Körfez'de yeniden soğuk savaş mı başlıyor?
Katar krizinden sonra Körfez'de soğuk savaş dönemi mi başlıyor? İran'daki saldırılar bu krizin devamı mı? Peki bölgeyi ne bekliyor uzman görüşlere sorduk.

Oluşturma Tarihi: 2017-06-09 16:42:42

Güncelleme Tarihi: 2017-06-09 16:42:42

Körfez krizinden iki gün sonra İran'da peş peşe saldırılar gerçekleşti. Peki bu gerginliğin bölgeye yansıması ne olacak, İRAM'dan Prof. Dr. Ahmet Uysal, Dr. Hakkı Uygur ve Haber7.com yazarı Taha Dağlı ile konuştuk.

İşte bölgeyi bekleyen o tehdit!

*Körfez ülkelerinde patlak veren Katar krizinden iki gün sonra İran'da gerçekleşen saldırılar... Acaba İran'daki saldırılar, Katar krizinin devamı mı?

KÖRFEZ'DE SOĞUK SAVAŞ BAŞLADI

Prof. Dr. Ahmet Uysal/İRAM: Bölgedeki çatışma senaryoları devam ediyor. Bölgeye yönelik küresel bir tasarım planı var. Batı'nın istediği tarzda bölgeyi şekillendirmek için, mümkün olan her grubu çatıştırmak var. Suud öncülüğünde Körfez'de şu anda soğuk savaş başlamış durumda. Şu an çatışmalar bölgesel planın bir parçası, birbirinin devamı gibi değil. Fakat resmi tamamlıyor

İLİŞKİLER FABRİKA AYARINDA

Taha Dağlı/Haber7.com yazarı: Körfez krizinde Katar, İran'la iş birliği yapmakla suçlandı. Sonra İran'da ilk kez DAEŞ terör saldırısı meydana geldi. Tüm bunların Amerika Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti sonrasına denk gelmesi tesadüf değil. Şu bir gerçek ki Trump'la birlikte ABD-İran ilişkileri fabrika ayarlarına döndü. Sözlü sataşmalar giderek artıyor. Ama bu fabrika ayarlarında şiddet hiç olmadı hep söz dalaşıyla tansiyonu yükselten açıklamalarla, gerilim sınırlı tutuldu. O nedenle Tahran saldırıları birçok kesimde farklı yorumlandı. Hatta bunun bir false flag operasyonu olduğunu söyleyenler de çıktı. İran'ın buradan mağduriyet doğurarak, Suudi Arabistan'a karşı hamle yapacağından da endişe ediliyor.

BÖLGEDE YENİ BİR GİRİŞİM VAR

Dr. Hakkı Uygur/İRAM: Bölgede ABD'de tarafından desteklenen büyük ve yeni bir girişim var. Körfez'de böyle bir krizin gerçekleşmesi beklenmiyordu. İran iç güvenliğine önem veren bir ülke, yapılan saldırının arka planına bakmak gerekiyor. İki olayda da Arabistan ana aktör. Katar krizinde doğrudan, İranlı yetkililer saldırının arkasında Arabistan'ı görüyorlar. Bütün bunlar bir yol haritasının ilk adımları olabilir.

*Hamaney'ın bir açıklaması vardı; "İran'ın içinde terör olmaz, çünkü biz dışarıda terör ile mücadele ediyoruz." Şimdi İran'da iki sembolik saldırı gerçekleşti. Peki bu saldırılar İran'ın politikalarında bir değişim yaratır mı?

İRAN'A KARŞI BÜYÜK HAMLE

Prof. Dr. Ahmet Uysal/İRAM: Güvenlikçi politikalarıyla övünen İran için saldırılar ciddi bir darbe. Biz Suriye, Irak ve Yemen'de savaşmazsak savaş ülke içine taşınır diyorlardı. Bu saldırı ile bölgedeki yangın içeriye taşınmış oluyor. Saldırıda seçilen hedefler zor hedeflerdi. İran'ın güvenli ülkeyiz söylemlerinin inandırıcılığı sarsıldı. İran'a karşı büyük bir hamle yapıldığını ve bunun devam edeceğini düşünebiliriz.

ZAMANLAMASINA DİKKAT

Taha Dağlı/Haber7.com yazarı: İran El Kaide ve DAEŞ terör örgütleriyle adı çıkmış bir ülke. Bunu ABD Başkanı Donald Trump da söylüyor. Zaten bu terör örgütleri şimdiye kadar İran'a hiç saldırmadı. Bütün bölge ateş çemberiyken terör İran'ı hiç vurmadı. Tam da Katar krizi patladığı sırada DAEŞ ortaya çıktı ve Tahran'da ilk kez saldırı gerçekleştirdi. Aslına bakarsanız, DAEŞ terör örgütü ne zaman nerede ortaya çıkacağını çok iyi hesaplıyor.

İRAN BÜYÜK DALGANIN FARKINDA

Dr. Hakkı Uygur/İRAM: Bir değişim beklemiyorum. Bu konuda iki ihtimal var; Birincisi ve büyük ihtimal: İran Suudi Arabistan'ı sorulumu tutup, bir misilleme yapacak olması. Diğer ihtimal, İran yaşananların bir provokasyon olduğunu ve İran-Suud savaşına çekilmek istendiğini düşünüp gelişmelere cevap vermeyecek olması. Çünkü İran bölgede büyük bir dalganın geldiğinin farkında.

