Hedefe oturtulan Ebubekir Sifil’den açıklama: Zekâ özürlüler!
İlahiyatçı-yazar Dr. Öğretim Üyesi Ebubekir Sifil'in eski bir konuşması bazı gazeteler ve internet siteleri tarafından gündeme sokuldu. Sifil, yaptığı açıklamada ““Birileri malum tayfanın düğmesine basmış yine. Sorulmuş, İslam alimlerinin görüşlerini özetlemişim. Zekâ özürlüler görmek istemese de İslam cezâ hukukunun günümüz dünyasında uygulanması konusundaki görüşlerim açık” dedi.
Oluşturma Tarihi: 2022-08-26 16:13:54
Güncelleme Tarihi: 2022-08-26 16:13:54
TIMETURK | HABER MERKEZİ
İlahiyatçı-yazar Dr. Öğretim Üyesi Ebubekir Sifil'in eski bir konuşması bazı gazeteler ve internet siteleri tarafından gündeme sokuldu. İslam ceza hukukundaki bazı konuları açıklayan Sifil'in sözleri, “namaz kılmayan öldürülebilir” şeklinde başlıklara taşındı.
Zekâ özürlüler görmek istemese de…
Şahsi sosyal medya hesabından açıklama yapan Dr. Öğretim Üyesi Sifil, şu açıklamayı yaptı:
“Birileri malum tayfanın düğmesine basmış yine.
Sorulmuş, İslam alimlerinin görüşlerini özetlemişim.
Zekâ özürlüler görmek istemese de İslam cezâ hukukunun günümüz dünyasında uygulanması konusundaki görüşlerim açık:
https://google.com/amp/s/www.lacivertdergi.com/portre/gunumuzden/2017/02/13/daisin-beslendigi-tek-kaynak-vehhablik-ideolojisidir/amp
Neylersiniz ki iptizalin dibi yok!..”
İnanmadıkları şeyleri “Allah'ın emri” diye uygulayamazsınız
Sifil'in Lacivert dergisinden kaynak gösterdiği açıklaması ise “DAİŞ'in beslendiği tek kaynak Vehhabîlik ideolojisidir” başlığını taşıyor. Sifil, söyleşinin ilgili kısmında şunları ifade ediyor:
Bu hükümlerin uygulanması (özellikle mürtedin katli ve diğer cezaî ahkâm), belli şartların tahakkukuna bağlıdır. Öncelikle topluma günah-sevap bilinci, ahiret endişesi ve sorumluluk duygusu yerleştirilmeli, günahlara yönelten etkenler ortadan kaldırılmalı, İslam'ın diriltici soluğu en ücra köşelere kadar ulaştırılmalıdır. İslam'ın inşa etmediği bir toplumsal hayatta insanlara, inanmadıkları, benimsemedikleri, hatta belki yanlış buldukları hükümleri "Allah'ın emridir" diye uygulayamazsınız. Şeriatı öcü gösterenlerin anlamadığı yahut bilerek çarpıttığı nokta burasıdır. Asıl olan ferdin ve toplumun 'Allah'ın rızası'nı hedeflemesi ve bu istikamette gönüllü bir gayret içinde olmasıdır. Hz. Peygamber'in yaklaşık 23 yıl sürmüş bulunan peygamberlik görevi içinde ilk 13 yılın tebliğ ve irşada, yani fert ve toplumun İslam'a gönülden bağlanma kıvamına gelmesine ayrılmış olması tesadüf değildir. İman ve teslimiyetin kalplere tam anlamıyla yerleştiği bu dönemden sonradır ki, 10 yıllık Medine safhasında normatif hükümler indirilmeye başlamıştır. Sosyal gerçekleri görmezden gelerek insana ve topluma bir şeyleri 'metazori' kabul ettirmek mümkün ve doğru olsaydı Marksizm'in ömrü 70 yılla sınırlı olmazdı. Söz konusu normatif hükümlerin önemlice bir kısmı bizzat Kuran'da yer almıştır. Modern zamanlarda birtakım çevrelerin modern dünyaya şirin görünme kaygısıyla bu hükümleri olmadık tevillere tabi tutması yahut 'tarihsel' ilan etmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Meseleyi bu şekilde ortaya koyan birinin, "O halde DAİŞ nereden besleniyor?" sorusuna da elbette cevap vermesi gerekiyor. Evet, bu soruya verilecek cevap, problemin çözümü için gerekli doğru zemini de ele verecektir: DAİŞ'in beslendiği tek kaynak Vehhabîlik ideolojisidir. 19'uncu yüzyılın başlarında itibaren Hicaz bölgesinde ortaya çıkan bu hareket, emperyalist ülkelerin de desteğiyle o coğrafyayı Osmanlı'dan koparırken bugün DAİŞ'in kullandığı argümanların aynısını kullanıyordu: Önce tekfir et, sonra katlet! Bu mantıkla Osmanlı'yı ve onu destekleyen yerel güçleri dinden çıkmakla (irtidat) itham edip, Osmanlı idaresine karşı ayaklanmanın 'farz, cihad' olduğunu ve mürtedin katlinin vacip olduğunu söyleyerek ortaya çıkan bu hareket, İngiltere'nin de açık desteğiyle o bölgeyi Osmanlı hâkimiyetinden kopardı. Petrol sayesinde dünyanın sayılı zengin ülkeleri arasına giren Suud yönetimi, Vehhabî ideolojisini yaymayı bir devlet politikası olarak benimsedi ve icra etti. Geldiğimiz noktada bu ideoloji bumerang gibi dönüp kendisini vurunca Suud yönetiminden şikâyetler ve teberri mesajları duymaya başladık. Ancak bu politik tavır, hakikati örtmeye yetmeyecektir. DAİŞ denen vahşet şebekesinin, işgal ettiği yerlerdeki okullarda öğrencilere akide/inanç dersleri müfredatı olarak Muhammed b. Abdilvehhab'ın kitaplarını okuttuğu sağır sultanın dahi duyduğu/bildiği bir hakikat. Dolayısıyla DAİŞ'in kaynağını merak edenler, ehl-i sünneti mürted (dinden çıkmış) sayan Vehhabî ideolojisine bakmalıdır.