KDK'den yapılan yazılı açıklamada, kararlarıyla idareye yol gösteren kurumun, sokak hayvanlarının ve bunlarla muhatap olan insanların yaşadıkları sorunları içeren çeşitli şikayetleri değerlendirdiği, toplumun vicdanını rahatlatan kararlar almaya çalıştığı kaydedildi.
KDK tarafından 24 Ocak'ta "Hayvan Hakları Çözüm Çalıştayı" düzenlendiği aktarılan açıklamada, çalıştayda sokak hayvanlarına yönelik hukuki düzenlemeler, sokak hayvanlarıyla ilgili olarak yerel yönetimlerin çözüm uygulamaları ve önerileri, hayvan barınakları ile hayvan haklarını koruma stratejilerinin ele alındığı aktarıldı.
Rapora göre çalıştayda, hem hayvanların haklarını korumak, onların daha iyi şartlarda yaşamalarına imkan tanımak hem de bunu yaparken insanların sağlığını, huzurunu ve güvenliğini sağlamak için alınması gereken başlıca önlemler şu şekilde sıralandı:
"Sahipli ve sahipsiz hayvanların kayıt altına alınması, sağlıklı bir şekilde hayvan envanterinin ortaya konması gerekmektedir. Bu hayvanların satış işlemleri, sahiplerinin değişmesi ve hayvanların devir işlemleri kayıtlı ve denetime tabi bir şekilde yürütülmelidir. Yurtdışından ülkeye hayvan sokulması ya da yurtdışına hayvan çıkarılması işlemleri sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Hayvan sahiplerinin sorumsuzca davranışlarını önleyici tedbirler alınmalıdır. Hayvan sahiplerinin hayvanlarını izinsiz, kayıtsız, gelişigüzel bir şekilde sokaklara bırakması gibi durumlara karşı denetim ve ceza mekanizmalarının ciddiyetle işletilmesi gerekmektedir."
"YETKİ KARMAŞASI ORTADAN KALKMALI"
Raporda, "Hayvan Hakları ve Güvenli Çevre" başlığı altında şu maddeler yer aldı:
"Konu hakkında görevli ve yetkili kurumların netleştirilmesi, sadeleştirilmesi, dağınıklığın, yetki karmaşalarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Hayvanlara karşı işlenen suçlarda mevcut yaptırımlar artırılmalıdır. Hayvanlara karşı işlenen suçlardaki davalara ilgili kuruluşlar müdahil olabilmelidir.
Üremenin kontrolüyle ilgili mahalli idarelerin kısırlaştırma ve aşılama kapasiteleri artırılmalı, bu işlemler veteriner hekimi odalarıyla iş birliği halinde yapılmalıdır.
5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nun 6. maddesine dokunulmamalı ve görevli birimlerce bu kanunun uygulanması sağlanmalıdır. Bu nedenle yapılacak olan mevzuat çalışmalarında konunun taraflarının çözüm önerileri dikkatle dinlenmelidir.
Aşılamanın yaygınlaştırılması ve sistematik, düzenli, insani şartlarda kısırlaştırmanın teşvik edilmesi gerekir.
Hayvan hakları ve hayvan sevgisi alanlarında insanların çocuk yaştan itibaren eğitilmesi, bilinçlendirilmesi gerekir.
Her belediye kendi sınırları içerisindeki hayvanları "mikroçip" ile kayıt altına almalıdır. Hayvan hakları meselesine yerel yönetimlerde bütçe ayrılmalı ve ayrılan bütçeler de artırılmalıdır. Hayvanların beslenme odakları illerdeki koruma kurulları tarafından belirlenmelidir."
"İNSANLARA ZARAR VEREBİLECEK HAYVAN SAHİPLERİNE YAPTIRIM GEREKLİ"
Hayvan koruma görevlilerinin her yerel yönetimde sayılarının artırılması, birimlerinin büyütülmesi, eğitimlerinin sağlanması, görev ve sorumluluklarının netleştirilmesi gerektiği vurgulanan raporda, "Tehlikeli ırk, yasak ırk kavramlarına yeni tanımlamalar getirilmeli, ırk hayvanlarının, yani insanlara zarar verme yetenekleri fazla olan sahipli hayvanların sahiplerine ciddi yaptırımlar getirilmelidir." ifadesi yer aldı.
Veteriner hekimler ile hayvansever derneklerinin iş birliği içerisinde çalışabileceği ve ayrılan bütçelerle bu ortaklığın desteklenebileceği değerlendirilen raporda, "bakımevi yaklaşımından 'hayvan kliniği' sistemine geçilmesi" önerisi de yer aldı.
Raporda, yerel yönetimlerde hayvanlarla çalışan personelin çalışmaları sırasında hakaret ve engellemelere karşı korunması gerektiği de vurgulandı.
Hazırlanan rapor başta Türkiye Büyük Millet Meclisi Hayvan Haklarının Araştırılması Komisyonu olmak üzere konunun muhatapları olan tüm ilgililere, yetkililere, kurumlara ve STK'lere gönderildi.