*İran'daki saldırılar sonrasında Devrim Muhafızlarından sert bir açıklama geldi; "Saldırının arkasında Suudi Arabistan var, intikam alacağız" bu açıklamayı ve son gelişmeleri nasıl okumalıyız?

BÖLGEDE ÇATIŞMA YAŞANABİLİR

Prof. Dr. Ahmet Uysal/İRAM: Daha sonra saldırının arkasında Suud olduğuna kanıt yok diye açıklama da gelir. İran'nın güvenlik ve dış politikalarını Devrim Muhafızları ve dini lider yönetiyor. Hükümet'in o noktada yetkisi çok fazla değil.  Böyle büyük bir saldırıya mutlaka cevap vereceklerdir. Misilleme için İran'ın içerde veya dışarda bir sürü enstrümanı var. Tepkinin dozu ve şekli çatışmanın da seyrini etkileyecektir. Bölgede çatışma yaşanabilir. Suudi Arabistan içerisindeki Şii grupları ayaklandırabilir. Eylem yaptırabilir. Yemen'den, Irak'tan bir füze attırabilir.

KÖRFEZİ BEKLEYEN TEHDİT

Taha Dağlı/Haber7.com yazarı: Bölgedeki krizin adı Suudi Arabistan-İran krizi. ABD burada Suudilerin tarafında olduğunu söylüyor, İran'a cephe alıyor. İran'ı bugüne kadar çok güçlendirdiler şimdi bunu törpüleme zamanının geldiğine işaret ediyorlar. ABD'nin bu yaklaşımı ne kadar dürüst orası tartışılır ama İran, bu denklemde kendini üste çıkarmasını bilen tecrübeye sahip, Irak, Suriye, Yemen ve Lübnan'da etkin konumdalar, ayrıca Körfez ülkelerinde Suudi Arabistan, Bahreyn ve Kuveyt'teki Şii nüfusu da istedikleri an sokağa dökebiliyorlar.

İRAN ELİNDEN GELENİ YAPACAK

Dr. Hakkı Uygur/İRAM: Bu resmi bir açıklama değildir. İran'da farklı görüşlerde olabilir. Buna sert veya yumuşak bir cevap verilir. Eğer uzun vadeli bir İran-Suudi Arabistan çatışması düşünülüyorsa, İran böyle bir savaşa doğrudan girmemek için elinden geleni yapacaktır.

*Suudi Arabistan, Katar'a beş maddelik bir şart koştu. Maddelerin içerisinde Katar ve İran ilişkileri var. Suudi Arabistan'ın iddia ettiği gibi Katar ve İran ilişkileri iyi mi ve bir iddia daha Yemen-Husi konusu bu iddialar hakkında yorumunuz ne olacak?

YAKIN BİR İLİŞKİ YOK

Prof. Dr. Ahmet Uysal/İRAM: Bu bir provokasyon malzemesi çünkü İran ile Katar arasında o kadar yakın bir ilişki yok. İran'la güçlü ilişkisi olan ülke asıl Birleşik Arap Emirlikleri'dir. Körfez'de İran'ın en büyük ticaret ilişkisinin olduğu ülkedir. Ciddi bir ticari hacimleri vardır. Hatta Katar'dan daha fazla İran ile görüşen ve yakın olan ülke Umman'dır. Bu yüzden Katar, İran'ın destekçisi söylemi doğru değil. Yemen'deki Husi iddiasının gerçeklik payı yok. Çünkü Katar Husilere karşı yapılan 'Kararlılık Fırtınası operasyonu' içerisindeydi. Katar bölgedeki darbeci bağımlılık planına ve şablonuna uymadığı için hedef yapılıyor. 

ARAP DÜNYASINDA KARŞILIĞI YOK

Taha Dağlı/Haber7.com yazar: Katar krizinde Katar'a yönelik suçlamaların hiçbiri inandırıcı değildi, içi boş suçlamalardı. Bu nedenle de Arap dünyasında bir karşılık bulmadı. Körfez ülkeleri arasında İran'la ilişkiden dolayı suçlanacak biri varsa o da Katar değil en başta Birleşik Arap Emirlikleridir, İran'la hem ekonomik hem de siyasi ilişkileri, Körfez İşbirliği Teşkilatı üyelerinin tamamından daha fazla. Yemen konusunda İran destekli Husi militanlarına yaklaşık 2,5 yıldır operasyon yapılıyor, koalisyonu kuran Suudi Arabistan'dı, koalisyonda yer alan ülkelerden biri de Katar'dı.

BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİNİN İLİŞKİLERİ ÇOK GÜÇLÜ

Dr. Hakkı Uygur/İRAM: Körfez'deki krizin başını çeken Birleşik Arap Emirliklilerinin, İran ile ticari ilişkisi Katar'dan çok daha güçlü. Birleşik Arap Emirliklileri, İran'ın en önemli ticari ortaklarından. Katar ile İran arasındaki ilişkiler çok cüzidir. Eğer siyaset ise konu İran ile Umman'ın ilişkilerinin çok daha iyi olduğunu biliyoruz. Bu sebeplerin bir bahane olduğunu düşünüyorum. Yemen iddialarını gerçekçi bulmuyorum. Çünkü Katar tam tersine Husilere karşı yapılan operasyonlara katılıyordu.