Helsinki zirvesi Trump başkanlığının dönüm noktası olabilir
Arap medyasının yanı sıra New York Times, Washington Post, Christian Science Monitor, USA Today, CNN ve BBC gibi gazetelere Ortadoğu analizleri yapıp, makaleler yazan, bir dönem Chatham House'da misafir araştırmacı olarak görev yapan ve şu an Washington'da ikamet eden gazeteci Hüseyin Abdül-Hüseyin AA için kaleme aldı:

Oluşturma Tarihi: 2018-07-20 15:18:52

Güncelleme Tarihi: 2018-07-20 15:18:52

ABD Başkanı Donald Trump, adaylığından bu yana ilk kez Cumhuriyetçilerle Demokratları karşısında birleştirmeyi başardı. Helsinki'de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile toplantısını izleyen basın toplantısındaki açıklamalarında Trump, Rusya'nın 2016'daki Amerikan seçimlerine Rus müdahalesini, ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Dan Coats'tan işittiğini ve konuyu, bu yöndeki suçlamaları reddeden Putin'e açtığını söyledi. Trump, kendisini Rusya'nın müdahalesine inandıracak bir neden olmadığını sözlerine ekledi.

Twitter'da "Yurtsever Cumhuriyetçiler, neredesiniz?" çağrısı yapan eski CIA Başkanı John Brennan'a göre, Amerikalı yurttaşların karşısında yabancı bir liderin tarafını tutmak, vatan hainliği.

Cumhuriyetçilerin tepkisi de gecikmedi. Sağ görüşlü Fox News kanalı, son birkaç yıl içinde ilk kez Helsinki'deki açıklamalarının ardından gün boyu Trump'a karşı sert bir şekilde saldırıya geçti. Kanalın haber sunucuları, analistler ve uzmanlar netti: Putin, bir dost değil düşmandır ve ABD başkanları asla Amerikalılara karşı yabancıların tarafında yer almamalılar.

Fox News'ten Kongre'ye ve sağ görüşlü medya sitelerine kadar Cumhuriyetçiler, Trump'ın Putin ile dostane buluşmasına karşı birlik içindeydi. Temsilciler Meclisi Başkanı Paul Ryan, ABD istihbaratının zaten Rusya'nın müdahalesini tespit etmiş olduğunu dile getirdi. Ryan, "Başkan, Rusya'nın dost olmadığını bilmelidir." ifadesini kullandı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı, Cumhuriyetçi Senatör Bob Corker, "Putin'in sadece gücün dilinden anladığını" söyledi. Corker, Trump'ı Amerika'ya zayıf bir ülke, çocuk oyuncağı imajı vermekle suçladı.

Bu sırada Coats, bir açıklama yaparak Trump'ın sözlerine karşılık verdi. ABD istihbarat örgütleri arasında 2016'daki seçimde Rusya'nın müdahalesi konusunda fikir birliği olduğunu yineledi ve ABD istihbaratının, Amerikan ulusal güvenliğini korumak amacıyla "objektif ve kusursuz" raporlar sunduğunu savundu.

TRUMP YANLISI BASINDAN SERT ELEŞTİRİLER

Air Force One ile dönüş yolunda Başkan Trump, oluşan infiali televizyonda izliyor olmalıydı. Bu yüzden olsa gerek, Twitter'da ABD istihbarat kurumlarına güvenini yinelediği, ancak bu kez her ikisi de nükleer güç olan Amerika ve Rusya'nın, geçmişi unutup iyi geçinmesi gerektiği fikrini savunan paylaşımda bulundu. Bu izah, ona karşı oluşan fırtınayı dindirmeye yardımcı olmadı. Kendi istihbarat kurumlarına karşı Putin'in yanında yer alan Trump, bu haliyle dikkatleri, iki ülkenin nükleer silahları ile Ukrayna, İran ve Suriye dahil dış meseleler olmak üzere birçok konunun ele aldığı zirveden farklı yöne çevirdi.

