Türkiye'nin destek verdiği Cerablus operasyonunun süresi, genişliği ve derinliği konusunda çok şey söylendi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'a operasyona Batı ülkelerinden yükselmeye başlayan tepkileri sordu.
İşte Kurtulmuş'un cevabı:
“Türkiye olarak, Suriye'deki koalisyonu oluşturan müttefikimizle en az bir yıldır PYD'nin Fırat'ın doğusunda kalmasını, bu bölgenin de terör unsurlarından temizlenmesini konuşuyoruz. İlgili taraflarla konuşarak operasyonu başlattık. Bugünün meselesi değil ki; DAEŞ'i bölgeden süpürmek, Türkiye'ye tehdit oluşturan terör organizasyonlarından arındırmak hedefimiz...”
‘SALDIRMASA OLMAZDI'
Kurtulmuş, Cerablus operasyonuna desteklerini koalisyonu oluşturan Batılı ülkelerin “Bir anda tepki göstermelerinin nedenini neye bağlıyorsunuz?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“PYD'nin Fırat'ın doğusuna geçmesi gerektiği sözünü sadece biz söylemiyoruz; koalisyon ortaklarımız da söylüyor; sözlerini tutması lazım” cümlesini konuşmamız süresince birkaç kez yineledi ve şunları söyledi:
“Herhalde PYD cephaneliğine yapılan saldırı nedeniyle bu tepkiler geliyor. Başka bir neden bulamıyorum. Eğer Türkiye'nin tanklarına oradan saldırı olmasaydı bu olmazdı. Türk Silahlı Kuvvetleri sonuçta orada ÖSO'ya destek amacıyla bulunuyor. Oradaki askerin güvenliği de önemli, bir saldırı anında güvenliğinin sağlanması gerekiyor.”
Bu aşamada bir noktanın altını çizme gereği duydu:
“Türkiye'nin orada bulunmasının amacı Suriye savaşının tarafı olmak, askerini orada konuşlandırmak değil...”
Türkiye'nin bölgede uzun vadeli kalma gibi bir niyetinin olmadığını da vurgulayan Kurtulmuş'un Muharrem Sarıkaya'nın “Genişliği 90 km kadar, derinliği de 40 km'yi geçmeyen bir operasyondan söz ediliyordu” anımsatmasına ise yanıtı şöyle oldu:
“Türkiye'nin hedefi açık, sınırlarını korumak. DAEŞ başta olmak üzere Türkiye'ye karşı faaliyet gösteren terörist yapıları, belirttiğiniz genişliği 90, derinliği 40 km kadar olan operasyon alanından süpürmek. Türkiye savaşın parçası değil, askerinin orada olmasının amacı da belli. Türkiye orada uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanıyor...”
OTORİTESİNİ ENGELLER
Başbakan Yardımcısı, “PYD'nin Menbiç'ten bir an önce çekilmesinin, Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması açısından da önemli olduğunun” altını çizip devam etti:
“Eğer Menbiç kırılırsa PYD, ‘Bunların hepsi bizim' diyemez. Diğer taraflarda da PYD düzene girer. PYD'nin orada bulunmasını, koridor oluşturmasını Suriye'nin toprak bütünlüğü açısından tehlikeli görüyoruz. Bizim karşı çıkışımız Kürtlere değil, PYD'ye... Örneğin nasıl Kürtler varsa, Telabyad'da da Araplar olmalı. Kim savaş öncesi nerede oturuyorsa kendi kasabasına, köyüne, vatanına dönmeli.”
Telefonu atasözüne atıf yaparak tamamladı:
“Bülbülü altın kafese koymuşlar, ‘İlle de vatanım' demiş...”