CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş'ta muhtarlar ve sivil toplum örgütü temsilcileriyle gerçekleştirilen buluşmada yaptığı konuşmada, katılımcılara bir siyasi partinin genel başkanı olarak değil, vatanını ve milletini seven bir vatandaş olarak görüşlerini açıklayacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, referanduma götürülen anayasa değişikliğine "hayır" oyu verilmesini istedi. Sandığa giderken duygusallığın bir kenara bırakılması gerektiğini, herkesin kendi arasında değişikliğe ilgili görüşleri konuşup değerlendirmesi ve üzerine de düşünmesi gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şu görüşlere yer verdi:
"Tek adam rejiminin özelliği şudur, tek adam hata yaparsa faturasını 80 milyon öder. Esed hata yaptı, tüm Suriye halkı ödedi, Saddam hata yaptı, Irak ödedi bedelini, Libya'da Kaddafi hata yaptı, tüm Libya halkı ödedi faturayı. Şunu da unutmayın; teklik Allah'a mahsustur. Diyorlar ki, 'Bu rejimi getiriyoruz daha hızlı karar alacağız', bizim bir sözümüz var; acele işe şeytan karışır. Biz ne deriz; Akıl akıldan üstündür. Yani istişareyi önemseriz. Bu hem dinimizde hem kültürümüzde vardır. Allah'ın bize verdiği en yüze şey akıldır. Yüce kitabımız der ki; aklınızı kullanınız'. Aklımızı kullanmalıyız. Acele etmeyip aklımızı kullanmalıyız"
"ARZU EDİP ÇIKARAMADIKLARI KANUN VAR MI?"
Halk oylamasında rejim değişikliğine gidildiğini, demokratik parlamenterden vazgeçilip tek adamlığa gidileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "15 yıldır iktidardalar, arzu edip de çıkaramadıkları kanun var mı, yok. Parlamentoda da çoğunluk var. İstediğin kanunu, kararnameyi çıkarıyorsun o zaman bu rejim değişikliğine niye ihtiyaç duyuyorsun? 'TBMM ayak bağı' diyorlar, neden ayak bağı olsun, milli irade ayak bağı olur mu? Milli irade hepimizin. 4 partinin de temsilcisi, dolayısıyla neredeyse her vatandaşın temsilcisi vardır. Yüzde 10 barajı nedeniyle bazı kesimler temsil edilmiyor, bunun karşısındayız. Yüzde 10 olan seçim barajı kalkmalı, yüzde 1 alan herkes mecliste olmalı" ifadesini kullandı. Hükümet yetkililerine "Ne yapmak istediniz de yapamadınız?" diye soran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"6,5 milyon işsizimiz var, siz işsizliği önlemek istediniz de parlamenter sistem engel mi oldu. Siz Türkiye'ye itibar kazandırmak, Suriye'deki savaşı söndürmek istediniz de biri size engel mi oldu, parlamenter sistem engel mi oldu? Siz ihracat yaptığınızda engel olan mı oldu? Aksine daha fazla ihracat yapıp daha fazla gelir elde edin. Çiftçinin alnının terinin karşılığını alamıyor, bir parti veya kişi size engel mi oldu. Yok böyle bir şey. Esnaf zor durumda, durumu iyi değil. Siz durumlarını düzeltmek istediniz de biri engel mi oldu. Oteller boş turist gelmiyor, sebebi parlamento mu, sebebi millet mi? O zaman biz bu rejim değişikliğini niye yapıyoruz? Sanayici önünü göremiyor, yatırım yapmak istemiyor. Siz memlekete huzur getirdiniz de karşı çıkan mı oldu, tüm komşularla barış içerisinde yaşadınız da parlamenter sistem karşı mı geldi? Hangi gerekçeyle rejimi değiştirmek istiyorsunuz. Dolar yükselmeye başladı bugün yine yükselmiş, dolardaki hızlı yükselişi önlediniz de biri engel mi oldu? Engel olan varsı çıkın söyleyin, hep beraber üzerine gidelim."
HALK OYLAMASI SÜRECİ
Hiçbir anne baba eğitim sisteminden memnun olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, halk oylamasından "evet" çıkması halinde milletin seçtiği milletvekillerinin yetkilerinin kısıtlanacağını söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidar partisi mensuplarının "Çift başlılık var, o yüzden rejimi değiştirmeliyiz" şeklindeki açıklamalar yaptığını anımsatarak, "Bir Allah kulu, bunu bana açıklasın. Çift başlılık mı var? Binali Bey ile Sayın Erdoğan arasında kavga mı var? Bazen espri olsun diye söylerim, yine söyleyeceğim; sayın Binali Bey, 80 kilometre ötede Sayın Erdoğan'ı görse 80 düğmesini 8 saniyede ilikler" diye konuştu.
