İHH Mütevelli Üyesi Osman Atalay’dan açıklama: Koronavirüs sürecinde, sokak hayvanları ve göçmenleri unutma
İHH Mütevelli Üyesi Osman Atalay, Timetürk için kaleme aldığı yazıda koronavirüs salgını boyunca sokak hayvanlarının ve Türkiye'ye sığınan göçmenlerin unutulmaması gerektiğini dile getirdi.

Oluşturma Tarihi: 2020-05-08 13:28:21

Güncelleme Tarihi: 2020-05-08 13:28:21

Tüm dünya ile Türkiye'ninde mücadele ettiği koronavirüs salgını sürecinde göçmenlerin yaşadığı zorluklara dikkat çeken İHH Mütevelli Üyesi Osman Atalay, "Unutmayalım ki bu koronavirüs sürecinde en çok mağdur olan insanlar ülkemize sığınmak zorunda kalan göçmenler ve kimsesizlerdir." ifadelerini kullandı.

Osman Atalay'ın açıklamalarının tamamı:

Koronavirüs salgını hepimizin hayatını zindana çevirirken eski alışkanlıklarımızdan bizi kopararak yeni bir göçe sürükledi.

Tüm dünyada sosyal kültürel ve ekonomik yaşamın altüst olduğuna şahit oluyoruz.

Ansızın gelen bir deprem bir tsunami gibi Kovid-19 tüm yaşam alışkanlıklarımızı alt üst ederken bizleri evlerimize hapsetti.

İlk kez göçmenler ve hapis hayatı yaşayan insanlarla belki de bu kadar empati kurma fırsatımız oldu.

Bu virüs sürecinde devletin yardım kampanyası sivil toplum ve mahalli platformlar sosyal dayanışma seferberliğini başarı ile sürdürüyorlar.

Sokakta kimsesiz kediler köpekler ve evsiz olan insanlara gıda ekmek su verildiğine şahit oluyoruz.

Toplumsal felaketlerde insanların birbirlerine yardım etme duyguları doğal olarak gelişir.

Unutmayalım ki bu koronavirüs sürecinde en çok mağdur olan insanlar ülkemize sığınmak zorunda kalan göçmenler ve kimsesizlerdir.

Türkiye'de geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 3 milyon 680 bin 603, çeşitli uyruklardan ikamet izniyle kalanların sayısı 1 milyon 70 bin 144, uluslararası koruma kapsamındakilerin sayısı ise 324 bin 161 olmak üzere toplam 5 milyon 74 bin 908 yabancı bulunuyor.

Bugün ülkemizde birçok insan savaş açlık yokluk sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalmış sığınmacı olarak Türkiye'de bulunuyorlar.

Bu göçmenlerin büyük bir çoğunluğu Ortadoğu ülkelerinin vatandaşları ve Asya ülkelerinden diyebiliriz.  Suriye, Irak, Türkmenistan, Özbekistan, Afganistan, Pakistan, Bengladeş ve Afrika ülkelerinden.

Bu insanların büyük çoğunluğu aslında Türkiye'de günü birlik haftalık ve kayıt dışı işlerde hizmetçi, temizlikçi, tarım tekstil, inşaat sektöründe sosyal güvenceden mahrum olarak çalışıyorlardı.

Bugün yaklaşık 200 bin civarında işyeri kapalı durumda olmasıyla birlikte işine gidemeyen ve işini kaybeden insanlar sosyal yardımdan faydalanmanın peşindeler.

“Virüsden en çok etkilenen günlük işler ve hizmet sektöründe imalathanelerde çalışan göçmenler oldu. İlk ay işlerini kaybettiler, iki üç ay sonra da kira ödeyemedikleri için evlerini kaybetme korkusu içindeler.” Önümüzdeki süreç elektrik, su ve doğalgaz borçlarıyla borçları ile uğraşacaklar.

Ülkemizde 3.milyon 580 bin Suriyeli var.

 Avrupa Birliği (AB) tarafından finanse edilen Kızılaykart'ın kapsamı genişletilip, virüs dönemine özel ilave ödeme yapılabilir (Hali hazırda bu kart Suriyeli sığınmacıların küçük bir bölümüne ulaşıyor).

Virüs dolayısıyla çalışamayan Türkmenistan, Afganistanlılar, Uygurlar ve başkaları da var ve karantina sürecinde onların da bu kapsama alınması veya dernekleri aracılığıyla onlara da ulaşılması sağlanabilir.

Sığınmacılar için yardım toplama amaçlı olarak sivil toplum örgütleriyle iş birliği yapılabilir ve toplanan yardımlar Göç İdaresi veya kaymakamlıklar aracılığıyla doğrudan ihtiyaç sahiplerine dağıtılabilir.

