Yeni Akit gazetesi yazarı Ali Karahasanoğlu'nun bugün yayımlanan, "Kendinizi rezil ettiniz, Erbakan'a dokunmayın bari!" başlıklı dikkat çeken yazısı şöyle:
Haksız mıyım, lütfen söyleyin..Daha 4 gün önce, CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, "her erkek öğrencinin yanına, illa bir kız öğrenci oturacak" diye...
Haksız mıyım, lütfen söyleyin..
Daha 4 gün önce, CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, "her erkek öğrencinin yanına, illa bir kız öğrenci oturacak" diye azgınlaştıklarını ispatlayanBursa'daki sendikacılara destek verip, “Kızlar ile erkeklerin ayrı oturmasını öngören müdür derhal görevden alınsın” dememiş miydi?
SP'nin yayın organı Milli Gazete de.
İlk gün durumu idare edip, sessiz kalarak geçirip.
Ertesi günü okurlarından gelen baskı sonucu, CHP'li genel başkan yardımcısının talimatı ile AK Partili Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevden uzaklaştırdığı okul müdürüne destek çıkıp, “Müdüre veli desteği. AK parti görevden uzaklaştırdı” diye haber yapmamış mıydı..
Şimdi, o okul müdürünün görevden alınması için, anında refleks geliştiren CHP'yi gizleyip..
CHP şirretliğinden korkan AK Partili bakanlığın tavrını hedef tahtasına koyan Milli Gazete'nin ilkesizliği sadece bu mu?
Daha üç gün önce, CHP'li yöneticilerden üçü-beşi, iktidara geldiklerinde, eşcinseller lehine düzenlemeler yapacaklarını ilan etmediler mi?
CHP Genel Başkanı bile, bu yönde sözlerini, büyükşehirlerin bilboardlarına asmadı mı?
Her kızın yanına, bir erkek oturması zorunlu..
Eşcinsellere ise, her türlü özgürlük, sonuna kadar verilecek..
Müslüman anne, “benim kızımın yanına, bir erkek öğrenci oturmasın” derse.
CHP'li ceberrutlar..
“Anca gidersin, yobaz kadın”' diyecek..
Ama aynı ceberrut CHP'liler..
“Eşcinseller ne isterlerse, o özgürlükleri kendilerine tanıyacağız” sözünü, iktidara gelmeden daha şimdiden verecekler..
Müslümanın özgürlüğü yok..
Eşcinsele sınırsız özgürlük var.. Bununla da ilgili, Milli Gazete'den CHP'ye tık yok..
Çarpıklık bir-iki alan ile sınırlı değil..
Zinanın serbest olup olmaması ile ilgili de CHP ve muhafazakar toplum arasında dağlar kadar fark var..
İçki ve diğer haramlar konusunda da, CHP ile Saadet Partisi tabanı arasında dağlar kadar fark var..
her şeye rağmen, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Akit TV'ye gelmekten kaçınıyor ama..
İsmini duymadığımız bir televizyona konuk olup, “Erbakan hayatta olsa CHP ile birlikte olur muydu?” çanak ve derin mi derin soruya.
“Bugün hayatta olsa kesinlikle CHP ile birlikte olurdu” cevabını veriyor..
Soru da eksik..
Cevabı da eksik..
Soru şöyle eksik:
Müslümanın özgürlüğü yok..
Eşcinsele sınırsız özgürlük var.. Bununla da ilgili, Milli Gazete'den CHP'ye tık yok..
Çarpıklık bir-iki alan ile sınırlı değil..
Zinanın serbest olup olmaması ile ilgili de CHP ve muhafazakar toplum arasında dağlar kadar fark var..
İçki ve diğer haramlar konusunda da, CHP ile Saadet Partisi tabanı arasında dağlar kadar fark var..
her şeye rağmen, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Akit TV'ye gelmekten kaçınıyor ama..
İsmini duymadığımız bir televizyona konuk olup, “Erbakan hayatta olsa CHP ile birlikte olur muydu?” çanak ve derin mi derin soruya.
“Bugün hayatta olsa kesinlikle CHP ile birlikte olurdu” cevabını veriyor..
Soru da eksik..
Cevabı da eksik..
Soru şöyle eksik:
Soran da tilki..
Sorulan da..
Ve kendi gazetesi bile, Bursa'da daha bu hafta yaşanılan kız-erkek birlikte oturma olayında, CHP Genel Başkan Yardımcısının tavrına ters haber yapmış iken..
