İşte o yazı:
Kudüs'ün işgali, herhangi bir devletin herhangi bir devletten bir şehrini zapt etmesi gibi değildir. Çünkü Kudüs, herhangi bir devletin bir şehri değil, tıpkı Mekke gibi, tıpkı Medine gibi, bütün yeryüzü Müslümanlarının şehridir. Hıristiyan dünya için Vatikan nasıl ki ortak bir kutsal bölge ise, Kudüs de Müslümanlar için hatta çok daha fazla mübarek bir beldedir.
Vatikan, Hıristiyanların sadece Katolik olanları için kutsal sayılır, ama Kudüs bütün Müslümanların ortak mukaddesidir. Vatikan, sonradan ihdas edilmiş, izafi bir kutsal bölgedir, fakat Kudüs sahihen ve fiilen mübarektir Müslümanlar için.
Kudüs'ün Hıristiyan ve Yahudilerce de kutsal bilinmesinin temelinde sadece siyaset yatar. İslâm düşmanlığı üzerine kurulmuş bir siyasettir bu.
Âdem aleyhisselamdan bu yana gelen peygamberlerin tümünü onaylayan, hepsinin mirasına sahip çıkan ve layık olan sadece Müslümanlardır. Hıristiyanlar ve Yahudilerse, asabiyetin, bölücülüğün, inkârların, düşmanlıkların örgütü olmuştur. Ancak bir veya bazı peygamberlere bağlı görünerek, onların getirdiği dini ise tahriflere uğratarak geliştirdikleri din ya da mezhep adlı örgütlerle, kendilerinin dışında kalan inançlara ve insanlara düşman oldular, katliamlar düzenlediler, haçlı seferleri açtılar.
Hıristiyanlar da, Yahudiler de çok iyi bilirler ki Kudüs bütün hak dinlerin şehridir, yani asıl Müslümanların öz malıdır.
Kudüs'ün işgali, Yahudilerle Hıristiyanların müşterek İslâm düşmanlığına çağdaş son örneklerden biridir ve en korkunç anlamlısıdır. Tarihi ve ırklaşmış bir nefretin timsalidir. Emperyalist niyetlerle mayalanmış olan bu nefretin bir ürünü olarak İsrail Devleti kuruldu. Ve emperyalizmin desteğinde adım adım ilerleyerek Kudüs işgalini gerçekleştirdi.
Kudüs, Müslümanların canından koparılmış bir parçadır. Kim, orası Araplardan alınmış bir şehirdir gibi düşünüyorsa, emperyalizm beynini yıkamıştır onun.
Kudüs yalnızca 100 milyonluk bir Arap âleminin değil, bir milyar Müslümanın malıdır. Bir milyar insana emanet kılınmış mübarek bir İslâm beldesidir Kudüs.
Yahudi devleti, İslâm düşmanlığı ile kol kola girmiş bulunan evrensel emperyalizmin bir sıçrama tahtasıdır. Filistin'de çöreklenmiş olan Yahudi, birkaç milyon nüfusuyla izah edilebilecek bir gecekondu devlet değil; bütün Müslümanları siyasi ve iktisadi bakımdan sömürmeyi, çürütmeyi amaçlamış olan evrensel bir üs'tür.
Kudüs'ün işgaline karşı çıkmayan, bu reddini her vesile ile haykırmayan, orayı kurtarmayı bir milli ülkü olarak benimsemeyen her Müslüman ve halkı Müslüman olan her devlet, bir kement gibi başının etrafında dolanan esaret zincirinin farkında değil demektir. Kudüs'ün uğradığı emrivakiyi şiddetle reddetmektir Müslümanlardan beklenen. En azından şiddetle ve nefretle ret!
Yahudi'nin ve emperyalizmin yeni hamlelerine imkân vermeyecek olan tek silah vardır şimdilik, bu işgali gittikçe yoğunlaşan bir reaksiyonla reddetmek!
42 devlet ve bir milyar insan sürekli olarak bu işgali reddettiğini ilan etmelidir.
Kudüs'ü unutmak, yurdumuzu unutmaktır. İnancımızı, kişiliğimizi unutmaktır. Anlamımızı unutmaktır. Köleliğe talip olmaktır.