İşte o açıklama:
Hac ve Umre Seyahat Acentaları Derneği olarak, sektörümüzde yıllardır süre gelen sorunların çözülmesi için çaba harcadık, harcıyoruz ve harcamaya da devam ediyoruz. Bugün gelinen noktada, sorunlarımızın çözülememe sebebinin acentalar değil, bizzat Türsab yönetimi ve Türsab'ı yönetme şekilleri olduğu gerçeğini gördük. Haklarımızı koruması gerekenlerin, ilgili kurumlarda haklarımızı savunmadığı, uçak satma, yandaşlarına ekstra hac vizesi talep etme, acentaları boyunduruk altına alma ve akçeli işlerden başka hiçbir çalışma yapmadıkları ortadadır. Bu gün Türsab'ı yönetenler, kaçak faaliyet yapanlara işlem yapmadıkları gibi kaçak faaliyet yapanların yolcularını bizzat kendi uçakları ile taşımışlardır. Kaçak faaliyet yapanları koruyarak tüm sektöre zarar vermiş, birçok acentayı mesleğinden geçinemez hale getirmişlerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından, ACENTALARA DAĞITILMAK ÜZERE Türsab'a teslim edilen ek kotalar ve şehit vizeleri ile lüks hac yapıldığı, birkaç acenta tarafından kullanıldığı, birkaç acentaya da sadece desinler diye bir iki vize verildiği bilinmektedir.
Yine 2017 senesinde birçok lüks hacının Türsab görevlisi olarak hac vizesi aldığı bilinmektedir.
Bir acenta sahibi hacısının başında hacca gidemezken, vize sürelerinden dolayı munazzımlar 3 yıl yasaklı duruma düşerken, acenta sahipleri 4.000 dolara ticari vize almak zorunda kalırken, ACENTALARA DAĞITILMAK ŞARTIYLA verilen vizeleri birkaç acentaya pay edenler, acentanın sıkıntısını anlamayanlar, acentasının derdi ile dertlenmeyenler, elbette bizden değillerdir.
"AKÇELİ İŞLERDEN VAZGEÇİLMELİ"
Yıllardır ısrarlarımıza rağmen, Türsab akçeli işlerden vaz geçmemiştir. Yemek, servis, hac malzemeleri gibi akçeli işleri Kurul kararlarına sokabilmek için ısrarcı olmuşlar, daha sonra biz değil, Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu zorladı demişlerdir. Oysa katılmış olduğumuz Kurullarda bizzat müşahede ettik ki, böyle bir zorlama kesinlikle söz konusu olmamaktadır. Hiçbir kanunda olmamasına rağmen hac ve umre acentaları her gün, bir yolcu için bile Türsab'tan tur onay yazısı almak zorunda bırakılmaktadır. Çelişen kanunların üzerine gidilmemiş, 1618 sayılı kanunun kaldırmasına rağmen, Diyanet kanunu esas alınarak hac ve umre acentalarından teminat mektubu istenmiştir. Ayrıca 1618 sayılı kanun nedeni ile birde sigorta istenmesine karşı bir mahkeme bile açılmamıştır. Yetkililerin karşısına çıkılarak, ya sigorta, ya teminat mektubu diyememişlerdir. Tek yapılan her seçim öncesi kürsülerden “Ocak ayında teminatları kaldıracağız” yalanı olmuştur. Kaç Ocak geçti artık hatırlamıyoruz. Her gün kanunsuz tur izni yazısı vermek, yolcusunun yemeklerini kimden alacağına karışmak, bineceği servis konusunda baskı yapılmak, vermediği hizmetler için MİLYONLARCA DOLARI acentalardan tahsil etmek Türsab'ın âdeti olmuştur.
Acentalarımız ölüm kalım savaşı verirken derebeyi bir kurumun MİLYONLARCA DOLAR kazanç elde etmesi, acentalarımız ile hacca ve umreye gidecek vatandaşlarımızın maliyetlerini yükseltmesi ne hakka, ne hukuka uymamaktadır. Yıllardır düzelir diye beklediğimiz ama hiçbir şeyi düzeltemeyen, düzeltmediği gibi sorunlarımızı daha da büyüten, kaçak ve belirli kişileri koruyan bu sömürü düzenine karşı tek yürek halinde hareket etme kararı aldık.
20 Yıl daha beklememek için, tüm kurumlarda haklarımızın savunulabilmesi için, Hakkımızın başkaları tarafından gasp edilmemesi için, TÜRSAB genel seçimlerinde Sayın Firuz BAĞLIKAYA ile beraber hareket etme kararı aldık.
Haksızlıklara karşı dik duracak tüm hac ve umre acentalarımızı beraber yürümeye davet ediyoruz. Yarınların güzelliği için, bugün tüm kırgınlıkları kenara bırakıp haklarımızı beraberce arayalım.
Saygılarımızla, Allah (CC) Yar ve Yardımcımız Olsun .
HURSAD | Hac ve Umre Seyahat Acentaları Derneği