Kontrollü bunalım stratejisi: ABD, Suudi Arabistan, İsrail...
Abdurrahman Dilipak; Reza Zarrab davası, Suudi Arabistan, ABD ve İsrailli mesajlar ile PYD'nin Rakka'da IŞİD'i tahliye etmesine ilişkin görüntülerin ortaya bir tablo çıkardığını, bu tabloya 'Kontrollü bunalım stratejisi' denilebileceğini yazdı.

Oluşturma Tarihi: 2017-11-20 11:25:17

Güncelleme Tarihi: 2017-11-20 11:25:17

Yeni Akit Yazarı Abdurrahman Dilipak, ABD'de süren Reza Zarrab davasını, İranlı bir uyuşturucu baronu olarak tanınan ve ABD'nin narkotik izleme birimi DEA'nin muhbiri olduğu iddia edilen Naci Şerifi Zindaşti'yi, Suudi Arabistan-ABD-İsrail yakınlaşmasını bugünkü köşesine taşıdı. Dilipak, ortaya çıkan tabloya "Kontrollü bunalım stratejisi" denilebileceğini yazdı.

İşte Dilipak'ın yazısının ilgili bölümü:

İLGİNÇ TABLO

Aslında, Zarrap, Zindaşti, Suudi Arabistan'dan ABD ve İsrail'le ilgili mesajlar, DEAŞ'ın devir teslimi, PYD'nin sözcüsünün ifadeleri, Lübnan'da yaşananları birlikte düşününce ilginç bir tablo çıkıyor.

İNCELDİĞİ YERDEN KOPSUN

Bizde “Su bulanmayınca durulmaz” diye bir deyim var. “İnceldiği yerden kopsun” der resti çekersiniz bir yerde.. Bulanık suda balık avlamak isteyenler, suyu bilerek bulandırırlar. Güç onların kontrolünde olunca, kriz çıkartırlar. Bunun adı “Kontrollü bunalım stratejisidir”. İnsanları canından bezdirirler ve sonunda iş “ne olacaksa olsun” noktasına gelir. Darbeci generaller de, darbe şartlarının olgunlaşması için aynı şekilde davranırlardı geçmişte.

KRİZ CİNİ

Batı her zaman krizlerden nemalanmışlardır. Kriz çıkartmak, kontrol etmek için bir araçtır. Kriz cini, krizi yönetene hizmet eder. Tırnak içinde, adalet derdi olmayan bütün “büyük (!?) devletler” böyle hareket eder. Daha doğrusu bu emperyalizmin karakteridir. İşleri güçleri “Tavşana kaç, tazıya tut” demektir. Tavşan da, tazı da kendilerinindir aslında.

Türkiye'yi kaybeden bir batının kazanma şansı yok.. Rusya, Çin ve Hindistan'a göre bütün risklere rağmen Türkiye ile ilişkilerde çok daha başarılı. Göreceksiniz İngiltere AB ve ABD ekseninde kalmakla birlikte Türkiye-Rusya ile ilişkilerini geliştirmeye çalışacaktır. Çin, Hindistan, Japonya ve Endonezya gibi bölgenin büyük devletleri de bu yakınlaşmaya destek verecektir.

Bu ikilinin bölgede ilk, önemli ve acil gündemi Suriye olacaktır ve tabi arkasından İran. Eş zamanlı olarak İran, Afganistan ve Pakistan.. Rusya, ABD'nin DEAŞ üzerinden bu bölgeye müdahale etmesini istemeyecektir.

Zaten İran konusu gündeme gelince beraberinde Körfez ve Arap Yarımadası da gündeme gelecektir. Bunların hepsi birbirine bağlı. Rusya'nın eskiden beri Yemen'le yakın ve sıcak ilişkileri vardı.

Bu işin 3. halkası ise Mısır, Libya koridoru olacaktır. Rusya geçmişte bu iki ülke ile de yakın ve sıcak temaslar kurdu.

Kuşkusuz bu senaryoda Balkan ve Kafkasların, ayrı ve önemli bir yeri var. Kıbrıs, Yunanistan, Bulgaristan hattı, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkî coğrafya bu açıdan son derece önemli.. İslam ve Türk dünyasının anahtarı Türkiye'de. Türkiye olmadan Rusya'nın bütün bu coğrafyada işi son derece zor. Rusya'ya rağmen Türkiye'nin de işi zor. Özellikle Güvenlik konseyinde veto yetkisine sahip bir ülkenin Türkiye'nin yanında durması önemli.

BATI STRATEJİSİ: HASTA ET SONRA İYİLEŞTİR

Batı artık alay konusu bir ülkeler topluluğu. Dinlerini bile çıkarları için basamak yapan medeni görünümlü, soygun ve vurgunlarla semirtilmiş barbar bir topluluk. Batı toplumu giderek yoksullaşıyor aslında. Zenginlik de topluma ait değil, belli aileler ve holding patronları arasında dönüp dolaşan bir değer. Batının çözüm önerisi çözümsüzlüğü çözüm diye sunmak. Hasta et, tedavi için soy! Karşı çıkanı ez!... Kızılderililerin tamamına yakınını öldürdüler, ama kovboy filmleri ile beyaz adamın vahşi Kızılderilileri uygarlaştırma müdahalesinin hikâyesine döndürdüler bu işi. İnternet cini şişeden çıktı. Bin tane yalan olsa da sanal dünyada, hiç konuşulmayan gerçekler de artık bu bilgi ormanında çalılıklar arasında kendini gösterebiliyor. Hainleri kahraman, kahramanları hain ilan edenleri ve onların yalanlarını görmeye bugün, düne göre daha yakınız. Yeni bir dünya kuruluyor. Biz bu yeni dünyanın yaşayan tanıklarıyız...