TIMETURK | HABER MERKEZİ
Şair ve yazar İsmet Özel, İstiklal Marşı Derneği'nin sitesi için kaleme aldığı yeni makalede “Başını örten kızlar felsefe bilmelidir” dedi.
“Ne yapınca başını örten kız Millî menfaatle kelimeyi birleştirir?” seri yazısının ilk bölümünü “Başını örten kızlar felsefe bilmelidir” başlığıyla kaleme alan Özel, “Yirminci Hıristiyan asrının ilk çeyreğinde yağmalanamayan Türk topraklarıyla başını örten kız arasında bir irtibat var. Felsefe mezkûr irtibatın karakterini bünyesinde saklıyor” ifadelerini kullandı.
“TÜRKLERİN BAŞINA ÖRÜLEN ÇORAP...”
Yazısına “Bir cevap yetiştirmek kastıyla değil, atlanmasının doğurduğu felâketi dile getirmek üzere “Ne yapınca başını örten kız kelimeyi millî menfaatle birleştirir” sualine müracaat ettim. Ben niçin bilhassa bir başkasına değil de başını örten kıza bir iş düştüğü fikri civarında dolanıyorum? Çünkü bir şey var ki, onu yerküre üzerinde yalnızca başını örten kız, yalnızca başını örtmekle şahsiyet kazanan Türk kızı yapabilir. Nedir o şey? O şeyin ne olduğunu başını örten kız bize felsefe bildiğinde göstermiş olacak” ifadeleriyle başlayan Özel, "Türklerin başına örülen çoraptan nelerin bize ne kadar bulaştığını anlama yolunda ilk kazancımızı sû-i misalin misal olmayacağını öğrendiğimizde elimize geçirebileceğiz. Bilmemiz gerekiyor ki, birilerinin bizden kötü olması bizi iyiler konumuna getirmez. İyiliğimize dair bir delili iyilerin bizi kendi aralarında görmek istemelerinden çıkarabiliriz. Demek ki zuhur etmiş iyilerin ortak kararına muhtacız. Bizatihi bizim işimiz iyilerin bize kendi aralarında yer açmasını temindir. Buna görevliyiz. Nakısalar ve hastalıklarla yüklü kimi eşhasın kendilerinden daha kötü olanlara cephe almış olması bizim ne yanda yer alacağımızın işaretini vermez. Bu anlamda yersizlik yanlış yere çakılı kalmaktan evladır. Önce yoldaş, sonra yol. Allah savaş sırasında yerimizin hangi cephede olduğunu iyilerin, salih kulların işaretine bağlamış ve orada pekiştirmiştir. Sarahatte hakkaniyet vardır. Nispeten, kısmen, şimdilik doğru diye bir şey ise hiç yoktur. Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyenler nesebini reddetmiş sayılır" değerledirmesinde bulundu.
“ÖLDÜRMEYEN ALLAH TÜRK MİLLETİNİ ÖLDÜRMEDİ”
Özel, şunları kaydetti:
İstiklâl Marşı 1921inci Hıristiyan yılında yazıldı. Niçin? Cihada çıkmış Türk ordusu kendi gayelerini aksettiren bir metne ihtiyaç duyduğu için. Bu metin dünyaya Türk milletinin gür sesini duyurdu desek aklı başında herkesi kendimize güldürürüz. Sakarya Meydan Muharebesi arifesinde yazılan İstiklâl Marşı can çekişen milletin son sabuklamasından başka bir şey değildi. Öldürmeyen Allah Türk milletini öldürmedi. Bu yüzden İslâm'ın bir siyasi teşkilat ve bir askeri güç olarak idamesi orta oyunu gereğince başrolü oynama fırsatını yeniden ele geçiren Türk milleti beynelmilel arenada tuluat yapma mecburiyeti altında kaldı.