Buna mukabil Amerikalılar, Trump'ın Putin ile ne türden müzakereler yürüttüğü üzerinde yorum yapacak ruh halinde değildi. Zirve ile Trump, Brennan'ın deyimiyle "Putin'in cebinde olduğu" yönünde Amerikalıların yaygın şüphesini tekrar doğrulamış oldu.

Drudge Report gibi radikal ve etkili sağ görüşlü internet siteleri bile, hell (cehennem) kelimesine gönderme yapan ve Helsinki'nin kısaltması olan "Putin, Hel'de baskın çıktı" başlığını attı.

"Trump'un Putin'in cebinde olduğu" izleniminin doğrulanmasıyla özel ya da açıktan iki liderin her ne konuştuğuyla ilgili analiz yapmanın anlamı yoktu.

Sonuç olarak bir Amerikalının bakış açısıyla, Trump Amerikan fabrikalarını ve çalışanlarını meşgul etmek adına daha fazla silah almaları için Amerika'nın müttefiklerine yalvarsa da ABD istihbaratı konusunda Putin'e inanarak ve Ukrayna'ya silah satmayı reddederek Putin'in buyruklarının hepsini yerine getirmiş oluyor.

Trump daha önce Suriye konusunda Rus yetkililerin tekrar tekrar açıkça ne istediğini harfiyen açıklamıştı: Fırat'ın doğusundaki Suriye topraklarından iki bin civarında olduğu tahmin edilen ABD askerlerinin çekilmesi.

Trump'ın Rusya ile ayrı düştüğü tek nokta İran. Putin, Avrupa ve Çin ile birlikte Trump'ın 8 Mayıs'ta çekildiğini açıkladığı nükleer anlaşmaya taraf olmayı sürdüreceğini vurguladı. Oysa Trump İran hükümetini yıpratmayı kafaya koymuş durumda.

İRAN PAZARLIĞI

Beyaz Saray yetkilileri Trump'ın İran konusunda Putin ile pazarlığa hazır olduğunu çok defa ifade etti. Buna göre Trump, Tahran ile bağlantısını kesmesi ve Washington'ın İran'ı kuşatmasına destek vermesi karşılığında Rusya'nın Kırım ilhakını ve Suriye'deki varlığını tanımaktan Rusya'ya yönelik yaptırımların kaldırılmasına kadar Moskova'nın her türlü talebini karşılamaya hazır. Trump ayrıca İranlı milislerin Suriye'den çıkarılmasını da talep ediyor.

Washington'daki şüpheciler ise ABD Başkanı zaten Moskova'nın talep ettiği her şeyi verdiğinden Putin'in İran'a karşı ABD ile birlikte etmesi için gerekçe olmadığını ileri sürerek bu teze karşı çıkıyor.

Her ne kadar Kongre hem Cumhuriyetçi hem de Demokratların oylarıyla Rusya'ya yönelik yeni yaptırımlara onay verdiyse de, Trump bunu veto etmeye çalıştı. Düzenleme veto edemeyeceği şekilde karşısına geldiğinde ise Kongre'nin önerilerini uygulamamayı tercih etti.

Trump, Putin ile görüşmesinin Reagan ile Gorbaçov'un 1986'da yaptığı görüşme kadar önemli göstermeye çalışsa da, zirve netice itibarıyla Putin'e ödenecek bir tür borcu olduğu gerçeğini ortaya koydu. Trump, Rusya'yı ABD seçimlerine müdahale etmekten vazgeçirmek yerine Moskova yönetimini aklamaya çalıştı. Amerikan halkının büyük bölümü Rusya'nın seçimlere müdahale ettiğine inandığından ve bunun yeniden yaşanmasından endişe ettiğinden, ters tepen bu adımın başkana siyasi maliyeti büyük olabilir.

Trump'ın Putin ile Helsinki'deki buluşması tarihi bir dönüm noktası olmaktan çok Trump'ın kişisel tarihinde bir dönüm noktası olacak gibi görünüyor.