İntihar eden üniversite öğrencisi Sibel Ünlü'nin ailesinden yazılı bir açıklama yapıldı.
Ailenin açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
"SOSYAL MEDYADA FÜTURSUZCA KULLANILMASI BİZİ DERİNDEN ÜZMÜŞTÜR"
“Öncelikle bizimle acımızı paylaşan taziyemize gelen veya gelemeyen tüm insanlarımıza sonsuz şükranlarımızı sunuyoruz. Ailemizin yaşadığı bu elim hadisenin ulusal gündemde ve sosyal medyada fütursuzca kullanılması bizi derinden üzmüştür. Bu açıklamayı geç yapabildik çünkü acımızı yaşıyorduk. Bugün bizi bu acı günümüzde bu açıklamayı yapmak zorunda bıraktılar. Bildiğimiz gerçekleri anlatmak için, yanlış ve art niyetli paylaşımlara mani olmak için, intihar gibi bir elim hadisenin yüceltilmesine ve özendirilmesine engel olmak için bu basın açıklamasını, taziyemizin hala devam ettiği bu acı günde de olsa, halka açıklama zorunluluğu meydana getirmiştir. Kardeşim merhume Sibel Ünli yaklaşık bir yaşında geçirdiği ağır bir ateşli hastalık sonrası günlerce hastaneye yatırılmıştır. Bu hastalık sonrası tekrarlanan sara (epilepsi) krizlerini farklı zamanlarda yaşamış ve kendisi bu hastalığı sonrası antiepileptik tedaviler almıştır. Ergenliğe girmeye başladığı süreçten itibaren çeşitli duygu durum bozuklukları yaşamıştır. Kardeşimiz bu durumdan dolayı psikiyatri doktorlarına götürülmüştür. Kardeşimizin çeşitli tedaviler alması sağlanmıştır. Buna rağmen son üç yıldır birden fazla olan başarısız intihar girişimlerinde bulunmuştur. İntihar girişimlerinden sonra ‘major(ağır) depresyon' tanısıyla iki defa Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları servisine yatırılmıştır. Önerilen tedavileri hastane dışında da sürdürmesi için ailesi ve yakın arkadaşları tarafından destek kendisine olunmuştur. Düzenli olarak psikolog ile görüşmesine olanak sağlanmıştır"
"AİLEMİZ SOSYAL YARDIM KARTI ALMIŞTIR"
"Tüm bunlara rağmen ailecek yaşadığımız sosyoekonomik durum ve kardeşimizin sosyal ağlarda maruz kaldığı siber zorbalık, kardeşimizin duyarlı ve hassas kişilik yapısı kendisinin yaşama azmini bitirmiştir. Yüzme bilmeyen kardeşim 3 Ocak 2020 Perşembe gecesi Fatih ilçesi Samatya Sahili'nde denize atlayarak yaşamına son vermiştir. Ailemiz geçmişte yaşadığı sosyoekonomik sorunlar yüzünden İstanbul Valiliği, Güngören Belediyesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesine başvurmuş , kanunun uygun gördüğü ayni ve nakdi yardım almıştır. Okuyan kardeşlerime öğrenci yardımı verilmiştir. Ailemiz Sosyal Yardım Kartı almıştır. Dini bayramlarda gıda yardımı almıştır.
"AİLEMİZİN MADDİ OLANAKLARI İYİLEŞMİŞTİR, BU YÜZDEN YARDIM ALMAYI BIRAKTIK"
Kardeşimiz Aydin Ünli bu sonbaharda tıp doktoru olarak Devlet Hizmeti Yükümlüsü olarak atanması gerçekleşmiştir, ailemizin maddi olanakları iyileşmiştir. Bu yüzden bize yapılan yardımların bizden daha muhtaç durumdaki ailelere verilmesi için bu kurumlardan yardım almayı bıraktık. Son olarak yüce devletimizden ailemizin bu sosyal travmalardan sonra yaşadığı sıkıntıların üstesinden gelmesi psikiyatrik destek almayı saygıyla talep ediyoruz"
"PSİKOLOJİK BUNALIMA GİRMİŞTİ"
Öte yandan Ünli'nin annesi Ayşe Ünli'nin ifadesine, eşinden bir yıl önce ayrılarak kızlarıyla beraber İstanbul'a yerleştiğini, Sibel Ünli'nin ise kendilerinden daha önce İstanbul'a üniversite nedeniyle geldiğini, kızının sara hastası olduğunu ve fiziksel engellerinin bulunduğunu söylediği öğrenildi.
Anne Ünli'nin ifadesinde , "Üniversitede bir çocuğa aşık olmuş, ve karşılık alamadığı için psikolojik bunalıma girmişti. Durumunun kötü olduğuna ikna olup Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nden 15 gün yatılı tedavi gördü, kendisine antidepresan haplar kullanması gerektiği doktorlar tarafından söylendi. 20 gün önce Sibel'in Tiwitter da 'Ben artık bu hayata dayanamıyorum.' şeklinde paylaşımda bulunduğunu bir arkadaşı bize söyledi, Sibel'i tekrardan ikna edip Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırdık, 10 gün daha tedavi gördü. Sibel'i karşılıksız aşkından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştık. Ancak 04.01.2020'de polisten, intihar ettiğini öğrendik " dediği kaydedildi.
Sibel Ünli'nin ablası Zeynep Duman'ın da polise verdiği ifadesinde, kardeşinin psikolojik sorunlar ve platonik bir aşk sebebiyle yaşamına son vermiş olabileceğini belirttiği öğrenildi. Öte yandan ailenin 3 Ocak'ta kayıp başvurusu yaptığı belirlendi.