“Kadına şiddet”i önlemek için yapıldı ama... '6284 Sayılı Kanun aile birliğini tehdit ediyor'
“Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amacıyla hayata geçirilen 6284 Sayılı Kanun 'Türk aile yapısına dikkat edilmeden hazırlandığı gerekçesiyle' eleştiriliyor.

Oluşturma Tarihi: 2017-11-09 16:31:10

Güncelleme Tarihi: 2017-11-09 16:31:10

“Kadına şiddet” olaylarının önlenmesi amacıyla hayata geçirilen 284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun kadınların herhangi bir şikayeti durumunda erkeklere yönelik "6 aylık uzaklaştırma" cezası vermesi sebebiyle eleştiriliyor.

Yeni Akit'ten Faruk Arslan'ın haberine göre 'şiddetin' yaşanmadığı tartışmalarda dahi kadının herhangi bir şikayette bulunması durumunda erkeklere yönelik 6 aylık uzaklaştırma cezaları direkt olarak devreye girmesi tepki çekiyor. Sebebi ise bu ceza sonucunda evinden taşınmak zorunda kalan erkeklerin, öfke patlamaları veya eşleri ile daha büyük tartışmalar yaşamaları. Zira bu gibi durumlar sonucunda çoğu zaman evlilik ya boşanma ile son buluyor. Ya da cinayetlerle sonuçlanan vakalar yaşanabiliyor.

2012'DEN BERİ YÜRÜRLÜKTE AMA...

Habere 2012 yılından bu yana yürürlükte olan ancak şiddet olaylarının önüne geçemediği gözlenen kanunun aksine aile birliğini tehdit ettiği düşünülüyor.

"KANUNU TÜMDEN REDDETMİYROUZ FAKAT..."

Avukat Ali Cahit Polat kanuna ilişkin şu değerlendirmelerde bulunuyor:

“Kanunu tümden reddetmiyoruz ancak yol açtığı vahim olaylar ve mağduriyetler bulunuyor. Kanun kapsamında, en ufak şikayetle ilgili olarak dahi delil ve belge aranmaksızın erkek aleyhinde kararlar veriliyor. Erkeğin evden uzaklaştırılma süresi de oldukça uzun bir süre. Kadının şikayeti sonrası darp olsun ya da olmasın erkeğin 1 aydan 6 aya kadar evden uzaklaştırılması öngörülüyor. Avrupa'da bu süre en fazla bir hafta dolayındadır çünkü amaç tartışmış olan tarafları teskin etmektir, ayırmak değil.”

" ‘SESİNİ YÜKSELTTİ' YETİYOR"

“Şikayetçi olan kadının mahkemeye gitmesine bile gerek yok, polisi araması dahi erkeğin uzaklaştırılması için yetiyor. Kadının ‘bana sesini yükseltti' demesi dahi yeterli bir sebep sayılıyor. Burada darp raporu gibi herhangi bir belge de aranmıyor ve erkeğin görüşüne başvurulmadan karar veriliyor. Şiddet uygulayanın tutuklanması gerekiyorsa tutuklanmalı ama ekonomik şiddet ve psikolojik şiddet tanımları oldukça vahim sonuçlar ortaya doğuruyor. Şu an yılda 120 bin ila 130 bin aralığında evden uzaklaştırılan baba modelleriyle karşılaşıyoruz. ‘Eve yeteri kadar bakmıyor', ‘Bana sesini yükseltti', ‘Evdeki ışığı kapatmadı' gibi oldukça basit nedenlerle evler, 6 ay boyunca babasız kalıyor. Burada bir aile disiplininden bahsedemeyiz. 6284 sayılı kanunun getirisi olarak erkeğin, dolayısıyla babanın itibarsızlaştırılması konuşulması, tartışılması gerekiyor.”

"SUİSTİMALE AÇIK"

Avukat Begüm Gürel ise şu değerlendirmelerde bulundu:

“Söz konusu yasa uyarınca; kararın hâkim tarafından verilmesi için herhangi bir belge ya da delile ihtiyaç duyulmadığı için, koruyucu tedbir talep eden kişinin kötü niyetli olması halinde kanun maddesi açıkça kötü amaca hizmet etmiş olacak. Kanun, eşinden ayrılma niyeti bulunan eş tarafından da kötü niyetli olarak kullanılabilmektedir. Örneğin şiddete uğrama tehlikesi olmayan eş tarafından diğer eş aleyhine otomatik olarak alınan koruma kararı, eşlerin boşanma davasında haksız yere ‘şiddet uyguladığına dair delil' olarak sunulabilmektedir. Mevcut yasal düzenleme karşısında haklı itirazların netice alması mümkün görünmemektedir. Bu sebeple kötü niyete zemin oluşturan yasal düzenlemeler onarılmak suretiyle yeni düzenlemeler yapılana değin hâkimlere büyük görev düşmektedir. Önleyici tedbir kararının verilebilmesi için kesin delil aranmasa da aleyhinde tedbir kararı verilecek kişinin, mağdura yönelik en azından 6284 sayılı kanunun 2. maddesinde ‘Şiddet olarak tanımlanan tutum ve davranışlarda bulunduğunu veya somut olayda böyle bir tehlikenin varlığını gösteren yeterli emarenin bulunduğunun mahkemece tespiti elzemdir' deniliyor.”

2016'NIN KADINA ŞİDDET BİLANÇOSU

söz konusu kanunun öngörüldüğü şekilde herhangi bir şikayette dahi direkt olarak uygulanması kadına şiddete ilişkin herhangi iyileşme sağlamadı. Umut Vakfı'nın 2016 yılına ilişkin açıkladığı verilere göre;

Ölümler: 317'si silahlı, toplam 397 kadın cinayete kurban gitti.

- Yaralanmalar: Bu cinayet vakalarında 109 kadın ve aile bireyi de yaralandı.

- Cinayeti kim işledi? : Kadın cinayetlerinin yüzde 85'ini kocalar, sevgililer, eski kocalar, ayrılmak istenen sevgililer işledi.

- İntihar vakaları: Eşini ya da eski eşini, annesini, babasını, eşinin kardeşini öldüren erkeklerin 66'ı ise sonrasında intihar girişiminde bulundu. Bunlardan da, 55'i öldü.

EĞİTİM ve MERHAMET

Uzmanlar kadına şiddetin eğitim ile aşılacağını ifade ederken, başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere 'toplumun vicdanı' birçok dini oluşumun konuya eğilmesi ve her canlıya karşı 'merhamet' temasının öne çıkarılması gerektiğini söylüyor.