Cuma Obuz, yazısında medyada uzun süre gündem olan İsmail Devrim'in intiharını ve Adıyaman'da zorla evlendirilen bir genç kızın intiharını konu edindi. Obuz, bu intihar olaylarının sebepleri üzerinde duruken çıkarılması gereken derslere de değinerek "Lütfen insanların yaşamasına sebep olalım ölmesine değil…" dedi.
İŞTE O YAZI:
Yoğun Türkiye ve dünya gündemini şöyle bir kenara bırakalım. İki haber ve ibretlik olayı gündeme almak istiyorum.
İki haber de intihar haberi. Maalesef iki olayın sonucu da ölüm.
Birincisi herkesin bildiği İsmail Devrim olayı…
Haberlere yansıyan kadarıyla oğlunun okul üniforması olmadığı için okula alınmamasına içerleyen baba, intihar ederek hayatını kaybediyor. Bunun üzerinden gündem olmak isteyenler de çıkmıyor değil. Herkes bir ucundan tutuyor olayı ve kendi yorumunca veriyor.
Tepkilerin ardından ard arda gelen açıklamalar, olayı daha da karmaşık hale getiriyor. Açıklamalara göre baba İsmail Devrim, oğluna pantolon alamadığı için değil psikolojik nedenlerle intihar etti deniyor.
Olayın karmaşık hale gelmesinin ardından ilginç bir şekilde bu olayı ilk olarak haberleştiren gazeteci gözaltına alınıyor. Sonrasında serbest bırakılıyor.
Olayın kısaca özeti bu…
Bu olaydan ne mi çıkaracağız?
Öncelikle sebebi ne olursa olsun bir babanın intiharı içler acısı bir olay. Psikolojik sorunları olsa da olmasa da burada sorgulanması gereken şeyler var.
OKULLARDAKİ TEK TİP ANLAYIŞ
Okulların üniforma veya daha farklı teferruatları bu kadar ön planda tutması ne çağımızın eğitim anlayışına ne de insan onuruna hiç yakışmadı ve hiç yakışmayacak. Tek tip insan üretim fabrikaları haline gelen okullarımızın bunu aşması gerekiyor. Eğitimin kalitesini yükseltmek, çocukların yakalarındaki gömleklerle uğraşmak anlamına gelmiyor. Disiplin, tek tip elbise ve saç modelleri ile olmuyor ve olmayacak. Bunu ne zaman anlayacağız?
OLAYLARIN SİYASİ MALZEME HALİNE GETİRİLMESİ
Bir başka konu da toplum olarak bu tip konulardaki duyarsız veya yanlış tavrımız. Bu tip konular üzülerek söylüyorum ki siyasi malzeme yapılmaya son derece müsait. Toplumumuz da bunu siyasi malzeme yapmayı çok seviyor. Ortada bir ailenin trajedisi varken, çözüm yolları aramak varken, sistemin çatlaklarını sorgulamak ve bu tip olayların azalması için topyekün mücadele vermek varken sosyal medyanın mide bulandırıcı bir malzemesi haline getirmeyi çok çabuk başarabiliyoruz.
Yine devlet kurumlarının bu olaya tepkisinin “bizim suçumuz yok, psikolojik sorunu varmış” şeklinde olması da beni üzen başka konu. Ayrıca bu durumundan yola çıkarak bir gazeteciyi ifadeye çağırmak son derece normalken onu gözaltına almak da açıkçası “Bu ülkede ne oluyor?” dedirtti.
Gelelim ikinci intihar olayına;
Bu olay benim doğup büyüdüğüm topraklarda meydana geldi. Adıyaman'ın Besni İlçesinde 23 yaşındaki bir kız kına gecesinde intihar etti. Yaşanan bu acı olayın ana sebebi ise kızın ailesi…
Sevdiği insanla evlenmesine izin verilmeyen genç kızı; bu yetmezmiş gibi istemediği birisine veren babası kızının hayatına sebep oldu. Üstelik genç kız babasının silahı ile intihar etti.
Bu acı olay artık bir şeyleri düşünmemiz gerektiğini bir kez daha ortaya serdi.
KIZLARIN ZORLA EVLENDİRİLMESİ
Kızların zorla evlendirilmesi, küçük yaşlarda evliliğe zorlanması, sevenlerin arasına girilmesi, yuva yapmak varken yuva yapmaya çalışanların ahının alınması ve daha birçok sorun var güzel ülkemizde.
Bu yaşanan olayı ilk duyduğumda aklıma şu sorular geldi: Acaba babası şu an ne durumda? Acaba sebep olduğu şeyden dolayı mutlu mu? Acaba bu vicdan azabını kaldırabilecek mi?
Bu iki hazin olayın ışığında elbette çok şey anlatılır ama unutmayalım ki ülkemizde bu iki insanın yaşadığı sorunları yaşayan birçok insan var. Belki intiharın eşiğinde olan insanlar var. Lütfen insanların yaşamasına sebep olalım ölmesine değil…
Not: Kars'ta kaybolan 9 yaşındaki Sedanur olayı ise zaten uzun süredir var olan çocuk cinayetleri konusunu yine gündeme getirdi. Bu konu çok daha uzun ve ağır bir konu. Belki bir başka yazının konusu...