FETÖ'nün darbe girişimi sonrasında Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan aleyhine değerlendirmeler yapan İngiliz basını geri adım attı.
İngiliz basını, Türk hükümetine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saldırısını kısmen sürdürürken, bir yandan da Türkiye ile işbirliğini Batı için kaçınılmaz kılan yönlerin altını çizmeye başladı.
TÜRKİYE'NİN HER İKİ YAKADA AYAĞI VAR
İngiliz The Guardian gazetesinin pazar günleri yayımlanan edisyonu The Observer'da yer alan başyazıda, Türkiye'nin Doğu ile Batı arasındaki konumunun biricikliğine işaret edilerek, "Türkiye'nin her iki yakada da eli ve ayağı var. İşte bu da onun şu an maruz kaldığı musibetle veya uzun dönemli geleceğiyle ilgili sorulara verilecek basit yanıtlar bulunmamasının bir nedeni." ifadeleri kullanıldı.
ERDOĞAN'I BÜTÜN KÖTÜLÜKLERDEN SORUMLU TUTMAK APTALLIK
Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik saldırılardan kısmen geri adım atılarak, "Ancak yine de Erdoğan'ı diktatör diye yaftalamak ve Türkiye'nin başındaki bütün kötülüklerden onu sorumlu tutmak hem aptalca olur, hem de Batı'nın perspektifinden bakıldığında ters teper." değerlendirmesi yapıldı.
Başta İngiliz ve ABD medyasının Erdoğan'a yönelik saldırılarından bir parça geri adım attığı görülen yazıda, "Erdoğan demokrasiyle nispeten yeni tanışmış, iç ve dış ihtilaflarla ise uzun süredir aşina olan bir ülkeyi bir arada tutmayı başardı. Seçilmiş bir hükümetin seçilmiş lideri. Halkın yaşam standartlarını ve ekonomik refahını önemli ölçüde artırdı. Bu da toplumsal desteğini izah ediyor." ifadelerine yer verildi.
HALKIN YAŞAM STANDARTLARINI ARTTIRDI
Yazıda, Erdoğan'ın önderliğinde Türkiye'nin Avrupa'yı istikrarsızlaştıran Suriyeli sığınmacı akınının kontrol altına alınmasında kıtayla işbirliği yaptığına da işaret edildi. Ancak bu işbirliğinin "tam olmadığı" ve bir "bedel karşılığında" olduğu savunuldu.
Yazıda, bu icraatın "Brüksel, Londra ve Washington'dan bakıldığında önemsiz sayılamayacağı" vurgulandı.
"ORTAK ZEMİN" VURGUSU
Darbe girişiminin ayrıntılarına yer verilmediği görülen Observer başyazısında, FETÖ'nün darbe girişimiyle bağlantısı önemsizleştirilirken, Avrupa Birliği ve ABD açısından Türkiye ile "yeniden ortak zemin bulmanın" gerekliliği öne çıkarıldı.
AVRUPA TÜRKİYE'NİN YARDIMINA MUHTAÇ
"Bu ortak zeminin mevcudiyeti uzun süredir aşikardı. Bugün gereken, çok kötü bir biçimde kopmuş ilişkiyi yeniden canlandıracak temel kurallardır." ifadeleri kullanılan yazıda, "Nice'deki katliamın DAEŞ'ten mülhem ulusötesi terörizmin önemini tebarüz ettirdiği bir zamanda, Avrupa'nın bu şerrin yayılmasını engellemede Türkiye'nin yardımına duyduğu ihtiyaç açıkça ortada." değerlendirmesi yapıldı.
Observer başyazısında, Fransa'da da aylardır yürürlükte olduğuna hiç değinilmeden, Türkiye'ye "olağanüstü hali" kaldırması çağrısına yer verildi.
GÜLEN'İN TAKİPÇİ SAYISI BİLMECESİ
15 Temmuz'da yaşanan FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili olarak da başyazıda, Fettullah Gülen'in darbeyle bağlantısının "kanıtlanmamış" olduğu iddiasına yer verildi.
Erdoğan'ın "Gülen saplantısı" olduğu savunulan yazıda, günlerdir İngiliz medyasının "milyonlarca takipçisi olan din adamı" olarak sunduğu Gülen için bu kez "etkisi ve takipçilerinin sayısı belirsiz" ifadesinin kullanılması dikkat çekti.
FETÖ'NÜN DARBE İLE BAĞLANTISI GÖRMEZDEN GELİNDİ
Darbe girişimiyle ilgili soruşturmada ulaşılan FETÖ bağlantısını gösteren kanıtlar ile darbecilerin itiraflarının dikkate alınmadığı görülen yazıda, "Erdoğan sakinleşmeli, darbenin gerçek faillerini düzenli ve kanuni bir şekilde aramalı, durumu darbeyle uzaktan yakından ilgisi olmayan insanlar ve örgütlerle hesaplaşmak için kötüye kullanmamalı." görüşü dile getirildi.
Observer'ın bu değerlendirme ile darbe girişiminin FETÖ bağlantısını mı, yoksa Batı medyasının son bir hafta içinde provokatif haberlere konu ettiği farklı mezhep ve siyasi gruplara mı gönderme yaptığı belirsiz kaldı.
FETÖ'nün 246 kişinin şehit edildiği darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Batı medyasında olay gününe ait sıcak çatışma haberleri yerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümeti hedef alan "otoriterleşme tehlikesi" ithamlarına bırakmıştı.
Darbe girişimi sırasında hayatını kaybedenler veya halkın tanklara karşı koyuşu ise haberlerde çoğu kez ayrıntı olarak bile yer bulmuyor.