Mevcut sistemde çift başlılığın olmadığını aktaran Kılıçdaroğlu, getirilmek istenen rejimle cumhurbaşkanının hem cumhurbaşkanı hem de parti genel başkanı sıfatlarını üzerinde taşıyacağından dolayı aslında o zaman çift başlılığın olacağına dikkati çekti.
Cumhurbaşkanlığı makamının herkesin ortak paydası olduğunu, o yüzden bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm cumhurbaşkanlarına saygı duyduklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Sayın Abdullah Gül'e gelmeden önce hepimiz karşıydık ama seçildikten sonra saygı duyduk. Hala görüşürüz çünkü tarafsızlığını korudu. Ama partili bir cumhurbaşkanı olursa birilerini görmezden gelebilir, çünkü tarafsızlığı olmaz. Tarafsız bir cumhurbaşkanı istiyorsanız gidip hayır oyunu vereceksiniz. Konu bu kadar basit. Bunun partilerle veya şahıslarla meselesi yok" dedi.
"ACELE İŞE ŞEYTAN KARIŞIR"
Kılıçdaroğlu, iktidar partisi mensuplarının sürekli olarak kendisine yönelik eleştirilerde bulunduğunu aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tek konuları var Kılıçdaroğlu. Sabah, akşam, öğlen koşuyorlar. Ne yaptı Kılıçdaroğlu? Beni suçluyorlar, 'Kılıçdaroğlu doğruları söylemiyor' diyorlar. Size büyük bir fırsat veriyorum, tüm televizyonlar zaten emrinizde, sizin istediğiniz televizyon kanalına çıkalım herkes anlatsın. Kim doğru söylüyor herkes görsün. Japonya, İtalya bir çok ülke yapıyor, biz niye yapmıyoruz? Niye kaçıyorlar? Çünkü onlar da biliyor ki Kılıçdaroğlu doğruları söylüyor. Sonuçta şu kanaate vardık; Kılıçdaroğlu olmasa miting dahi düzenleyemeyecekler."
İktidar partisinin devletin tüm imkanlarını kullanarak seçim çalışmaları yürüttüğünü kendilerinin ise tek güvendiği kaynağın Allah ve millet olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, kendilerinin mağdur edildiğini o yüzden milletin zulme karşı "yeter" demesini istedi.
"Evet" demenin bedelinin ağır olacağını ve hesabını kimsenini veremeyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, ülkede huzurla yaşamak istediklerini, kendi gibi düşünmeyen insanın da söz hakkı olmasını istediklerini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, toplantıdaki katılımcılara "OHAL ilan ettiler de ne oldu?" sorusunu yönelterek, "1 milyon fazla aileyi mağdur ettiler. Bank Asya'ya izin verene ses çıkarmadılar, önünden geçenin memuriyetini düşürdüler. Hesap soracaksan o bankaya izin verenlere hesap sor. Darbenin de üstünü kapatmaya çalışıyorlar, izin vermeyeceğim. 248 şehidin hesabını soracağım. Ben bu ülkede adalet istiyorum. Sadece benim için değil, 80 milyon için, zulüm ve zalimlik istemiyorum. Hem zulmedeceksin, hem Müslüman geçineceksin, benim vicdanım buna izin vermiyor" ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, dün Gaziantep'te "Evet Çadırı"nı ziyaret ettiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Çadırdaki gençlerden birisi, 'Niye 18 yaşında milletvekili olunmasına karşısınız' diye sordu. Hiçbir zaman 18 yaşındaki çocuğun milletvekili olmasına karşı çıkmadım ama hem 18 yaşındaki çocuk hem milletvekili olacak hem de ömür boyu askerlikten muaf olacak. Garibanın çocuğu El Bab'ta şehit olacak, Ankara'daki beylerin çocukları ömür boyu askerlikten muaf olacak, ben bunu kabul etmiyorum. Milletvekilinin hem yetkilerini alıyorsun hem de sayılarını artırıyorsun, ardından da güçlü meclisten bahsediyorsun. Güç sayıdan olmaz, güç akıldan kaynaklanır. Sayıyla oluyorsa bin yapın dünyanın en güçlü parlamentosu bizde olsun."