Korona virüs en çok savaş bölgesi olan Suriye'yi etkiledi. İdlib ve Afrin civarında çadır ve konteynır priket kamplarda yaşayan 2 milyon 60 bin göçmen var. 1.750 bini İdlib ‪260 bini ise Afrin ve çevresinde. Suriye hapishaneleri ve göçmenleri unutmayalım.

SURİYELİ AFGANLI TÜRKMENİSTAN ÖZBEKİSTAN UYGUR SOMALİ IRAK MISIR KİMSESİZLERİ UNUTMAYALIM.

SOKAKTA KEDİLER KÖPEKLER KİMSESİZLER VE GÖÇMENLERLE PAYLAŞACAK MUHAKKAK BİR PARÇA EKMEĞİMİZ VARDIR.

SURİYE ZİNDANLARI VE GÖÇMENLERİ ZOR DURUMDA

2019 ekim ayında, Suriye İnsan Hakları Ağı'nın SNHR raporunda, Esed rejiminin zindanlarda bulunan binlerce Suriyeli sivile işkence yapması sonucu 14 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

Raporda sadece resmi kayıtların incelendiği belirtilerek gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu bildirildi.

130 bin insan hapishanede 98 bin insan kayıp.

13 bin 89 kişi, işkence ile hayatını kaybetti.

14 milyon zorunlu göç yaşandı 8 milyon ülke içinde göç etmek durumunda kalırken, 6 milyon insan ülkesini terk etti.

Peki şu an Suriye hapishanelerinde bulunan 98 bin tutuklu insanın ne yaşadıklarını biliyor muyuz?

Raporlar ürkütücü,Rejim, hapiste bulunan mahkumlara kaynar su dökmek, vücutlarına kimyasal madde dökmek, el ve ayak parmaklarını penseyle sökmek gibi birçok insanlık dışı işkenceyi yaptı. Buna ek olarak, rejim işkenceye maruz kalanları hijyenik olmayan ortamlara bırakarak ölüme terk ediyor.

Ayrıca zindanda bulunan kadınlara cinsel istismar dahil her türlü işkenceyi yapan şebbihalar, hapishanelere düşen her insana fiziki ve psikolojik işkence yapıyor.

SNHR, Mart 2011'den bu yana 130 binden fazla kişinin gözaltılar sonucunda kaybolduğunu belgeledi.

Ülkenin sadece bugününü değil, geleceğini de çalan savaşın insani ve maddi bilançosunu sayısal verilerle ifade etmek gerekirse; savaşın başlangıcından bu yana Suriye'de 450.000'e yakın sivil öldürülmüştür.[1]

 6 milyondan fazla Suriyeli ülke içinde yerlerinden edilirken 6 milyondan fazlası da güvenlik endişesi ile ülke dışına göç etmek durumunda kalmıştır. Muhtelif araştırmalardan elde edilen istatistikler, mülteci durumuna düşen Suriyelilerin %75'ini kadın ve çocukların oluşturduğunu göstermektedir.

 BM Raporlarında Öte yandan Suriye içerisinde hâlihazırda yardıma ihtiyacı olan insan sayısının 13,1 milyondan ve yardıma ihtiyacı olan çocuk sayısının da 5,3 milyondan fazla olduğu belirtilmektedir.[3]

Suriye'deki en önemli ihlallerden birini ortadan kaybetme veya adam kaçırma oluşturmaktadır. Uluslararası kuruluşların rakamlarına göre, Suriye'de 95.056 kişi kayıp olarak görünmektedir.

2014 Uluslararası Af Örgütü'ne göre Şam yakınlarındaki Saydnaya Hapishanesi'nde bulunan tutukluların 13.000'i asılarak infaz edilmiştir.[43] SOHR'den elde edilen verilere göre de Saydnaya'da 30.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Yine aynı araştırma, Mart 2011'den bu yana Suriye'de rejim tarafından tutuklanan kişilerin 100.000'den fazlasının işkence altında hayatını yitirdiğini ifade etmektedir.[44] Rakamlarda kadınların infazı konusunda ayrıca bir bilgi olmadığından, kadın tutsakların ölüm oranı bilinmemektedir.

İDLİP VE AFRİN CİVARINDA ÇADIR VE KONTEYNIR PRİKET KAMPLARDA YAŞAYAN İ 2 MİLYON 60 BİN GÖÇMEN VAR.  BU GÖÇMENLERİN 1.750 BİNİ İDLİP 260 BİNİ İSE AFRİN VE ÇEVRESİNDE YARDIMA MUHTAÇ OLARAK HAYATA TUTUNMAYA ÇALIŞIYORLAR.