TIMETURK | HABER MERKEZİ
Hayreddin Soykan Silivri Cezaevi'ne girdiğinde şu sualle karşılaşmış: “Burada hasmın olan, kanlı-bıçaklı düşmanın olan birileri var mı? Koğuşu ona göre belirleyelim.” O da “Fetöcülerle aramızda kan var, hasmım onlar, gönüldaşımız Halil Kantarcı'yı şehid ettiler” deyince, cezaevine giriş belgesine bunu yazarken, bir yandan “bıyık altından gülenler” ve “homurdananlar” dikkatini çekmiş. Salih Mirzabeyoğlu'nun kitaplarının verilmemesi ve cezaevi içinde yaşadığı bir takım olumsuzluklar, Silivri cezaevinde kriptofetöcüler olduğu şüphesini keskinleştirmiş.
İki aydır kendisine ptt kargo yoluyla gönderilen onlarca kitap, hangi gerekçeyle olduğu bilinmez, kendisine verilmemekte, yaptığı tüm başvurular ise cevapsız kalmaktadır.
28 Şubat yargılamalarının hukuksuzluğu gün gibi ortadayken, yüzlerce 28 mağduru varken, 2 ay evvel bu mağdurlara bir yenisi daha eklenmiş, üstelik bir yazara, kitaplarının verilmemesi gibi bir işkenceye maruz bırakılmaktadır.
Fetöcü hâkimler tarafından verilen 28 Şubat yargı kararlarının derhal iptal edilmesi, hâlihazırda yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi etkili-yetkili herkesin üzerine borçtur, vebaldir.