İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Londra'daki temasları kapsamında, dün, kentte yaşayan Türklerle buluştu. Londra'daki Dominion Centre'ı dolduran yaklaşık 500 kişi, İmamoğlu'nu, alkışlar ve “Ekrem Başkan” tezahüratıyla karşıladı. Etkinlikte ilk konuşmayı CHP İngiltere Birliği Başkanı Kazım Gül yaptı. Gül, konuşmasının ardından birliğin yönetim kurulu üyelerini sahneye çağırdı. Daha sonra İmamoğlu da gurbetçi vatandaşların yoğun sevgi gösterileri ve alkışları eşliğinde platforma davet edildi. Başkan ve yönetim kurulu üyeleriyle toplu fotoğraf çektiren İmamoğlu, konuşmasında, 31 Mart ve 23 Haziran seçim süreçlerinde ve sonrasında yaşanan konulara değindi. İmamoğlu, son dönemde Paris, Kopenhag, Strasburg, Berlin ve Londra'ya yaptığı ziyaretlerin amacını, özetle şu sözlerle dile getirdi:
“YENİ BİR DEMOKRASİ İNŞA ETTİĞİMİZİ BÜTÜN DÜNYAYA GÖSTERECEĞİZ”
“İstanbul'da, insanlarımızın gurur duyacağı bir kent modelini var ederek, aynı zamanda dünyaya bu mesajları verirken, ne kadar sağlam bir yönetim olduğumuzu, ne kadar sağlam değerler üzerinden yeni bir demokrasi inşa ettiğimizi bütün dünyaya göstereceğiz. İstanbul, bu düzelmeyi yaşadığında, aynı yansıma, göreceksiniz Türkiye'ye yansıyacak. Bugün Türkiye'de bir şikayetiniz varsa, hukuksuzluk varsa, yozlaşma varsa, insanlarımız mutsuzsa, ekonomi bozuksa, son 30-40 yılın en büyük işsizliği yaşanıyorsa, insanlarımız sıkıntı içerisindeyse, insanlarımız bilinmeyen sebeplerle hayatlarına son veriyorsa bunun sebebi; bugüne kadar İstanbul görevini yapmadı demektir. Çünkü İstanbul, Türkiye'nin motor gücüdür. İstanbul iyiyse, Türkiye de iyi olur. İstanbul'da yönetim ahlakı varsa, inanın o Türkiye'ye de yansır. İstanbul'da kamu hukuku korunuyor, insanlara iyi davranılıyorsa Türkiye'ye yansır. İstanbul'un görevi büyüktür. Onun için bizim görevimiz çok büyük.”
“ÇOK GÜVENDİĞİM KAYNAĞIM: 16 MİLYON HEMŞEHRİM”
“Hani birilerinin ağası, paşası vardır; bizim öyle değil. Çok güvendiğim bir kaynağımız var; o da 16 milyon hemşehrim. Her biriniz. Görüşüne, inancına, nereli olduğuna, etnik kökenine bakmaksızın, 16 milyon vatansever Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı var arkamızda. Onun için çok güveniyoruz kendimize, bütün bu işleri başaracağımıza. İstanbul'da bu ortaya koyduğumuz süreçleri başarmak için, dünyayla iyi diyalog içinde olmak zorundasınız. Öyle bağırarak, çağırarak ekonomi düzelmez kardeşim. Liyakatle ülkeyi ya da şehrinizi yönetirseniz, insanların moral ve motivasyonu, sizi daha da güçlendirir. Biz, şu an şehrimizde bunu yapıyoruz. Herkes bizim. Benim en güvendiğim insanlar, en yakınımdaki insanlar. Kim? 16 milyon insan. Başkaları gibi eş, dost, akraba değil, yanlış anlamayın. Ben, onlarla yol yürüyorum. İşte bu liyakat esasıyla davranıp, dünyaya iyi mesajlar verirseniz, siz, şehrinize de ülkenize de kazandırırsınız. Ben, onun için buradayım. Güzel ve kadim şehrimi anlattım. Ülkemin değerlerinden bahsettim. Şehrimin gerçek değerlerinden, prensiplerinden bahsettim. Geleceğe nasıl umutla baktığımızı anlattım. Şehrimizin potansiyelini anlattım. Türkiye'nin ekonomisinin yüzde 60'ının bizim şehrimizde var olduğunu anlattım. Londra'daki yetkililere, ‘Avrupa'nın batısındaki en önemli merkez olarak siz kendinizi görüyorsunuz ya; işte Avrupa'nın doğusundaki en önemli merkez de İstanbul'dur. İstanbul ve Türkiye, Avrupa'nın bir parçasıdır; doğru. Ama unutmayın ki, Avrupa da Türkiye'nin bir parçasıdır. Biz, İstanbul'da güzel işler yaparsak, bunun etki alanı sadece Türkiye değil, sadece yakın coğrafya değil, aynı zamanda Avrupa'dır' dedim. Dolayısıyla Avrupa iyi olmak istiyorsa, İstanbul iyi olmalıdır, Türkiye iyi olmalıdır; bunu unutmayın. Bunu başarmak için el ele, kol kola olmalıyız.”
“DİPLOMASİDE AKRABA İLİŞKİSİ YOK!”
“Diplomaside akraba ilişkisi yok. Diplomaside, ülkeler arası kazanım ilişkisi vardır. Biz, kabiliyetli insanlarız. Bizim bilim insanlarımız, üretken insanlarımız, girişimci insanlarımız ekmeğini taştan çıkartır. Fırsat verilirse, yarışamayacağı hiçbir alan yoktur. Onun için, İstanbul'un ve Türkiye'nin genç nüfusu, o enerji dolu insanları, dünya için de Avrupa için de mutlak ve mutlak ihtiyaçtır, fırsattır. Bunları anlattık. Kimseye bağırıp, çağırmadık. Çok da mutlu oldular. Temel prensiplerle el sıkıştık. Londra Büyükşehir Belediye Başkanı da vardı, başka yetkililer de vardı. Sabah Büyükelçimizle başladık ve akşam bu saate kadar görüşmelerim oldu. Bunu, şunun için anlatıyorum: Sizlerin de sorumluluğu büyük. Bir olmalısınız, iri olmalısınız, diri olmalısınız, birbirinizi kucaklamalısınız. Yurt dışında yaşayan Türkiye Cumhuriyeti'nin güzel insanları, güzel vatandaşları… Hiçbiriniz, birbirinizi görüşlerinden dolayı dışlamamalısınız. Biz, bir arada olduğumuzda çok güzeliz, çok başarılıyız. Bizim İstanbul'dan buraya gelip kendimizi anlatma gücümüz, sizler olacaksınız.”
“GÖZÜMÜZ, KULAĞIMIZ YETENEKLİ GENÇLERİMİZDE…”
“Bu şehirde okuyan ve hayata hazırlanan gençlerimizin de zihinlerinde Türkiye odaklı projelerini geliştirme konusunda duyarlı olmalarını da ayrıca istiyorum. Duyan, duymayana söylesin: Gözümüz, kulağımızın bu yetenekli gençlerin, dünyanın neresinde olursa olsun üzerinde olduğunu, onların ülkelerine, o güzel topraklara katkı sunma konusunda önlerini açacak, onları sevgiyle, liyakatle kucaklayacak, onlara özgün ve özgür ortamlar hazırlayacak bir şehir adına hepsine buradan sevgilerini, saygılarımı iletiyor, başarılar diliyorum.”
İmamoğlu, buluşmanın ardından, yine gurbetçilerin yoğun ilgisi altında konuşma yaptığı salondan ayrıldı.