Kendi adıma alanı temizlemeye çalışayım. Görünen o ki terörle, silahla, terör örgütü üyeliğiyle ilişkisi bulunmayan Deniz Poyraz; arkasında kimin ya da kimlerin olduğunun acilen bulunması gereken bir katil tarafından katledildi.
Yanlış anlaşılmasın. Deniz Poyraz'ın terörle, silahla, terör örgütü üyeliği ile ilişkisi bulunsa bile onun hakkındaki hüküm neye ve kime hizmet ettiği bilinmeyen bir psikopata değil; doğrudan doğruya hukukun içindeki mekanizmalara aittir. Aksi düşünülemez, akıldan bile geçirilemez.
Diğer yandan, bir şey daha söylemek gerekir. İzmir HDP binasında atılan “katil devlet” sloganlarından bir kez daha anlıyoruz ki HDP, PKK ile doğrudan iltisaklı, hayatını kaybeden üyelerini araçsallaştırmaktan hiç çekinmeyen, karanlık, kapkaranlık bir yapılanmadır.
Yine yanlış anlaşılmasın. “Devlet cinayet işlemez” demem, diyemem. 90'lı yıllar boyunca devletin hangi cinayetleri nasıl işlediğini dün gibi hatırlıyorum çünkü. Ama rahmetli Deniz Poyraz'ın katledilmesinde sarf edilecek belki de en son slogandır “katil devlet” sloganı.
Uzun süredir devletin terörle mücadelede bir acziyeti, bir geri kalma durumu yoktur. Karayılan'ın en yakınındaki sözde komutanların leşlerini patır patır alan, gelişmiş askeri teknolojilerle PKK'ya dünyayı dar eden devlet, İzmir gibi bir yerde, herhangi bir suçu olmayan gencecik bir insanı katledecek kadar akıldan müsellah değildir.
Diğer yandan, “bu vahşi cinayet kimin işine yaradı?” diye soracak olursanız size cevabım “Can Dündar'ın işine yaradı” olur. Herif, tam bir vampir gibi cinayetin ilk dakikasından itibaren Deniz'i devletin katlettiğine/katlettirdiğine dair tweetler atıyor yılmadan, usanmadan. Hatta işi rahmetli Deniz'in keman çalan bir fotoğrafı ile katil Onur'un silahlı fotoğrafını yan yana koyup “tarafını seç Türkiye” demeye kadar götürdü. Yapmayı en iyi bildiği hainliği yapıyor. Masum bir kız üzerinden katil aptallar sürüsü PKK'yı ve onun yancısı HDP'yi temize çıkarıyor. Çünkü FETÖ'cü bir P.İ.Ç olmak bunu gerektirir.
Aslında mesele hepimiz açısından çok net, çok basit, çok açık olmalı. Katil katildir, masum da masumdur. Deniz masum, Onur katildir. Aybüke öğretmen masum, PKK katildir.
Hayalimizdeki ülkede Onur gibi katillerle PKK'lı tüm köpekler mezardadır. Deniz keman çalmakta, Aybüke öğretmen de ona o güzel sesiyle eşlik etmektedir. Ben kendi adıma o türkünün peşindeyim. Başkaca bir şeyin değil.
O türkü için bize gereken kardeşlik dilimizi yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir toplum mutabakatı ile yenilemektir.
Bunu, belki biraz daha konuşuruz sonraki yazılarda.
Yeni Şafak