Hürriyet Yazarı Abdulkadir Selvi, bugünkü köşesinde "Kılıçdaroğlu sert çıktı bakın neler söyledi" başlıklı yazısında hükümet sistemi kapsamında yürütülen 50+1 tartışmaları, İYİ Parti ile CHP ittifakı ve HDP konularında sorular yöneltti.
Selvi, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Meclis'teki makamında görüştüm, kendisine siyasetin iki sıcak gündem başlığını sordum. Yeni tartışmalara neden olacak çarpıcı açıklamalar yaptı" diyerek şunları yazdı:
50+1 TARTIŞMASI
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde barajın yüzde 40'a çekilmesini gündemi değiştirmeye yönelik bir hamle olarak görüyor. “Tamamen gündemi değiştirmeye yönelik bir konu. İçeride ekonomide, dışarıda dış politikada yaşanan sorunları örtmeye yönelik tartışma. Hiçbir geçerliliği olan bir tartışma değil” dedi.
TEKLİFİ ERDOĞAN GÜNDEME GETİRMEDİ
(50 artı 1'den yüzde 40'a çekilmesini teklif eden isim) Eski bakanlardan Faruk Çelik sıradan bir isim değil. Milli görüş çizgisinden gelen, Refah Partisi ve Fazilet Partisi'nde siyaset yapmış, AK Parti'yi kuran “Erdemliler Hareketi” içinde yer almış birisi. AK Parti Grup Başkanvekilliği ve bakanlık görevlerinde bulundu. Son dönemlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'la daha sık görüştüğü söyleniyor. Ama bu teklifin Cumhurbaşkanlığı kaynaklı olduğu anlamına gelmesin.
CHP 50+1 İÇİN TEKLİF GÖTÜRECEK Mİ?
(Erdoğan'ın "Bu muhalefetin işi" çıkışı üzerine) Kılıçdaroğlu'na “Bu yönde bir teklif getirecek misiniz?” diye sordum. Tepki gösterdi, “Muhalefetin önceliği vatandaşın içinde bulunduğu perişan durumdan vatandaşı kurtarmak, çözümler üretmek ve bu çözümleri uygulamak, değiştirmek. Muhalefetin konumu bir kişiye koltuk bulmak değildir. Böyle bir arayış demokrasilerde de olmaz, dikta yönetimlerinde olur. Bunun tartışılmasını da abes görüyorum” dedi.
CHP'nin tavrı bu. Kılıçdaroğlu o kapıyı açmadı bile. Ama İYİ Parti'yi bilmem.
İYİ PARTİ ve CHP'NİN İTTİFAKI ÇATIRDIYOR MU?
(İYİ PARTİ'dne yapılan CHP-HDP çıkışı üzerine) CHP Lideri'ne, İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu'nun CHP'ye yönelik eleştirilerini sordum. CHP Lideri suskunluğunu ilk kez bozdu. “Bu millet ittifakını oluşturan siyasi partilerin ittifakını bozmaya yönelik bir saray hareketi, çünkü saray bu ittifakların bozulmasını istiyor. Araya pek çok kişiyi koyuyorlar, yani kişi derken derin devletin istihbarat elemanları dahil olmak üzere pek çok kişi konulup millet ittifakını nasıl bozarız... Ben bu ittifakın bozulacağını sanmıyorum” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU'NUN "İSTİHBARAT" VURGUSU
Bu değerlendirmeler İYİ Partili Ağıralioğlu'na ait olduğu için Kılıçdaroğlu'nun “derin devletin istihbarat elemanları” vurgusu farklı değerlendirmelere yol açabilirdi. O nedenle “Bu sözleriniz Ağıralioğlu'na farklı bir kimlik yüklemek anlamını taşımaz mı?” diyerek araya girme ihtiyacı doğdu. Kılıçdaroğlu bunun üzerine sözlerine açıklık getirdi. “Ağıralioğlu'nun söyledikleri çok da yanlış şeyler değil, onu da bir bilelim yani. Dedi ki ‘İYİ Parti ayrı CHP ayrı'... Evet, biz aynı parti değiliz ki ayrı ayrı partileriz. Yüzde yüz örtüşmüyoruz ki alınan yanıtlar yanlış bir şey söylemiyor. İYİ Parti Sözcüsü'nün terör örgütünün kınanması, terör örgütüne mesafe konması çıkışı, bu bütün siyasi partilerin vazgeçilmez tavırlarından biridir zaten” diye konuştu.
KILIÇDAROĞLU İYİ PARTİ İLE MAKASIN AÇILMAMASINA ÖZEN GÖSTERİYOR
Kılıçdaroğlu yaranın kaşınmasını istemiyor. CHP ile İYİ Parti arasındaki makasın açılmamasına özen gösteriyor. O nedenle Ağıralioğlu'nu hedef almadı. “Soruya bakmak lazım. Bu soru hangi sorunun sonucu olarak kuruldu, ona bakmamız lazım. HDP ayrı parti, biz ayrı partiyiz” dedi.
"HDP İLE KOL KOLA MISINIZ?"
Bunun üzerine “HDP ile kol kola mısınız?” diye sordum. “Hiçbir partiyle kol kola değiliz. Kim demokrasiyi savunuyorsa biz de ona saygı duyarız. Kim tek adam rejimine karşıysa, saygı duyarız. HDP de bu ülkenin altı buçuk milyon seçmeninin oyunu almış bir parti. Yasadışı işler varsa bu ülkenin savcısı var, istihbarat örgütü var, gereğini yaparlar” karşılığını verdi.
"AKŞENER İLE GÖRÜŞECEK Mİ?
“İttifakı güçlendirecek veya ittifakı zayıflatacak bir ortam yok. Neden yok? Çünkü bir seçim sürecinde değiliz. İYİ Parti'nin kendi programı var, CHP'nin kendi programı var, Saadet Partisi'nin kendi programı var, Demokrat Parti'nin kendi programı var, kendi söylemlerimiz var. Ekonomiye, dış politikaya farklı bakış açılarımız var. Dolayısıyla ortada bir seçim olmadığı için bir araya gelelim, bir ittifakı kuralım diye bir şey yok. Ama şu var: Biz aldığımız önemli kararları, yani belli bir konuda bir karar alıyorsak ve bu Türkiye'nin gündemi ile çok yakından ilgili ise ben bu önemli kararları millet ittifakının genel başkanları ile paylaşıyorum. Nasıl bir karar aldığımızı kendilerine bir şekilde aktarıyorum. Onlar da benzer konularda düşüncelerini aktarıyorlar” diye karşılık verdi.