Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş Konfederasyonun ATO Congresium'da düzenlenen 14. Olağan Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, son dönemde Türkiye ekonomisi üzerine bazı oyunlar oynandığına dikkati çekerek, bu oyunların amacını Türkiye'yi yeniden IMF kapılarına götürmek olarak gördüklerini söyledi.
Türkiye'nin 1950'den sonra 17 defa IMF ile anlaşma yaptığını ve bu anlaşmaların krizle ve felaketle sona erdiğini belirten Arslan, şunları kaydetti:
"Hak-İş olarak IMF'nin Türkiye'den gitmesi için birçok eylemler yaptık. 'IMF defol' dedik. IMF'nin yeniden Türkiye'ye gelmesini asla kabul etmiyoruz. Çünkü IMF demek işsizlik, daha fazla yoksulluk, daha fazla borç demektir. Bunu asla kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanımızın ve Hükümetimizin IMF konusundaki kararlılığını buradan bir kez daha tebrik ediyor ve destekliyoruz."
Emeklilikte yaşa takılanlar konusunun IMF politikalarının bir sonucu olduğuna dikkati çeken Arslan, "Hak-İş olarak, prim ödeme gün sayısını doldurmuş ancak yaş nedeniyle emekli olamayanlardan, özellikle işten çıkarılan, çalışma gücünü kaybetmiş ya da sektörde iş bulamayanlar için çözüm üretilmesi gerektiğine inanıyoruz." dedi.
"KIDEM TAZMİNATININ KALDIRILMASINI ASLA KABUL ETMİYORUZ"
Çalışma hayatı alanında atılan olumlu adımlara rağmen işsizlik ve istihdam konusunda hala çözüm bekleyen sorunların olduğunu dile getiren Arslan, şöyle konuştu:
"Sendikasız ve güvencesiz, kayıt dışı ve düşük ücretlerle çalışmaya her zaman itiraz ettik ve itiraz etmeye devam ediyoruz. İşsizlik sorununa çözüm bulmak amacıyla yeni sistem ve modeller geliştirilmesini istiyoruz. Kıdem tazminatının kaldırılması, yok edilmesi, düşürülmesi gibi bir yaklaşımı asla kabul etmiyoruz. Kıdem tazminatında kazanılmış haklardan geriye gidişe neden olmayacak ve istisnasız bütün çalışanların kıdem tazminatına kavuşacağı güçlü bir model istiyoruz."
Hak-İş olarak 2019 yılı Kamu Kesimi Toplu İş Sözleşmesine dair tekliflerini geçen hafta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına sunduklarını anımsatan Arslan, "Bu bağlamda, kadroya geçen işçiler ile kapsam dışında bırakılan taşeron işçilerin de çerçeve protokole dahil edilmesini ve artışlardan yararlanmasını istiyoruz. Hak-İş olarak, toplu iş sözleşmesinin kısa zamanda, masada uzlaşmayla sonuçlandırılmasını umut ediyoruz." dedi.
Arslan, asgari ücretin çalışanlar ve aileleri düşünüldüğünde toplumun önemli bir bölümünü ilgilendirdiğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısı, demokratik katılım ve temsile uygun bir hale getirilmelidir. Komisyonda, Hak-İş de DİSK de olmalıdır. Asgari ücret, işçinin ailesiyle birlikte geçimini sağlayacak şekilde belirlenmelidir. Bütün ücretlilerin, ocak ayında almış olduğu maaş yüzde 15'lik vergi dilimine tabi iken, önce yüzde 20'ye, sonra yüzde 27 ve yüzde 36'ya kadar çıkmaktadır. Bu oranların indirilmesini talep ediyoruz. İş kazaları, sosyal ve ekonomik bir yara olarak, çalışma hayatının en önemli sorun alanlarından biri olmaya devam etmektedir. İnsana saygı temelinde iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin artırılmasını istiyoruz."
"İŞTEN ATILANLAR İŞLERİNE DÖNÜNCEYE, SENDİKAL BASKILAR SON BULUNCAYA KADAR MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEKTİR"
Son günlerde sendikalı oldukları için üyelerinin baskılara maruz kaldığını söyleyen Arslan, şöyle devam etti:
"Özellikle 31 Mart yerel seçimlerinin ardından belediyeleri el değiştiren CHP ve HDP'li bazı belediye başkanlıklarında üyelerimiz işten çıkarılıyor, sürgün ediliyor, sendikalarımızdan istifaya zorlanıyor. Şu ana kadar 600'e yakın üyemiz işten çıkarıldı, 17 bin 500 üyemiz Hak-İş'e bağlı sendikalarımızdan istifa ettirildi. İşten çıkarılmalara karşı, sürgünlere karşı, sendika değiştirme baskılarına karşı bir mücadele başlattık. Toplam 6 bin Hak-İş üyesi ile Bolu'dan Ankara'ya 'Emek ve Adalet' yürüyüşü gerçekleştirdik. Türkiye sendikal hareketi için yeni bir çığır, yeni bir ufuk açtık. Adım adım 200 kilometre yol yürüdük. Yağmurda, çamurda, doluda, yokuşta, inişte 200 kilometrelik onurlu bir yürüyüş gerçekleştirdik. Asla vazgeçmedik, geri adım atmadık. Sonuç alıncaya kadar, işten atılanlar işlerine dönünceye, sendikal baskılar son buluncaya kadar mücadelemiz devam edecektir."
Arslan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini desteklediklerini de dile getirerek, sistemin aksayan yönleri varsa bunların gözden geçirilebileceğini söyledi.
Genel Kurula, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol, TESK Başkanı Bendevi Palandöken, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın ve davetliler katıldı.