Hürriyet'ten Hande Fırat'a konuşan Kılıçdaroğlu ‘bürokratik baskılar, devletin imkânlarının kullanılması ve OHAL koşullarında referandumdan yüzde 48.6'lık 'Hayır' oyu çıkmasının demokrasi zaferi olduğunu' söyledi.
İşte o açıklamalar:
Devletin bürokratik baskılarına, bütün parasal imkânlarının kullanılmasına ve OHAL koşullarına rağmen hayırcılar bir demokrasi zaferi yazmışlardır. Kim ne derse desin geldiğimiz süreçte toplumun yarısı, koşulsuz olarak demokrasiye ve demokratik parlamenter rejime sahip çıkıyor.
'ANAYASA TOPLUMSAL BİR UZLAŞI METNİNE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ'
(Referandumun ardından partilere yaptığı çağrı) Parlamento açıldığında ve sonraki konuşmalarda ve görüşmelerde, kabul edilen bu Anayasa ile toplumun yönetilemeyeceğini herkesin görmesi lazım. Parlamento içinde veya dışında tüm partilere düşen görev, Anayasa'yı toplumsal bir uzlaşı metni haline dönüştürmektir. Siyaset kurumunun böyle bir sorumluluğu var. Bu sorumluluktan kaçamaz.
'YSK'NIN YAPTIĞI AFFEDİLEMEZ'
(Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararları) Açıklama kendi içinde çelişkilerle dolu. Daha önce benzer kararlar verilmiş ama aksi yönde de kararlar verilmiş. Biz YSK'nın kendisini TBMM'nin üzerinde bir kurul olarak görmesini istemiyoruz. Yasa çok açık; mühürsüz oy pusulaları ve zarflar geçersizdir. Kurul toplanıyor ‘geçerli' diyor, üstelik sayım devam ederken. YSK maç sırasında oyunun kurallarını değiştirmiştir. Bu affedilecek, gözardı edilecek bir durum değildir.
'ATI ALAN ÜSKÜDAR'I GEÇTİ' AÇIKLAMASI DOĞRU DEĞİL'
(Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum konuşması) YSK kesin kararını açıklamadan, ‘Atı alan Üsküdar'ı geçti' açıklaması doğru bir açıklama değil. Herkesin hukuk içinde kalması, hukukun üstünlüğünü savunması lazım. Bu açıklama, tek adam rejiminin Türkiye'ye ne tür maliyetler yükleyeceğinin de bir göstergesidir. Kucaklayıcı bir açıklama değil, kin ve öfke birikiminin dışavurumu bu.
(Liderlerle mi görüşeceksiniz?) Şu aşamada hayır. YSK henüz bir karar vermedi, nasıl verecek bilmiyorum.