Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı 3 saat 10 dakika sürdü.
Toplantının ardından açıklanan MGK bildirisinde IKBY'nin referandum kararı almasına ilişkin, "Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar." denildi.
"IKBY YÖNETİMİ KARARINDAN VAZGEÇMEYE DAVET EDİLMİŞTİR"
"IKBY'nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandumun gayrimeşru niteliği ve kabul edilemezliği bir kez daha belirtilmiştir." ifadelerine yer verilen bildiride, şu açıklamalar yer aldı:
"IKBY yönetimi vakit varken referandum kararından vazgeçmeye davet edilmiştir. Bu takdirde Irak merkezi hükümeti ile IKBY arasındaki meselelerin görüşmeler yoluyla ve anayasal temelde çözüme kavuşturulması için Türkiye'nin elinden gelen katkıyı yapmaya hazır olduğu kaydedilmiştir.
Türkiye'nin yanı sıra BM Güvenlik Konseyi, uluslararası toplum ve Irak merkezi hükümetinin de kabul etmediği bu yanlışta ısrar edilmesi halinde, Kuzey Irak ile birlikte bölgemizin tamamına zarar verecek vahim sonuçların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu ifade edilmiştir."
MGK BİLDİRİSİNİN TAM METNİ
1. İç ve dış güvenlik meseleleri tüm boyutlarıyla ele alınmış, başta FETÖ/PDY, PKK/PYDYPG ve DEAŞ olmak üzere, ülkemizin millî güvenliğini tehdit eden tüm terör örgütlerine yönelik olarak kurulumuzca daha önce tavsiye edilen tedbirler gözden geçirilmiş ve mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği ifade edilmiştir.
2. IKBY'nin 25 Eylül 2017 tarihinde düzenleyeceğini açıkladığı referandumun gayrimeşru niteliği ve kabul edilemezliği bir kez daha belirtilmiştir. Türkiye'nin milli güvenliğini doğrudan tehdit eden bu adımın, Irak'ın siyasi birliği ve toprak bütünlüğü ile birlikte, bölgenin barış, güvenlik ve istikrarı için de tehdit oluşturan vahim bir yanlış olduğu kuvvetle vurgulanmıştır. IKBY yönetimi, vakit varken referandum kararından vazgeçmeye davet edilmiştir. Bu takdirde, ırak merkezi hükümeti ile IKBY arasındaki meselelerin görüşmeler yoluyla ve anayasal temelde çözüme kavuşturulması için Türkiye'nin elinden gelen katkıyı yapmaya hazır olduğu kaydedilmiştir.
Kuzeyiyle birlikte tüm ırak'ın; Araplar, Kürtler, Türkmenler, Ezidiler, Keldaniler, Süryaniler ve diğer toplumsal gruplardan oluşan çoğulcu yapısının, ancak ülkenin toprak bütünlüğü temelinde korunabileceği belirtilmiştir.
Türkiye'nin yanı sıra, birleşmiş milletler güvenlik konseyi, uluslararası toplum ve ırak merkezi hükümetinin de kabul etmediği bu yanlışta ısrar edilmesi halinde, kuzey ırak'la birlikte bölgemizin tamamına zarar verecek vahim sonuçların ortaya çıkmasının kaçınılmaz olduğu ifade edilmiştir.
Tüm ikazlarımıza rağmen bu referandumun yapılması halinde Türkiye, ikili ve uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını mahfuz tutar.
Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunulur.