini anlattı.

Kızlarağası medresesinde gerçekleştirilen etkinlikte konuşan TRT Arapça Genel Yayın Koordinatörü Turan Kışlakçı, bir dönem Mısır'a gittiğinde el-Benna'nın evine uğradığını aktararak, "Hasan el-Benna hangi kitaplardan istifade etti de böyle bir cevher ortaya çıktı diye merak ettim. O yüzden kütüphanesini görmek istiyordum. Evine gittiğimde, bir önceki hafta, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hasan el- Benna'nın aynı mekanda kızı ve torunları tarafından karşılandığını söylediler. Evdekilerle oturup el- Benna'yı konuşmuşlar. Daha sonra darbe olunca Mısır hükümeti el koymasın diye kütüphaneyi kapatmış ailesi. Mısır rejimi yıllardır Hasan el-Benna'nın kütüphanesinin peşinde" ifadelerini kullandı.

Seyyid Kutub'un Hasan el- Benna'yı nasıl tanıdığını anlatan bir anekdota da konuşmasında yer veren Kışlakçı, Kutub'un ABD'de hasta yatarken el- Benna'nın şehadet haberini aldığını dile getirdi.

'HAYATLARINI MÜCADELEYE ADAMIŞ AMA OKUMAYI DA İHMAL ETMEMİŞLER'

Hasan el-Benna ve arkadaşlarının hayatlarını mücadeleye adadıklarını ancak okumaktan hiç vazgeçmediklerini dile getiren Kışlakçı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hasan el-Benna'nın kütüphanesine göz gezdirince fark ettim ki, bir tarafa Kafkas direnişi, diğer tarafa Afrika'da İslami mücadele diye bölümler koymuş. Her bölümde onlarca kitap. Sadece okumakla kalmıyor, 2 binin üzerinde köyü ziyaret ederek, o insanlara hitap ediyor."

Turan Kışlakçı, 'Benna'nın inşa etmek anlamına geldiği bilgisini vererek, Hasan el-Benna'nın güçlü kişiliğine de vurgu yaptı.

'HAYALİMİZDE YAŞATIYORUZ'

Hasan el- Benna'nın yaşadığı döneme dikkati çeken Vahdet yazarı Mustafa Özcan, "Hayalimizde onu hep yaşatıyoruz. Bu kısa ömürler bütün dönemlere ışık tutuyor, azık oluyor. Hasan el-Benna'ya o manada bakmak lazım" dedi.

Hasan el-Benna'nın muallim olduğunu hatırlatan Özcan şu tespitlerde bulundu:

"17 bin civarında şiir ezberlediği söyleniyor. Her açıdan davetçiliği, organizasyonculuğu, enerjisiyle o dönemin insanları arasında büyük bir dava hareketinin öncüsü olmuştur. 2 bin civarında köyü ziyaret ediyor. Bunlar kitle muallim. Her ne kadar okullarda muallimlik yapsa da asıl, kitle muallimlik yapmıştır. Kitle üstadiyeti o , yani bu ümmetin üstadlarından bir tanesi. Üstadiyet makamı, İslam ümmetine, bütün kainata üstad olunması Bediüzzaman'da da var. Yani insanlığa muallim olmak. Temel en yüksek hedef o."

Hasan el-Benna'nın billur gibi bir Arapça kullandığını, risalelerinin çok akıcı olduğunu dile getiren Özcan, bunun da el-Benna'nın pürüzsüz kalbinin bir nişanesi olduğunu söyledi.

'ONLAR HER DEVRE HİTAP ETTİLER'

Yazar Ahmet Varol, son yüz, yüz elli yıl geriye doğru okuma yapıldığı zaman pek çok önemli şahsiyetin olduğunun fark edileceğini belirterek, "Bunlar toplumun kilometre taşlarıdır, aydınlatıcısıdır. Bütün insanlık için önder, rehber isimler vardır. Bunlar diğerlerinden farklı olarak fikirleriyle, kitaplarıyla, değişik yönleriyle ortaya çıkarlar" dedi.

Hasan el-Benna'nın ümmet kimliği üzerinde, Müslümanların haklarını korumak üzere hareket ettiğini ifade eden Varol, sözlerine şöyle devam etti:

"Peygamberler insanlara örnek olmakla görevlendirilen kişiler. Diğerleri de Peygamberin ortaya koyduğu ölçülerle hareket ederek ortaya değer koyan insanlar. Bu ikisini birlikte kullananlar daha başarılı olmuşlardır. Hasan el-Benna gibi şahsiyetlerin her iki değerden istifade etmiş, insanlığa yararlı olmuş kişiler olduğunu düşünüyorum. Bunun ardından müslüman toplumların kimlikleri bu temel üzerine kuruldu."