Yani CHP zihniyeti ile, SP zihniyetinin asla biraraya gelmesi mümkün değil iken.
Derinlerden mi?
Dış devletlerden mi?
Nerelerden gelen baskı veya tehditle olsa gerek.
SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, koskoca Milli Görüş camiasını da zor duruma düşürecek cevabı veriyor:
“Bugün bizim güttüğümüz politikaları belki de çok ileri bir noktada gündeme getirirdi. Erbakan hocamız bu noktalarda herkesle bir araya gelmekten çekinmez, nerelerde uzlaşılabilir bunun üzerinde dururdu.”
Sizin güttüğünüz bir politika mı var ki, Erbakan da onu ileri noktada gündeme getirsin, Temel bey?
Tek politikanız, “Cumhurbaşkanı adayını erken açıklamayalım. Yoksa paçavrasını çıkarırlar!”
Evet, tek politikanız bu..
Kendinize güveniniz yok..
“Bizim paçavraya çevrileceklerden başka adayımız olamaz ki”, ön kabulünüz zirve yapmış..
Ama Erdoğan düşmanlığında milim taviz vermiyorsunuz..
Kendinizi rezil ediyorsunuz..
Eşcinsel destekçisi CHP ile ittifak kurmuşsunuz..
Dindar insanların hassasiyetlerini, “harem-selamlık yobazlığı” diyerek, bir hafta içinde soru önergesi üzerine soru önergesi veren milletvekillerinin partisi CHP ile ittifak kurmuşsunuz..
Kendinizi, ailenizi, sevenlerinizi rezil etmişsiniz..
“İslam dini” için, daha iki ay önce, “Ortaçağ kafası” diyen genel başkan yardımcısının olduğu partiyle ittifak kurup, partinize gönül vermiş insanları rezil etmişsiniz..
Şimdi sıra, Erbakan hocaya haksız isnatlarda bulunarak, onu toplum nezdinde itibarsız bir duruma düşürmeye çalışıyorsunuz..
Bırakın Erbakan hocayı..
“Biz CHP ile ittifak kuruyoruz, size hesap mı vereceğiz” deyin, yolunuza devam edin..
Ama..
“Erbakan hoca da bizim gibi yapardı” derseniz..
Yani.
“Erbakan hoca da, Lut kavminin helakına sebep olan eşcinseller için özgürlük isterdi. Eşcinsellere özgürlük isteyenlerle ittifak kurar, İstanbul Sözleşmesi'ni hataen imzalayan, ama yanlışı görünce o sözleşmeden geri çıkan Erdoğan'ı indirip, yerine 'İstanbul Sözleşmesini iktidarımızın birinci haftasında tekrar imzalayacağız' diyen CHP ile iktidar kurmak isterdi”derseniz..
Erbakan hocaya iftira atmış olursunuz..
Ortaokulda erkek öğrencinin yanına mutlaka bir kız öğrenci oturmalı” diyen ve aksi uygulamayı öneren okul müdürünün derhal görevden alınmasını isteyen CHP Genel Başkan yardımcısının varlığına rağmen..
“O CHP ile, Erbakan Hoca ittifak kurardı.. ‘Kadın üniversitesi açacağız' diyen Erdoğan'ı da cumhurbaşkanlığından indirmeye çalışırdı” derseniz..
Kendinizi rezil etmiş olursunuz ama..
Erbakan hocayı tanımayanlar nezdinde, Milli Görüş'ün liderini de, yanlış tanıtmış olursunuz..
Benim SP üst yönetiminden artık bir ümidim yok..
Onlar ki yalan söylüyorlar..
“İttifak kararımız yok” deyip..
“Sadece parlamenter sistem görüşmeleri yapıyoruz” derken..
Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesine kadar..
Her konuda CHP'nin yamağı olmayı kabullenmişler..
“İktidara gelir gelmez, İstanbul Sözleşmesi'ni geri getireceğiz” diyen CHP Genel Başkanı ile birlik olup.
O sözleşmeden imzasını geri çeken Erdoğan'ı devirmeye and içmişler..
Ki, kendileri de yıllarca, “İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması gerekir” diye bizlerle birlikte haykırmışlardı..
Artık bu dakikadan sonra..
O üst yönetim, rezilliği kabul etmişler, demektir..
Ama lütfen, Erbakan Hoca'ya dokunmayın.. Kirli zigzaglarınıza, Erbakan'ın ismini karıştırmayın..