Temsilciler Meclisi'nde bu akşam insan hakları politikası ile ilgili yapılan oturumda, Japonya'nın Osaka kentinde gerçekleştirilen G-20 zirvesinde Maxima ile Selman arasında yapılan görüşme tartışıldı.
Oturumda, mecliste bulunan partilerin dışişleri temsilciliğini yapan milletvekilleri tarafından eleştirilen görüşme, Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok tarafından doğru bulundu.
Görüşmeyi eleştiren milletvekilleri durumu siyasi bir gaf olarak nitelendirdi, Blok ise görüşmenin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Mecliste bulunan siyasi partilerin çoğu, Maxima'nın Birleşmiş Milletler (BM) Elçisi sıfatında Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinden sorumlu tutulan Selman ile görüşmesine hükümetin izin vermesini "kabul edilemez bir durum" olarak nitelerken, hükümet tarafından "bir mayın tarlasına sürüldüğü" ifade edildi.
Hükümetin, geçen hafta yayımlanan BM raporunu göz önünde bulundurması gerektiğini ve görüşmenin zamanlamasının yanlış olduğu savunuldu.
Blok ise Maxima'nın görüşmeyi bir BM elçisi olarak yaptığı ve görüşmede Kaşıkçı cinayetinin gündeme gelmediğini belirterek, "Maxima, insan hakları konusunda zayıf kalan ülke liderleri ile bir çok kez görüşmeler yaptı. Bu tür görüşmeler her G-20 zirvesinde gerçekleşiyor" dedi.
HÜKÜMETTEN AÇIKLAMA
Maxima'nın bu görüşmeyi yapmadığı takdirde görevini yerine getiremeyeceğini ifade eden Blok, "Eğer görüşmeyi iptal etmiş olsaydık Maxima'nın yaptığı önemli bir işe siyaseti karıştırmış olurduk. Bu görüşmeler sadece finansal konularla ilgili olmalı, genel siyaset karıştırılmamalı. Bu yüzden görüşmenin devam etmesini doğru buluyoruz" değerlendirmesinde bulundu.
Blok, diğer platformlarda Kaşıkçı cinayeti ile ilgili kaygılarını ve tepkilerini dile getirdiklerini, Hollanda'nın cinayetle ilgili bağımsız bir araştırma taraftarı olduğunu kaydetti.
Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, yaklaşık iki hafta önce Kaşıkçı cinayetine ilişkin hazırladığı raporda, gazetecinin uluslararası hukuka göre Suudi Arabistan'ın sorumlu olduğu, kasten ve taammüden (tasarlayarak) gerçekleştirilen yargısız infazın kurbanı olduğunu belirtmişti.