'Kontrollü darbe sözleri havada kalıyor ama...'
Hürriyet Yazarı Sedat Ergin, 'kurgu ya da kontrollü darbe, ifadelerinin havada kaldığını; darbenin Gülen cemaati tarafından uzun zaman önce ayrıntıyla planlandığı fakat bunun, sorumluluk konumunda olan komutan ve istihbarat sorumlularının hareket tarzlarının sorgulanması, tartışılması gereği gerçeğini ortadan kaldırmadığını yazdı.

Oluşturma Tarihi: 2017-06-02 10:57:45

Güncelleme Tarihi: 2017-06-02 10:57:45

TIMETURK | HABER MERKEZİ

15 Temmuz'da Ankara Güvercinlik'teki bu komutanlıktan havalanan taarruz helikopterlerinde görevli pilotların kendi aralarında ve onları yönlendiren kule ile yaptıkları bazı konuşmalara
yer veren Ergin, bugünkü köşesinde "önlerine çıkan polis araçları için nasıl 'vurun' emri verildiğine ve emri alanların soğukkanlılıkla nasıl atış yaptığına dair" konuşma dökümlerini aktrdı.

Ergin şunları yazdı:

"KENDİ VATANDAŞLARINI VURUYORLAR"

Verilen talimatları en ufak bir tereddüt göstermeden, sorgulamadan icra eden mekanik ölüm makineleri var karşınızda. Hedefleri bir bilgisayar oyunu oynar gibi vuruyorlar. İnsanları, kendi vatandaşlarını vuruyorlar.

"ABİLERİNİN SÖZÜNDEN ÇIKMIYORLAR"

Çoğu daha askeri liseye hazırlandıkları ortaokul günlerinden subaylık kariyerlerinde geldikleri rütbelere kadar her aşamada onları kontrol eden ‘abileri' sözünden çıkmadan, mutlak bir biat anlayışı içinde onların verdiği her talimatı sorgulamadan yerine getiren cemaat mensubu askerlerden söz ediyoruz.

"YAPTIKALRININ DİNEN DOĞRU OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR"

Ve Fetullah Gülen'e atfettikleri kutsiyet üzerinden yaptıkları her şeyin dinen de doğru olduğu yolundaki mutlak bir inanmışlıkla hareket ediyorlar. Burada dini ritüellerle bir darbe faaliyetinin iç içe geçtiği rahatsız edici görüntülerle de karşılaşabiliyorsunuz. Örneğin, 15 Temmuz girişimine katılan bu komutanlıktaki darbeci subayların önde gelenleri, kalkışmadan iki gün önce 13 Temmuz akşamı bir cemaat abisinin evinde son talimatları almak üzere buluştuklarında, önce topluca akşam namazını kılıp ardından darbe hazırlığını konuşmaya geçiyorlar.

"SAHABELERİN İSİMLERİNİ TAŞIYORLAR"

Keza, helikopter pilotu olarak darbeye aktif bir şekilde katılıp sonradan itirafçı olan bir subayın üzerinden çıkan ve “abiler” tarafından okuması için kendisine verildiğini söylediği 2x4 santim ebatlarındaki küçük bir kâğıt parçasından Ebû Ümame, Râfî bin Mâlik , Avn bin Halis gibi sahabelerin isimleri çıkıyor.

"EN YALIN GERÇEK: DARBENİN AYRINTIYLA PLANLANDIĞI"

İddianamenin somut, elle tutulur bir şekilde işaret ettiği en yalın gerçek, Gülen cemaatinin bu darbe faaliyetini çok önceden son derece detaylı bir şekilde hazırlayıp, mutlak gizlilik esası üzerinden kendi mensupları aracılığıyla 15 Temmuz'da icra etmeye girişmiş olmasıdır. Seçilmiş hükümeti devirmeyi hedefleyen bu darbe planı cemaatin ‘abiler' organizasyonu ile asker kanadının iç içe geçmişliği içinde uygulamaya konmuştur.

"KONTROLLÜ MÜ, KURGU MU?"

Bu kadar ayrıntılı bir şekilde planlanıp, bir büyük organizasyon aracılığıyla uygulanan bir darbenin sahiciliği karşısında, kamuoyu ve bazı siyaset çevrelerinde yapılan -darbenin kurgu mu yoksa kontrollü mü olduğu yolundaki- tartışmalar boşlukta kalıyor.

"SORUMLULARIN TAVIRLARI SORGULANMALI"

Darbenin gerçekliği ile ona atfedilen sanal gerçeklik arasında gerçekten de büyük bir uçurum var. Ancak bu saptama, kuşkusuz, darbe gecesi sorumluluk konumunda olan komutan ve istihbarat sorumlularının hareket tarzlarının sorgulanması, tartışılması gereğini ortadan kaldırmıyor.