Kudüs ile ilgili hadisler
ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması dünyada büyük tepkilere neden oldu. Peki Kudüs'ün Müslümanlar için önemi nedir? Kudüs'le ilgili hadisler nelerdir?

Oluşturma Tarihi: 2017-12-11 18:40:32

Güncelleme Tarihi: 2017-12-11 18:40:32

TIMETURK | HABER MERKEZİ

ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıması her kesimden büyük tepki çekti. Peki Kudüs'ün Müslümanlar için önemi nedir? Kudüs'le ilgili Peygamberimiz Hz. Muhammed neler söylemiştir, Peygamberimizin Kudüs'le ilgili hadisleri nelerdir?

Kudüs, vahye dayanan bütün dinlerde kutsal sayılan bir şehirdir. Bunun başta gelen sebebi ise Yüce Allah'ın insanları doğru yola iletmeleri üzere görevlendirdiği peygamberlerin birçoğunun bu şehirde yaşamış veya en azından hayatlarının bir bölümünü bu şehirde geçirmiş olmalarıdır. Ayrıca bu peygamberlerden bazılarının mabed olarak kullandıkları mekânlar da bu şehirdedir.

Etrafıyla beraber bereketli kılınmış olan Mescid-i Aksa, Mescid-i Harâm ve Mescid-i Nebevî'den sonra yeryüzündeki en faziletli mesciddir.

Müslümanların ilk kıblesi olan Mescidi Aksa'yı bağrında barındırması ve Peygamberimizin isrâ ve Mirac mucizesine şahid olması bu üstünlüğünün sebeplerinin başında gelir.

KUDÜS'LE İLGİLİ HADİSLER

"Allah, Ariş ile Fırat arasını mübarek (bereketli) kılmış ve özellikle Filistin'i mukaddes kılmıştır." (Bu hadisi Müslim, İman, 282; Münavi, et-Teysir, I/248'de rivayet etmiştir.)

Peygamber (sav) Efendimiz, Hz. Süleyman'ın üç dileği olduğunu söyleyerek şöyle buyurmaktadır: “Davut oğlu Süleyman (as), Beytu'l-Makdis'i inşa edince Yüce Allah'tan üç şey istedi: Birincisi doğru ve isabetli hüküm verme yeteneğinin kendisine verilmesini istedi ki, bu kendisine verildi. İkincisi kendisinden sonra kimseye nasip olmayacak bir iktidar verilmesini istedi. Bu da kendisine verildi. Üçüncüsü Mescidin inşaatını bitirdikten sonra, “bu mescide sadece namaz kılma düşüncesi ile gelen bir kimseyi annesinden doğmuş gibi günahsız olarak oradan çıkarmasını” Allah'tan niyaz etti.” Başka bir rivayette yer alan ayrıntıya göre, Resulullah (sav): “Süleyman'ın ilk iki dileği gerçekleşmiştir. Üçüncüsünün de kendisine verilmiş olmasını umarım.” Dediği rivayet edilmektedir. İbn Mace, İkamet, 196. Nesai, Mesacit, 6. Hadislerle İslam, D.İ.Bşk. c.6.s 85.

Bu hadis-i şeriften öğrendiğimize göre, Mescid-i Aksa'ya ibadet niyetiyle namaz kılmak için gitmek, günahlara kefarettir, kişinin bağışlanmasına neden olur.

Peygamber (sav) Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “ Yolculuk ancak şu üç Mescitten birisine ibadet için olur. Benim şu Mescidime, Mescid-i Haram'a ve Mescid-i Aksa'ya”. Müslim, Hac, 15/ 415,511.512. Buhari, Mescid-i Mekke,1. Savm 67, Ebu Davut, Menasik 94; Tirmizi, Salat 126; Nesai, Mesacit,10.

Bu gün İslam âlemi, “ibadet için yolculuk yapmaya değer” diye belirtilen Mescid-i Aksa'yı rahat bir şekilde ziyaret edememekte ve içerisinde Cuma namazı kılamamaktadır. Mescid-i Aksa'nın Müslümanların ziyaretine açık tutulması için mukaddes Kudüs şehrini kurtarmak hepimizin dini bir görevidir.

