İmamoğlu “Ben de konuyu, tartışmalar gündeme oturduğunda öğrendim. Şunu hepiniz bilirsiniz ki; bir belediye başkanı, oturup da programları yazıp, çizmez, hazırlamaz. Böyle bir şey ne geçmişte ne bugün ne de bir başka belediyede olmamıştır. O bakımdan bu noktada bilgimin olmadığı bir detayla ilgili her türlü eleştiriye de saygıyla yaklaşmak durumunda olan bir belediye başkanıyım” dedi.
“Hata olabilir, eksiklik olabilir; bakıyoruz, araştırıyoruz”
Bu konuda detaylı bir araştırma başlattıklarını açıklayan İmamoğlu “Hata olabilir, eksiklik olabilir; bakıyoruz, araştırıyoruz. Şunu da net ifade edeyim: Bence de Şeb-i Arus töreninde, Yüce Kur'an'ın Arapça okunması gerekir. Bunu derken, unutmayalım ki, dilimiz bizim için önemli. Dilimizi yok sayarak, anlatırken Türkçe'mizi düşmanlaştırma çabalarıyla tanımlama yapmanın da büyük bir yanılgı olduğunun altını çizmek isterim” diye konuştu.
“Türkçe ezan okunması söz konusu değil”
İmamoğlu eleştirilerle ilgili şunları söyledi:
“Bir kere dünden bugüne konuşmacılar, köşe yazarları bir ezan sürecini tarifleyerek, ‘Bu törende ezan şöyle okundu, böyle okundu' dedi. Bir kere Şeb-i Arus'da ezan yok. Türkçe ezan istismarı da var burada; çok acı. Bugünün gündemi üzerinden bunu yapan insanların makamları da önemli.
Bir cümle bile kurarken, çok dikkat etmesi gereken insanlar da var sürecin içerisinde. Hatta öyle ifadelerde bulunuyorlar ki; ‘Şeb-i Arus'da naatlar, beyitler de Arapça okunmalı' vesaire gibi. Bir kere naatlar ve beyitler, Şeb-i Arus'da Farsça'dır. Ben, bu konu ilk gündeme geldiği andan itibaren bütün detaylarıyla süreci inceleyen bir belediye başkanıyım. Bu tarzı ve yaklaşımı ortaya koyan, çok ayıp ediyor. Hem Mevlana'nın maneviyatına hem Şeb-i Arus sürecine çok ayıp ediyor. Tekrar ifade edelim ki; Şeb-i Arus'da ezan yok. Türkçe ezan okunması da söz konusu değil zaten.”
“Düzeltmesi için fırsat veririz”
Süreçle ilgili soruşturma yaptıklarını ifade eden İmamoğlu “Bize bazı kesimlerden baskılı bir tarifle ‘görevden alın' vesaire gibi yazanlar çizenler oldu. Eksikler hatalar olabilir. Gayet iyi niyetle işini yapan insanlar vardır bizim aramızda. Eğitimli, liyakatli insanlardır. Eksiğine bakarız gediğine bakarız. Düzeltmesi için fırsat veririz. Düzelteceklerinden de hiçbir şüphem yoktur. Şunu net belirteyim; görevden alma konusunda meraklı olan birileri varsa bence onlar kendi sağına soluna baksınlar. Bizim idari süreçlerimizle ilgilenmesinler. Nihayetinde basit bir konu değil, inancımızla ilgili bir konuyu konuşuyoruz hassas ve dikkatli bir şekilde” dedi.
“6'lı 7'li yaşlardan itibaren dini eğitim aldım”
Kuran-ı Kerim okunması ile ilgili eleştirilere de yanıt veren İmamoğlu “Bir de bitmeyen bir rahatsızlık var. ‘Vay efendim, Ekrem İmamoğlu niye Kur'an okudu?' Ne büyük bir rahatsızlık yaratmış ya. Çok enteresan. Bunun üzerinden benim dışımda binlerce yorum yapıldı. Evet; ben Kur'an'ı Kerim'i okudum; okurum da. Neden sizi rahatsız ediyor? Derdi ne insanların: Ekrem İmamoğlu, Kur'an okumuş. Her siyasi rant için; hele hele oy devşirmek için bunu kullananlar, günahın en büyüğü ile karşı karşıyadır bunu söyleyeyim. Ben kendimi biliyorum. Bunu söylemek istemezdim; ama ben de dini eğitim almış biriyim. 6'lı 7'li yaşlardan itibaren dini eğitim almış, 10'lu yaşlarda defalarca da köy camilerinde ezan okumuş birisiyim. O yüzden işlerine baksınlar. Bu işler üzerinden, siyasi fayda elde etmeye siyasi rant elde etmeye çalışmasınlar” ifadelerin kullandı.