Türkiye'de kamuda başörtüsü yasağının kalkmasına rağmen özel sektördeki birçok firmadaki başörtüsü yasağı örtülü olarak devam ediyor. 6 ay boyunca CV'sine dönüş alamayan 25 yaşındaki Zeynep H. özgeçmişinden başörtülü fotoğrafını kaldırdığı haftada 3 şirketten arandığını belirtti. İşte detaylar...
Başörtüsünden endişe duyuyorlar
AA Haber Akademisinin koordinasyonunda gazeteci Nisa Efendioğlu, işverenleri tarafından son 6 yılda başörtüsünün iş başvurularının reddedilme nedeni olduğu konusunda açıkça bilgilendirilen 20 kadınla görüştü. Ortaya çıkan rapor, Aralık 2023'te yayımlanan "İslamofobi'yle Yüzleşmek: Türkiye'de Görünür Müslüman Kadınların Karşılaştıkları Zorluklar" başlığıyla yayınlandı. Raporda "Başörtülü kadınlar, özellikle müşterilerle etkileşim gerektiren işlerde ayrımcılığa maruz kalmaktadır, çünkü işverenler işletmelerinin imajından ve başörtüsünün görünürlüğünden endişe duymaktadır. Yapılan bu ayrımcılık nedeniyle sınırlı istihdam seçenekleri olan başörtülü kadınlar, düşük ücretli işleri kabul etmeye zorlanmakta ve bu da ekonomik durumlarını etkilemektedir." bilgisi aktarıldı.
Görünür alanlarda başörtülü çalışan istemiyorlar
Raporda görüldüğü üzere Türkiye'de başörtülü kadınların iş hayatında karşılaştığı birtakım sorunlar hâlâ hayatın merkezinde. Bankalar, telekomünikasyon şirketleri, medya kuruluşları, AVM mağazaları gibi yerler özellikle görünür alanlarda başörtülü kadınları istihdam etmiyor. Sosyal iş ağı platformu olan LinkedIn üzerinden açılan iş ilanlarına başvuran başörtülü kadınlar, aranan niteliklere sahip olsalar da dönüş alamadıklarını ifade ediyor. Başörtülü kadınların birçoğu 'Onlar başörtülü çalıştırmıyor' diyerek bu şirketlere başvurmuyor bile.
2 dil bilmek de yetmiyor
Herkesin farkında olduğu ancak üzerinde pek de konuşulmayan bu durumu yaşayanlardan biri de Bezmialem Vakıf Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü'nden mezun, iyi derecede Arapça ile İngilizce bilen 25 yaşındaki Zeynep H.. 6 aydır aktif iş arayışındaki süreci Yeni Şafak'a anlattı. Genç kadın, CV'sindeki başörtülü fotoğrafını kaldırdıktan sonra en azından iş mülakatlarına katılabildiğini söyledi.
LinkedIn üzerinden iş başvuruları yapan Zeynep H.,"Özgeçmişimden ve profil fotoğrafımdan başörtülü fotoğrafımı kaldırdıktan sonra başvurularıma dönüş almaya başladım. Bu sefer de online görüşmede başörtümü görenler, çeşitli komik bahanelerle konuşmayı sonlandırdı." dedi. Zeynep H., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Aktif olarak iş aradığım süreçte CV'mde başörtülü fotoğrafım vardı. Başvurduğum hiçbir yerden dönüş almamıştım. Sonra bir arkadaşım 'Fotoğrafını kaldır, en azından seni ön yargısız görsünler' demişti. Dediğini yaptım ve fotoğrafımı kaldırdım. Sonraki hafta 3 yerden geri dönüş aldım. Sanırım tesadüf olamayacak kadar fazla. Klinik araştırma asistanlığı için dönüş yapanlardan biriyle görüntülü görüştük. İlanda görüşmenin İngilizce yapılacağı söylendiği için telefonu da bu şekilde açtım. Küçümseyici bir ses tonuyla “Hmm, İngilizce mi konuşalım, tamam olur, sen İngilizce'yi nereden biliyorsun bakayım” dedi. Aşağılayıcı bir üslubu vardı. Çok uzun sürmedi konuşmamız. 'Ankara'da oturan birini arıyorduk, İstanbul'da oturduğunuzu yeni fark ettim, vaktinizi aldım, üzgünüm' diyerek görüşmeyi sonlandırdı. Fakat freelance olan bu iş ilanında Ankara dışında görüşme yapacaklar için bilgilendirme notu yer alıyordu. Koklear implant üzerine çalışan bir başka kurumla yaptığım iş görüşmesinde de 'Biz çalışanlarımızın düzgün, şık giyinmesini isteriz' dediler. Yaşadıklarımı ve iş bulamadığımı dillendirdiğim bilim camiasından bir araştırmacı da “Bilim ve dini sanki birbirine zıt olarak düşünüyorlar, senin iş bulman zor' şeklinde beni uyardı.”
Dindar erkekler de ayrımcılığa uğruyor
Türkiye'de İslamofobi kitabının editörlerinden Enes Bayraklı, özel sektördeki ayrımcılığın dindar görünümlü herkese yönelik olduğunu belirtti. Bayraklı, “Türkiye'de yasal düzenlemelerin yapılmış olması İslamofobi sorununun çözüldüğü anlamına gelmiyor. Devletteki sorunlar çözüldü ama özel sektörde sadece başörtülü kadınlara yönelik değil, sakallı dindar görünümlü erkeklere, namaz kılanlara da ayrımcılık devam ediyor. Bu bir tarafından zihniyet bir tarafından da yasal düzenleme meselesi. Maalesef Türkiye'de bir toplumsal kesim hala bu meseleyle yüzleşmiş değil. Biz hukuki olarak sorunun çözüldüğünü düşünsek de alttan altta geçmişte 28 Şubat döneminde devlet kurumlarında devam ettirilen bu İslam düşmanlığının özel sektör eliyle devam ettirildiğini görüyoruz. Özellikle iş hayatında ayrımcılıkla ilgili ciddi yasal düzenlemeler yapılmalı” ifadelerini kullandı.