İlber Ortaylı, Ömer Tuğrul İnançer'in elini neden öptü?
Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türk Tasavvuf Musikisi'nin önemli isimlerinden biri olan Ömer Tuğrul İnançer'in elini öpmesi çok konuşuldu. Esasen eski İstanbul'da yapılan bir selamlaşma şekli olan bu hareket sonrasında, Murat Bardakçı, İlber Ortaylı'nın el ve etek öperken çekilen başka fotoğraflarını yayınladı.

Oluşturma Tarihi: 2019-07-28 10:06:37

Güncelleme Tarihi: 2019-07-28 10:06:37

Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türk Tasavvuf Musikisi'nin önemli isimlerinden biri olan Ömer Tuğrul İnançer ile karşılaştığı imza töreninde İnançer'in elini öpmüştü.

Sosyal medyada yüzlerce kez paylaşılan ve özellikle sol yayın organlarında gündeme getirilerek eleştirilen olaya ilişkin İlber Ortaylı açıklama yapmış ve "O benim elimi öpüyor ben de onun elini öpüyorum. Bu çok eski bir İstanbul âdetidir, yobazlık değildir" demişti.

Habertürk Yazarı Murat Bardakçı da bugünkü köşesinde İlber Ortaylı'nın İnançer'in elini öpmesinin nedenini açıkladı.

Bardakçı ayrıca Ortaylı'nın başka isimlerin ellerini ve eteğini öperken çekilmiş fotoğraflarını da yayınladı. İşte o yazının ilgili bölümü:

"BU MEVLEVİLERE MAHSUS BİR SELMALAŞMA ŞEKLİDİR"

"Ama, ortada öyle el öpme falan yoktu, İlber Hoca ile muhatabı eski İstanbul'da, özellikle de Mevlevîler arasında hayli yaygın olan ve “görüşmek” denen şekilde selâmlaşıyorlardı! “Görüşmek”, “musafaha”nın, yani temeli sünnete dayanan selâmlaşmanın Mevlevîler'e mahsus şeklidir, sağ eller başparmaklar yukarıya dikilmiş olarak tutulur ve görüşenler birbirlerinin ellerini tutup aynı anda öperler. Ellerin bu şekilde öpülmesi söylediğim gibi selâmlaşmadır; görüşmede yaş, makam vesaire farkı bulunmadığı gibi bu işin eli öpme ile de alâkası yoktur, eski tekkelerden bugünlere kadar gelen bir şehir geleneğidir."

"İLBER ORTAYLI RUS REİSESİNİN ELİNİ ÖPERKEN"

İlk fotoğrafta, İlber Hoca'yı bir hanımın elini öperken görüyorsunuz… Elini öptüren hanım Rusya'ya asırlarca hükmeden Romanof Hanedanı'nın şu andaki “reisesi”, yani Rusya'da bugün Cumhuriyet değil de imparatorluk mevcut bulunsa “Çariçe Maria” unvânı ile tahtta oturacak olan Büyük Düşes Maria Vladimirovna Romanova! Biz, bu taçsız imparatoriçenin büyük büyük büyük nenesini çok iyi biliriz! Hani 1711'deki Prut Savaşı sırasında bizim Baltacı Mehmed Paşa ile aralarında birşeylerin geçtiği yolunda dedikoduların çıktığı Rusya İmparatoriçesi meşhur Katerina var ya, hanımefendi işte o Katerina'nın torununun torununun torunu olur; büyük büyük büyük dedesi de bizde “Deli Petro” diye bilinen meşhur Büyük Peter'dir! Rus tahtının vârisi Büyük Düşes Maria bundan birkaç sene önce İstanbul'a geldiğinde Topkapı Sarayı'nı ziyaret etmiş, o sırada sarayın başında olan İlber Hoca prensesi kapılarda şânına lâyık biçimde karşılamış ve protokolün gerektirdiği şekilde de elini öpmüştü… Ama “elini öptü” dedi isem, asîl hatunun elini kapıp şappadanak öptüğünü, hattâ bir de alnına koyduğunu zannetmeyin! Bu işe her ne kadar “öpmek” denilse de usul başkadır, el öyle dudaklara değdirilmez; erkek öne doğru yarım eğilerek hanımın elini alır, onun vücudu ile 90 derecelik bir açı teşkil edecek şekilde yukarıya kaldırır, başını daha da eğip dudaklarına götürür gibi yapar ama temas ettirmeden bırakır!



"SARI SAÇLI HANIM, OSMANLI HANEDANINDAN HANZADE ÖZBAŞ"

"Bu arada, İlber'in gerisinde duran koyu renk şık paltolu sarışın hanımefendinin kim olduğunu da söyleyeyim: Sultan Vahideddin'in torun çocuğu Hanzade Özbaş… oskof Çarı'nın torunu İstanbul'a gelip Topkapı Sarayı'nı ziyaret ettiği zaman karşısında soyluluk bakımından onun muadili bir hanedan mensubunun bulunması protokol gereği nazik bir hareket olacağı için, İlber Hoca o gün Hanzade Hanım ile Osmanoğlu Ailesi'nin birkaç mensubunu daha saraya davet etmiş ve Moskof Prensesi'ni beraberce karşılamışlardı…"

"BİR HOCANIN ELİ"

"Bazı eller vardır, sahipleri o ellerle önemli eserler vermişlerdir ve onları öpebilmek büyük nimettir!  Seneler önce fakirhanede, yani benim evimde çekilmiş olan ikinci fotoğrafta, İlber Hoca'yı böyle bir eli, Türk hat sanatının son büyük üstadlarından olan rahmetli Prof. Dr. Ali Alparslan'ın elini öperken görüyorsunuz… Ali Hoca'nın arkasında, talebesinden hattat Ali Toy var…"



"İLBER HOCA BU SEFER ETEK ÖPÜYOR"

"Yine fakirhanede çekilen ve aynı şekilde yıllar öncesinden kalan üçüncü fotoğrafta ise, İlber Hoca artık az kişinin bildiği bir başka hürmet ifadesini yerine getiriyor ve bu defa el değil, “etek” öpüyor:  Aramızdaki ismi “Saray-ı Âmire Nâzırı” olan Filiz Hoca”nın eteğini… Filiz Hanım, yani Dr. Filiz Çağman genç bir sanat tarihçisi olarak girdiği Topkapı Sarayı'nda 40 sene boyunca vazife yapmış, sarayın yıllarca müdürlüğünde bulunmuş ve emekli olması üzerine yerine “Saray Başkanı” olarak İlber Hoca tayin edilmişti… Müzeciliğimizin önemli ismi Filiz Çağman bürokratlığının yanısıra konusunda, yani Osmanlı sanatı ve özellikle de minyatür alanında dünyanın önde gelen uzmanlarındandı, yazdığı eserler ana kaynak olmuşlardı ve hem ismi, hem de eserleri mevkilerini hâlâ muhafaza ediyorlar… İlber Hoca, Filiz Hanım'ın yarı şaka ve yarı ciddî şekilde eteğini öpmekle kendisinden önceki “saray nâzırı” olan âlim bir hanımefendiye bağlılıklarını ve hürmetini ifade ediyor…"