Kuzey Afrikalı 12 mülteci, Türkiye'nin de, Ukrayna'nın da topraklarına kabul etmemesi nedeniyle 7 haftadır bir feribotta İstanbul ve Odessa arasında gidip geliyor...
HÜSRANA UĞRADILAR
Gazete Habertürk'ten Leyla Ünal'ın haberine göre memleketlerinden çıkıp, daha iyi bir yaşam hayaliyle Avrupa yollarına düşen 12 kaçak göçmen, tam 7 haftadır filmlere konu olacak bir esareti yaşıyor. Aralarında Fas ve Cezayir kökenlilerin de bulunduğu mülteciler, yasadışı yollarla Türkiye'ye geçip, oradan da bir feribotla Karadeniz'e açıldı. Ancak işler bekledikleri gibi gitmedi. Hedefleri olan Romanya yerine Ukrayna'nın Odessa Limanı'na giden feribota bindikleri için hüsrana uğradılar. Ukraynalı yetkililer mültecilerin tekneden inmesine izin vermeyip geri gönderdi. Ancak hüsranın daha büyüğü İstanbul'a döndüklerinde bekliyordu. Çünkü Türkiye'ye de alınmadılar. 12 kaçak göçmen, bu nedenle 7 haftadır İstanbul-Odessa arasında gidip gelen feribottan inemiyor.
BM DEVREYE GİRDİ
Dört küçük kamarada kilitli yaşadıkları iddia edilen mültecilerin başına gelenler, Birleşmiş Milletler yetkilileri tarafından incelemeye alındı. Litvanya bandralı gemi, bir Danimarka firması tarafından işletiliyor. Konuyla ilgili Danimarka Dışişleri Bakanlığı, Türkiye, Ukrayna ve Litvanyalı yetkililer arasında yürütülen görüşmelerin ise sürdüğü öğrenildi.
İKİ ÜLKE DE SORUMLU
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği eski sözcüsü, İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır, uygulamanın Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı olduğunu söyledi. “Ulusararası hukuk prensiplerine göre, bütün ülkelerin deniz araçlarında kalan sığınmacıların karaya girişlerine ve karaya adım attıktan sonra da eğer bir sığınma talepleri varsa, onları kendi ülkelerindeki sığınma sistemine uygun olarak değerlendirmekle yükümlüdürler” diyen Çorabatır şöyle devam etti:
“Bu durum Deniz Hukuku'na da aykırı. Ayrıca mültecileri feribotta hapsetmek insan haklarına aykırı. Türkiye'nin de Ukrayna'nın da ciddi sorumluluğu var. Eğer sığınmacılar Türkiye'den çıktı ise limana alınmalı, sığınma talepleri incelenmeli. Muhtemelen BM gerekli araştırmaları yaptıktan sonra bir çözüm bulunacak.”