YERYÜZÜNDE İNŞA EDİLEN İKİNCİ MESCİT

Ebu Zer (ra) diyor ki, “Resulullah (sav) Efendimize; “yeryüzünde inşa edilen ilk mescidin hangisi olduğunu sordum, “ Mescid-i Haram” diye cevap buyurdu. “Sonra hangisi?” diye sordum, “Mescid-i Aksa” diye cevap buyurdu. Ben, “ İkisi arasındaki süre ne kadardır?” diye sordum. Şöyle buyurdular: “Kırk yıl” sonra da Peygamber (sav), “ Ey Ebu Zer! Bütün yeryüzü senin için mescittir. Nerede namaz vaktine girersen orada namazını kıl. Namazın fazileti, vaktinde kılınmasındadır,” buyurdu.” Buhari, Enbiya, 60/40; Müslim, Mesacid, 1-2; İbn Mace, Mesacid, 4/7.

MESCİD-İ AKSA'DAN İHRAMA GİRMENİN FAZİLETİ

Ebu Davut ve Beyhaki'nin rivayetlerinde ise, Ümmü Seleme (ra) Resulullah (sav) in : “Kim hac ve umre yapmak üzere Mescid-i Aksa'dan ihrama girerse geçmiş ve gelecek günahları bağışlanır ve mutlaka cennete girer” buyurduğunu işittim.” dedi. Et-Terğib c. 3/ s.6.

MESCİD-İ AKSA'DA NAMAZ KILMANIN FAZİLETİ

Peygamber (sav) Efendimiz Mescid-i Aksa'da kılınan namazların, Mescid- Haram ve Mescid-i Nebevi hariç, diğer mescitlerde kılınan namazlardan daha fazla sevap ve faziletli olduğunu şöyle ifade etmektedir: “Bir adamın kendi evinde kıldığı namaza bir namaz sevabı verilir. Oturduğu beldenin sakinlerinin devam ettikleri camide kıldığı namaz yirmi beş kat sevap verilir. Cuma namazının kılındığı camide kıldığı namaza beş yüz kat sevap verilir. Mescid-i Aksa'da kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Benim Mescidimde kıldığı namaza elli bin kat sevap verilir. Mescid-i Haram'da kıldığı namaza ise yüz bin kat sevap verilir.” İbn Mace, İkametu's-Selah, 5/ 198. Ahmet b.Hanbel,2/ 16, 68.

Peygamber (sav) Efendimize azatlısı Hz. Meymune (ra): “Ey Allah'ın Resulü! Bize Mescid-i Aksa hakkında hükmün ne olduğunu bildirir misiniz?” diye sorar: Peygamber (sav) Efendimiz şöyle buyurdular: “Oraya gidin ve içerisinde namaz kılın.” Hadisin ravisi dedi ki, “O zaman orası Müslüman olmayanların hâkimiyeti altındaydı”. Peygamber (sav) Efendimiz sözlerine şöyle devam etti: “Eğer oraya gidemez ve içinde namaz kılamazsanız kandillerinde yakılmak üzere oraya zeytinyağı gönderin.” Ebu Davut, K. Salat,14.

Resûl-i Ekrem'in Mi'rac gecesinde Mescid-i Aksâ'ya uğradığı ve burada içlerinde İbrahim (as), Musa (as) ve İsa (as) ın da bulunduğu peygamberler topluluğuna namaz kıldırdığı ve sonra semaya yükseltildiği anlaşılmaktadır. (Müslim, “Îmân”, 259; İbn Hişâm, II, 37-38).

Ümmü Seleme (ra) den, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurdular :” Kim umre yapmak için ihrama Beyt-i Makdis'den başlarsa günahları bağışlanır.” Bunun üzerine annem de Beyt-i Makdis'den itibaren ihrama girdi.” İbn Mace, Terğib, c.3/ s.5.

(Beyt-i Makdis; Hz Süleyman tarafından yaptırılan, Müslümanların ilk kıblesi olan kutsal mescid. Arapça'da mukaddes ev anlamına gelmektedir.)