''Hiç onlarla Tayyip Erdoğan bir olur mu?''
Yazar Osman Diyadin, kaleme aldığı yazıda, yapılan tüm hizmetlere rağmen muhalefetin “Erdoğan düşmanlığı” yaptığını dile getirdi.

Oluşturma Tarihi: 2020-06-11 14:24:21

Güncelleme Tarihi: 2020-06-11 14:24:21

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 18 yıldır birçok hizmete imza attığını dile getiren İnternethaber.com yazarı Osman Diyadin kaleme aldığı yazıda, “İster kabul etsinler ister etmesinler dünyanın gördüğünü içimizdeki işbirlikçiler görmek istemese de her alanda Cumhuriyet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor Türkiye...” ifadelerini kullandı.

İşte yazının tamamı:

Hiç onlarla Tayyip Erdoğan bir olur mu?

“İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörüdür!”derler.. Türkiye'de muhalefet bu psikolojik travmayı yaşıyor!..

Derler ki;
 
“İnsan ulaşamadığı her şeyin delisi, ulaştığı her şeyin nankörüdür!”
 
Bugün Türkiye'de muhalefetin geldiği nokta açıkça bu…

Nankörlük mü dersiniz?

İhanet mi?

Adını siz koyun!

Tayyip Erdoğan düşmanlıklarının nedeni bu!..
 
Nerede eksik var?

Terörle mücadelede mi?

Dış politikada mı?

Savunma sanayinde mi?

Teknolojide mi?

Sağlık hizmetinde mi?

Her türlü saldırıya rağmen ekonomide mi?
 
Elinizi vicdanınıza koyarak söyleyin...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 18 yılda bu ülke için neyi yapmamış!
 
Bırakın laf edebiyatını da çıkın “Şu yapılmadı” diye söyleyin…
 
İster kabul etsinler ister etmesinler dünyanın gördüğünü içimizdeki işbirlikçiler görmek istemese de her alanda Cumhuriyet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyor Türkiye...

Sözü dinlenen coğrafyasında artık Türkiye'ye rağmen olunmuyor!..

Dünya Türkiye'yi konuşuyor...

Bizim içerideki dalton kardeşler Tayyip Erdoğan'a nasıl pusu atarızın derdine düşmüş!..
 
Bu ülkede neler yapılmadı ki 18 yılda!..

Hakkın teslimini yapmak önce insan sonra gazeteci olarak görevimiz!..

Hizmete bakarım...

Kim yaptı onun hakkını teslim ederim..

Tayyip Erdoğan düşmanlığı yapanlar özgür basın oluyor da Tayyip Erdoğan'ın başarısını dile getirenler yandaş gösteriliyorsa varsın göstersinler..

Başımın üstüne!..

Nankörler!..

Hayaldi gerçek oldu denilen bütün projeler nasıl hayata geçti!..

Bakın İstanbul ve Ankara'ya!..

CHP'li iki başkan bir yıldır üretmeden koltuklarında oturuyor!..

Neden!..

Yapılmadık ne kalmış ki!..

Şaşkınlar..

Hazıra kondular  yan gelip yatıyorlar..

Pardon!..

Tayyip Erdoğan musluk takmayı unutmuştu!..

Sağolsun Ekrem Bey törenle takmış!.

Bakın..

Tayyip Erdoğan 18 yıldır her türlü iç ve dış saldırılara karşı dünyanın gıpta ile baktığı bağımsız bir Türkiye inşa etti...
 
İnanın dış dünya  içimizdeki muhalefet kadar vicdansız değil Türkiye ile ilgili konuşurken...
 
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, dünya karşısında her alanda hiç bu kadar güçlü olmamıştı…

                                                     *
 
Tayyip Erdoğan'dan önce;

Düşman akar Türk bakardı.

Tayyip Erdoğan ile;

Türk akıyor düşman bakıyor!
 

Bir düşünün…
 
Savunma sanayimiz artık göz kamaştırıyor...

