Sputnik'in aktardığı habere göre Ülkedeki birçok tarihi eserin korunduğunu ancak Şam ve Halep'teki atölyelerde asıllarına tıpatıp benzeyen sahte eserlerin Batılı ülkelerde satıldığını kaydeden Cockburn, Batı'da birçok kişinin tarihi eserlerin savaşla birlikte kolayca yağmalanabildiğini düşünerek aldıkları eserin sahte olabileceğini düşünmediğini ifade etti.
Şam'daki Tarihi Eserler ve Müzeler Müdürlüğü Başkanı Mamun Abdulkerim de, “Bu durum 2015'te başladı. Yağmacılar 2013-2014 yıllarında tarihi alanlara saldırdı ancak istedikleri kadar çok şey bulamadılar. Bu nedenle sahtelerini yapmaya başladılar” dedi. Özellikle Lübnan üzerinden kaçırılan eserlerin yüzde 80'inin sahte olduğunu belirten Abdulkerim'e göre birçok işsiz arkeolog ve eski eser uzmanı da sahte eserlerin yapımına destek vermeye gönüllü oluyor. Ayrıca az sayıda kişi savaş alanına girip satın alacakları eserin gerçek olup olmadığını kontrol edeceği için sahte eserleri satmak daha da kolay.
Birçok eseri yağmalanmamaları için müzelerden alarak sakladıklarını ifade eden Abdulkerim, “Arkeolog olmak istediğimde kariyerimi eserleri keşfederek geçireceğimi umuyordum ama son birkaç yıldır yaptığım şey onları saklamak” diye konuştu. Makaleye göre IŞİD'in hem para kazanmak için hem de ideolojik nedenlerle tarihi eserleri sattığı bir gerçek, ama basında söylendiği kadar yaygın bir uygulama değil. Makalede savaşa rağmen Suriyeli yetkililerin çabası sayesinde ülkenin tarihi mirasının büyük ölçüde korunabildiğine dikkat çekiliyor.