CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmit'teki bir düğün salonunda muhtar ve âzâlarla bir araya geldi. "Evet'in vebali ağırdır" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, "Türkiye nereye gittiği belli olmayan bir yolculuğa çıkmış olacak. Bir kaosun içine Türkiye sürüklenmiş olacak. Bir kişinin yaptığı hata 80 milyona mâl olacak. Demokrasi askıya alınacak. Bu ülkeye turist gelmeyecek. Çünkü hukukun üstünlüğü değil, üstünlerin hukuku olacak. Başkan, başkan yardımcıları ve bakanlar hiçbirisi milletvekili değil. Hiçbirisi lütfedip Meclis'e gelmeyecek. Niye gelsinler ki?" ifadelerini kullandı.
Ülkenin geleceğiyle ilgili herkese sorumluluk düştüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bu tamamen demokrasiyle ilgili bir olaydır. Gelin hep birlikte huzur içinde bir bayram havasında sandığa gidelim. Hayırlı bir iş yapalım. 'Hayır' oyumuzu kullanalım. Bütün dünyaya şu mesajı verelim; 'Bütün baskılara rağmen Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşları, demokrasiye sahip çıktılar. Demokrasiyi yücelttiler.' Emin olun dünyada en büyük itibarı kazandıran referandum olacak. Türkiye'ye dünyada itibar kazandıran en büyük hareket olacak. Bütün baskılara rağmen millet gitti demokrasiye sahip çıktı, tek adam rejimine değil. Bir şeyi unutmayın, teklik yalnızca Allah'a mahsustur."
"DENETİMİ YOK"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, parlamentonun yetkilerinin bir kişiye verilmesinin sorun oluşturacağını belirtti. Tek adam rejiminde hangi bakanlığın kurulacağına ve kapatılacağını bir kişinin karar vereceğini savunan Kılıçdaroğlu, bakan sayısı ve görev alanını da parti başkanının belirleyeceğini aktardı. Yeni sistemde yapılacak hatanın faturasını 80 milyonun ödeyeceğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Freni olmayan bir otobüse çocuklarımızı bindiriyoruz sevgili anneler. Yazık, günah değil mi? Denetimi yok bu işin. Al 80 milyonu, al Türkiye'yi tepe tepe kullan. Böyle bir yetki olur mu arkadaşlar? Dünyada hangi yönetime böyle bir yetki verilmiş? 'ABD'de de başkanlık var.' Doğru. Başkan ABD'de hâkim tayin edemez, büyükelçi bile tayin edemez. Eğer Senato kabul ederse ataması olur. Şimdi biz aynı zamanda başkan, parti genel başkanı... Anayasa Mahkemesi'nin 15 üyesinden 12'sini bir partinin genel başkanı tayin edecek. Bir partinin genel başkanı, Genelkurmay Başkanını tayin edecek. Bir partinin genel başkanı bütün valileri, kaymakamları, genel müdürleri, müsteşarları tayin edecek. Bir partinin genel başkanı bütün bakanlıkları belirleyecek. Ne demek bu? Eğer bir kişiyi iknâ ederseniz, kandırırsanız, satın alırsanız 24 saat içinde Türkiye Cumhuriyeti devletini birilerine teslim edersiniz. Neden? O bir kişiye öyle yetki veriyorsunuz ki, 24 saat içinde bütün müsteşarları, bakanları, başkan yardımcıları, valileri, kaymakamları, Anayasa Mahkemesi'nin üyelerini, müftüleri, emniyet müdürlerini değiştirebilir."
Kılıçdaroğlu, sandığa giderken vatandaşların elini vicdanına koymalarını isteyerek, "Bunun partiyle ilgisi yok. Bunun kişiyle de ilgisi yok. Partiyle ilgisi olsa partimizin bayraklarını asardık, seçime gidiyoruz diye. Yok öyle bir şey. Partilerle falan ilgili değildir, bu tamamen bir memleket meselesidir. O nedenle sandığa giderken hepimizin düşünmesi lâzım. Çoluk çocuğunuzu düşünün, demokrasiyi düşünün, can ve mal güvenliğini düşünün. Bir kişiye öyle yetkiler veriyoruz ki, bir sanayicinin mal varlığına kararnameyle el koyabilir. Devlet memurluğu kavramı kalmayacak, her şey bir kişinin ağzından çıkacak iki kelimeye bağlı" ifadelerini kullandı.
Vatandaşlardan 16 Nisan'da hayırlı bir iş yapmalarını talep eden Kılıçdaroğlu, "Parlamenter sistemde eksiklik yok mu? Var tabii. Düzeltilebilir. Parlamenter sistemdeki eksiklik 12 Eylül darbe hukukundan kaynaklanıyor. Yüzde 1 oy alan partinin genel başkanı niye Meclise gelmesin. Çıksa konuşsa ne olur? Niye konuşmuyor. Meclis'te konuşursa ayıp mı olur? Yanlış mı olur? Milli irade Meclis'e tam yansımalı. Biz bunu savunuyoruz. Daha pek çok konu düzeltilebilir" diye konuştu.