İHA'ları, SİHA'ları, Akıncı'ları, tankları, helikopterleri, gemileri, silahları ile savunma sanayinde yerli üretim yüzde 75'ler noktasına gelmiş…
 
Alman DieWelt gazetesi,

TB2 SİHA'ları konu alan kapsamlı bir makale yayınlayıp “Türkiye SİHA'larla devrim gerçekleştirdi” diyor. Türk SİHA'ları, ABD'nin MQ-9 Reapar SİHA'sına benzetilip Bayraktar TB2'nin savaş alanında çok daha etkili olduğu belirtiliyor…
 
Terörle mücadelede kahramanlarımız büyük bir başarıya imza atarken, PKK bitirilme noktasına getirilmiş. Ülkenin her karış toprağına huzur ve güven hakim olmuş…

Uzun yıllar ülkenin birinci sorunu olan terörün adı yok artık!..
 
MİT'in geldiği noktayı dış basın şu sözlerle açıklıyor “Hakan Fidan dünyanın en güçlü istihbarat başkanı.”

Çünkü içeride, dışarıda gözden kaçan yok…

Paketleme tam gaz!
 
Teknoloji..

Yerli otomobil için düğmeye basılmıştı..

Şaka değil gerçek ilk yerli ve milli yüksek çözünürlüklü yer gözlem uydusu İMECE'nin son montajı yapılmış. Uydumuzu inşallah 2021'de başarıyla fırlatacağız.

Nerden nereye değil mi?

                                                  *
 
Sağlık alanında dünya  büyük hayranlık duyuyor…
 
Muhteşem hastaneleri ile dünyanın sağlık üssü olma yolunda dev adımlar atan bir Türkiye…

Dünya koronavirüs salgınının pençesinde kıvranırken, her biri kendi alanında çığır açan eserler yükseliyor...
 
Pek çok ülkenin geçici sahra ve prefabrik hastaneler kurarak çözmeye çalıştığı sorunu, çok daha kısa sürede kalıcı hastaneler inşa ederek aşmayı başarıyor Türkiye…
 
Yerli yoğun bakım solunum cihazlarımız dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor…
  
Bakın İngiliz The Economist ne yazıyor?
“Türkiye sağlık konusunda İngiltere'den 10 kat daha iyi. Hastane ağları ve sağlık sistemi çok başarılı. Erdoğan 20 yıldır seçim kaybetmiyor, çünkü çok çalışıyor. Muhalefetin Erdoğan'ı yenmesi çok zor...”
 
 
Peki İtalyan La Repubblica ne yazıyor?
 
“Erdoğan 20 yılda sağlığa 10 milyarlarca dolar akıttı. Havaalanları büyüklüğünde hastane ağı kurdu…”
 
Muhalefet ne der şimdi;
 "The Economist ve La Republica yandaş zaten."
 
Türkiye dünyaya nefes oldukça  içimizdeki bazılarının nefesi kesiliyor!..
 
                                                       *

Eskiden su akar Türk bakardı..

Şimdi..
 
Allah'ın bir lütfu olan sularımızın kontrolsüzce topraklarımızdan akıp gitmesini seyretmiyor artık Türkiye…
 
Yani Türkiye artık her alanda su gibi akıyor...
 
2003 yılına kadar toplam 276 baraja sahipken, 18 yılda ülkemizin su potansiyeli kullanılarak 585 yeni baraj ilave edilmiş, 576 hidroelektrik santrali ülkemize kazandırılmış

Dünyanın 3 büyük barajı yapılmış!
 
Tamamen Türk Mühendislerinin eseri

Ekonomiye yılda 1.5 milyar lira katkı,  2.13 milyar metreküp su depolanacak.  2.5 milyon kişinin enerji ihtiyacını karşılanacak.
 
                                               *
 
Peki ekonomide…
 
Önce şöyle geri dönüp nostalji yapalım mı?
 
