Aydınlık gazetesi yazarı Gaffar Yakınca, "çakma Atatürkçü" dediği Arslan'ın çıkarıldığı mahkemede serbest bırakılmasının ardından medyaya yansıyan gelişmeleri değerlendirirken, "onun yerine vatansever bir gazeteci olsaydı ne olurdu acaba" diye sordu.
"HDP'NİN SİLAHLI GÜCÜ VE CHP'NİN NİYE YOK"
Hayır, bu bir film adı değil. Arkadaşları işkence tezgahında iken tecavüz fantezisi filmi çeken çakma komünist Vedat Türkali'den söz etmiyorum. Çakma Atatürkçü Ayşenur'dan söz ediyorum.
Kendisinin terör sevdasını “HDP'nin silahlı gücü var, CHP'nin niye yok.” diye zırvaladığı zamanlardan beri biliyoruz. Son icraatı PKK'nın Ankara'daki eylemine mazeretler üretip, topluma fitne sokmak.
Bu kadarına kendi patronu bile dayanamamış olmalı ki Ayşenur'u kulağından tutup kapının önüne koydu.
"KAHRAMANLAR GİBİ ÇIKTI"
Ancak, anlaşılan o ki devletimiz bu konuda Halk TV'nin patronu kadar hassas değil.
Hanımefendiyi adliye bir iki saat misafir edip uğurladılar. Kahramanlar gibi çıktı, bir kamyon laf kalabalığı ile basın açıklaması yaptı. “Allah'tan yanına bando mızıka vermemişler.” dedirtti.
İnsan sormadan edemiyor, aynı durumda sıradan bir yurttaş olsaydı ne olurdu acaba?
Daha beterini diyeyim, teröre mesafeli, vatansever bir gazeteci aynı duruma düşse nasıl muamele edilirdi acaba?
Dedik ya, devletimiz, hukuk sistemimiz bunlara karşı maşallah pek hoşgörülü! Zaten Ayşenur'un suçu ne dememin sebebi de bu. Teröristlerin TBMM'ye saldırı düzenlemeye kalktığı günün ertesinde, TBMM önünde açıklama yapan PKK uzantıları “Türk halkı daha çok bedel ödeyecek.” diyebiliyor. Kim bu insanlar dersiniz?
Kim olacaklar, hepsi milletvekili, hepsinin dokunulmazlığı var, hepsi milletin kesesinden maaş alıyor, hepsi ihanet ettikleri yıkmak istedikleri Gazi Meclis'in çatısı altında muhafaza ediliyor.
PKK uzantısı partiler yıllardır TBMM'deler. Ama oradaki hiçbir parti, hiçbir vekil bu terör uzantılarını izole etmek için tek hamle yapmıyor. Komisyonlarda, yurtdışı gezilerinde, resepsiyonlarda falan PKK/YSP'li vekiller ile pozlar veriliyor, şamata yapılıyor. Google'da ufak bir araştırma yapın yüzlerce böylesi görüntü bulursunuz. Hiçbir parti bu terör uzantılarına karşı sahici bir tavır takınmıyor.
KİMSE BU REZİLLİKTE RAHATSIZ OLMUYOR
Hukuk sisteminin durumu da pek farklı değil. Yargımız bu partiyi kapatmıyor, hazineden aldığı parayı kesmiyor. Onlar da cukkaladıkları milyonlar ile teröre hizmet etmeye devam ediyor. Halka sıkılan kurşunlar halkın parası ile alınıyor. Kimseler de bu rezillikten rahatsız olmuyor!
E hali ile sıradan vatandaş da “devletin dert etmediği bir şeyi ben neden dert edeyim ki?” diye soruyor. “Koskoca vekilleri bile rahatsız etmeyen şey, yargıçları huzursuz etmeyen şey beni neden etsin.” diyor.
MÜCADELEYE DAİR İNANCIN SARSILMASI
Sürekli aynı şeyi tekrarlıyoruz, bir ülkenin teröre karşı mücadelede en önemli silahı halk desteğidir. Bu destek zayıflarsa terörü asla yenemezsiniz. İşte bugün bizde de en büyük tehlike halkın terörle mücadeleye dair inancının sarsılmasıdır. Böyle giderse de açık diyeyim, sarsılır.
HALK TERÖRE DAİR NE DİYOR?
X'teki takipçilerim arasında yaptığım ankete yaklaşık 4 bin 500 kişi katılmış. Katılanların %90.7'si FETÖ ve PKK'nın tarihe karışmadığını, hala aktif olduğunu düşünüyor. İnsanların ezici çoğunluğu Türkiye'de hala bir terör tehdidinin olduğu, uyanık olunmazsa FETÖ'nün ve PKK'nın her an hortlayabileceğini söylüyor. Yetkililer de duyuyordur umarım.
TIRNAK İÇİNDE TERÖRİST
Ankara'daki saldırıyı haber yapan Alman devlet kanalı DW, haberin manşetinde terörist sözcüğünü tırnak içine almış. Malumunuz tırnak, yazı dilinde müstehzi bir tavrı veya ağır şüpheyi ifade eder. Yani Almanya, saldırıyı yapanların terörist olduğunu düşünmüyor.
Bizde teröre koltuk çıkanların tasmasının nereye bağlı olduğunu görmek açısından güzel bir örnek. Zaten bir bölümü doğrudan Almanya'dan maaş alıyor. Biz onlara tırnak içinde “gazeteci” diyoruz. Ruslar ise tırnak falan kullanılmıyor, doğrudan ajan diyor.