Etkinliğin moderatörü Yavuz Selim Kurt ise, Hasan el-Benna'nın bütün dünyada büyük bir çapa ulaştığını söyleyerek, "O sadece 20. asrın değil sonraki asrın da kahramanlarından biri. Bizim böylesi kahramanları anmamız için illa ölüm, doğum yıl dönümlerini beklememize gerek yok. Onlar her devre hitap ettiler çünkü" ifadelerini kullandı.

HASAN EL-BENNA KİMDİR?

İmam Hasan b. Ahmed b. Abdurrahman el-Bennâ (14 Ekim 1906 - 12 Şubat 1949), Mısırlı siyasi ve dini lider. Müslüman Kardeşleradlı teşkilatının kurucusudur. Aynı zamanda Müslüman entelektüel, fikir adamı Tariq Ramadan'in dedesidir.

Genç yaşta dini konulara büyük ilgi duymaya başlayan Benna, 1923'te Kahire'de dini ve toplumsal konularda geleneksel eğitim veren Darü'l-Ulum adlı öğretmen okuluna kaydoldu. 1927'de Arapça öğretmeni olarak Süveyş Kanalı yakınlarında bulunan İsmailiye'de bir ilkokula atandı. İngilizlerin ülkedeki ekonomik ve askeri varlığı açısından büyük önem taşıyan bu kentte, Müslümanları derinden sarsan olaylara şahid oldu. Mart 1928'de bir İngiliz kampında çalışan altı kişiyle birlikte İslamın ilkelerine geri dönüşü amaçlayan Müslüman Kardeşler'i kurdu. 1930'larda kendi isteğiyle Kahire'deki bir okula tayin edildi. II. Dünya Savaşı başladığında çok sayıda öğrenci, devlet memuru ve işçi Müslüman Kardeşler'e üyeydi ve Teşkilat Mısır toplumunun hemen bütün kesimlerini temsil eden bir önemli siyasi güç olmuştu.

Teşkilat üyelerinin birçoğu hükümetin milli çıkarlara ihanet ettiği görüşündeydi; Hasan el-Benna ise bir müddet daha hükümeti destekleme taktiğine bağlı kalmaya çalıştı. Ama gerek kendisi, gerekse teşkilat üyeleri idare açısından tehlikeli olmaya başlamıştı. Savaşı izleyen kargaşa ortamında el-Benna'nın sözünü geçiremediği teşkilat üyelerinin adları, başta Başbakan en-Nukraşi'nin öldürülmesi olmak üzere (Aralık 1948), bir dizi suikast olayına karıştı. Hasan el-Benna Şubat 1949'da hükümetin göz yumduğu bir suikast sonucunda Kahire'de öldürüldü.

Hasan el-Benna Da'vetuna, Nahvü'n-Nur, Akidetuna, el-İhvanü'l Müslimun tahte Rayetü'l-Ku'ran, Muskilatuna fi da'va'l Nizami'l-İslam,Müzekkiratü'd-Da'va ve'd-Dai gibi yapıtlarında emperyalizme karşı milli bir hareket oluşturulmasını ve Müslüman milletlerin İslamilkelerine dayanan birliğini savundu. Ona göre Müslüman milletlerin geri kalmasının sebebi din yolundan uzaklaşılmış olmasıydı.Kurtuluş, İslam öğretilerine geri dönerek sağlanabilirdi. Devlet İslam dini temelinde teşkilatlanmalı, İslam hukuku geçerli kılınmalıydı. Toplumun ahlakı ve eğitimi İslam ilkelerine göre yönlendirilmeli, toplumsal eşitsizlik ve adaletsizliklere son verilmeliydi.Müslüman Kardeşler teşkilatı maksadı da bu programı gerçekleştirmekti.

Mısır'ın çeşitli, yörelerinde kurduğu okullar ve toplumsal hizmet kurumları vasıtasıyla görüşlerini hayata geçirmeye çalışan Hasan el-Benna'nın başlattığı hareket Arap dünyasını büyük ölçüde etkilemiştir.

HASAN EL-BENNA NASIL ÖLMÜŞTÜ?

Müslüman Kardeşler Örgütü'nün kurucusu büyük İslam alimi ve mücahidi Hasan El Benna 12 Şubat 1949'da Kahire'nin en büyük caddelerinden birinde arabası durdurularak polisler tarafından kurşunlandı Kaldırıldığı hastanede bilinçli olarak müdahale edilmeyerek kan kaybından ölmesi beklendi.

HASAN EL-BENNA'NIN TARİHE GEÇEN SÖZLERİ