Tayyip Erdoğan'ın sadece 1 yıl içinde emeklilere dağıttığı bayram ikramiyesi tutarının, CHP'nin (Ecevit dönemi)  Lüksemburg'dan istediği paranın tam 650 katı olduğunu biliyor musunuz?
 
Bugün IMF'yi kapısına yaklaştırmayan Türkiye, üzerine oynanan bütün oyunları bozuyor…
 
Kim ne derse desin Erdoğan'ın  liderliğinde Berat Albayrak'ın yönetiminde  ekonomide bir başarı öyküsü yazılıyor... 
 
Battı, tükendi denen Türkiye her türlü zorluğa göğüs gererek kendi ayakları üzerinde duruyor…
 
Bazıları “Pandemi sürecinde ne yaptınız?” diye algı operasyonu çekiyor ya…
 
Ne yapmadı ki Türkiye…
 
Sayalım…
 
Açıklanan ekonomik istikrar kalkanı paketinin maddi tutarı 252 milyar TL'yi aştı. Bu kapsamda atılan adımların ekonomik büyüklüğü (Çarpan etkisi) 600 milyar TL'yi aşmış durumda…

Alınan mali önlemlerin milli gelire toplam destek oranı yüzde 11, maddi destek oranı ise yüzde 5 olarak ortaya çıktı...
 
Şöyle bir düşünün 5,5 milyon aileye 1,000 TL'lik nakdi yardım yapılmış…
Yaklaşık 66 milyar TL tutarında SSK, BAĞKUR muhtasar ve diğer ödemeler ötelenmiş…

4 milyona yakın çalışan için firmalara kısa çalışma ödeneği ödenmiş...
 
Devam edelim mi?
1,1 milyon esnafa 25 milyar TL'ye yakın esnaf destek finansmanı sağlanmış…
 
Geliri 5 bin TL'nin altında olan 6 milyondan fazla vatandaşa 37 milyar TL (likit bireysel) ihtiyaç desteği sağlanmış…
 
Say say bitmiyor?
 
180 bin 933 işletmeye 145,6 milyar TL devam finansmanı sağlanmış…
Hububat üretimi ve pancar küspesi için toplam 400 milyon TL'yi aşan avans desteği verilmiş…

Kamu Bankaların sağladığı katkıları yazmıyoruz…
 
Türkiye ekonomisi dünya örneklerine kıyasla pozitif ayrışarak yılın ilk çeyreğini %4,5 büyümeyle ilk sırada tamamlamış
 
“İhracatımız ithalata bağımlı” yaklaşımının temelsiz olduğu ortaya çıktı.
 OECD'nin ihracatın içindeki ithalat payı araştırmasına göre Türkiye %16.5 ile en iyi 20'de ve Almanya, Fransa, İtalya'dan iyi durumda.
 
Borsa İstanbul ilk kez 13 gün kesintisiz artarak tarihinin en uzun soluklu yükselişini gerçekleştirdi.

                                                           *
 
Ya dış politika…

Kusursuz…
 
Yüzde yüz bağımsız duruş sergileyen, bölgesinde asla oyun sahası dışında kalmayan Suriye'den Libya'ya ve Doğu Akdeniz'e kadar sesi gür şekilde çıkan, sadece konuşan değil icraat yapan bir Türkiye gerçeği yaşanıyor…


Yani Türkiye karşısında kim olursa olsun milli çıkarları için masaya yumruğunu vuruyor…
 
Ne oldu?

Libya'da darbeci Hafter; Berlin'de masa kuruldu, imza atmadı, kaçtı!

Moskova'da kuruldu; imzalamadı, kaçtı!

Şimdi “Masa kurulsun, anlaşalım” diyor...

Fransa, BAE, Rusya, Mısır, S. Arabistan, İsrail onu kurtaramadı!

Türkiye destekli Libya Ordusu galibiyete yürüyor!
 
Hani Kılıçdaroğlu “Bizim Libya'da ne işimiz var” deyip emperyalistlere selam çakıyordu ya…

Libya bugün “Teşekkürler Türkiye, Teşekkürler Erdoğan” diyor!
Fazla söze hacet varmı?
 
Asaletse asalet, cesaretse cesaret!

Türk askeri her yerde…

Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de  destan yazıyor.

Türk savaş gemileri “Dünyaya ben buradayım” diyor…

                                                    *
 
Bakın eski Türkiye'de ülkenin iç sorunlarını kaşıyıp, ondan beslenen bir güruh vardı.Türkiye'nin bölgesel meselelerini görecek akılları yoktu…

Çünkü göbekten bağımlıydılar!
 
Bugün muhalefetin benzer çabası Türkiye'nin  yazdığı başarı öyküsünün okunmasını engellemek!

Bunda da ne yazık ki kısmen başarılı oluyorlar!..
 
Çünkü;

Türkiye, tarihinin en başarılı dönemini yaşamasına rağmen, AK Parti yönetimleri milletle bu gerçekleri paylaşmakta sınıfta kalıyor…

Anlatmıyor…

Anlatamıyorlar…

Bütün yük Cumhurbaşkanı Erdoğan ve birkaç bakanın sırtında...

Bütün yapılanları görüyorsunuz...

18 yılda adeta 100 yıllık tarih yazılıyor...

Türkiye sözü dinlenen bir devlet haline geliyor...

Karşısındaki kim olursa olsun boynunu bükmüyor!..

ABD imiş, İngiltere imiş, AB imiş  sözü konusu Türkiye'nin çıkanları ise  Tayyip Erdoğan'ın hiç umurunda değil..

Kimseden icazet almıyor...

Kendi göbek bağını kendi kesiyor...

Şimdi soralım;
 
Adeta Türkiye'nin başarısını kötülemek ile görevli  üst akıl tarafından rotaları çizilen muhalefet  partisi liderleri ile yüzde yüz yerli ve milli rota çizen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir tutulur mu?

Bir olur mu?

Aynı tartıya çıkar mı?

18 yıldır..

Onlar konuşuyor...

Tayyip Erdoğan yapıyor!..
 
Demokratik düzlem de Tayyip Erdoğan la yarışacak millet, memleket evladı varsa işte meydan buyursunlar!..

Fikir proje üretsinler Türk milletinin gönlünde yer etsinler biz de alkışlayalım..
 
Ama Tayyip Erdoğan'ın karşısında  ortada ne böyle bir lider  ne böyle bir ortam ne de böyle bir demokratik düzlem var!..

Fitne, Fesat ,Kumpas vs ne ararsan var!
 
Erdoğan'ın gitmesi için Türkiye'nin batmasına bile gönlü razı olan, ABD, İngiliz, HDPKK, FETÖ ile işbirliği yapacak kadar  gözü kararan, iktidara muhalefet etmeyi devlete ihanet sanan siyasi aktörler var ortada!..

Ne yazık ki!

O nedenle onlarla  Tayyip Erdoğan ile bir olur mu?

                                                         *

Şöyle bakıyoruz ülkemizin geldiği noktaya...

Saydık işte...

Dün Tayyip Erdoğan'dı!

Bugün de  Tayyip Erdoğan!

Velhasılıkelâm;

"Görünün Türkiye kılavuz istemiyor" misali Türkiye'nin yarınları için de  tek yol yarın da  Recep Tayyip Erdoğan

John Lewis der ki;

“İnsanlar ideallerini kaybedince ihtiyarlarlar, seneler ancak cildi buruşturur ama heyecanını yitirmek ruhu buruşturur.”
 
Bugün...

Bu ülke için ideallerini hiç kaybetmeyen, 20 yıl öncesi gibi  heyecanını hep yüksek tuta, Türkiye Cumhuriyeti Devletini tarihinin en güçlü konumuna taşıyan Tayyip Erdoğan gibi bir dünya lideri gerçeği var!..

Allah uzun ömürler versin!..