Dolar

35,3743

Euro

36,4897

Altın

2.999,93

Bist

10.075,17

Liberalizm ve otoriterliğin estetik düğümü

Liberalizm ve otoriterizmin estetik çatışmasında toplumların geleceği şekilleniyor: Latif Bozdoğan bu kritik dengeyi masaya yatırıyor.

2 Gün Önce Güncellendi

2025-01-03 15:35:39

Liberalizm ve otoriterliğin estetik düğümü

Günümüzde siyasetin görsel ve kavramsal algısı, toplumların yönetim biçimleri üzerindeki etkisini derinlemesine hissettirmektedir. Son yıllarda, özellikle otoriter eğilimlerin artmasıyla birlikte, liberal demokrasilerin karşılaştığı meydan okumalar, Carl Schmitt'in eleştirilerini yeniden gündeme taşıyor. Nazi dönemi düşünürü olan Schmitt, liberalizmin, kaotik durumlar ortaya çıktığında kendi ideallerinden vazgeçmek zorunda kaldığını savunuyor. Ona göre, bu vazgeçiş, liberal toplumların yüzeyde sunduğu eşitlik ilkesine gölge düşürmekte. Schmitt'in "istisnai durum" kavramı, gerçek egemenliğin bu tür krizlerde açığa çıktığını öne sürüyor.

Schmitt, liberal demokrasileri eleştirirken, onların estetik açıdan yetersiz kaldığını düşünmektedir. Liberal toplumlar, Schmitt'e göre, gerçek siyasi kararlar yerine uzun tartışmalara ve bürokrasiye teslim olmaktadır. Liberalizmin, toplumun sosyal ve politik dokusunu yumuşatarak daha organizasyonel hale getirdiği, buna karşılık otoriter yönetimlerin estetik açıdan daha "asil" göründüğü bir dünyaya eğilim gösterdiği iddia edilir.

Bu estetik yargı, özellikle de otoriter liderlerin gücünü pekiştirmek için kullandıkları etkinlikler ve gösterişli törenler gibi araçlarla örneklendirilebilir. Ancak bu gösteriler, çoğu zaman derin bir propaganda mekanizmasının parçasıdır ve gerçekte iddia edilen soyluluk yanında insan hakları ihlalleri ve baskı politikaları yatar. Nazi Almanyası, bu bağlamda sıkça verilen bir örnektir; göz alıcı mitingler ve etkinlikler, Hitler'in ve rejiminin arka planında gerçekleşen korkunç zulümleri örtmeye çalıştı.

WhatsApp Image 2025-01-03 at 15.29.15

Liberal demokrasilerde, ilk bakışta karmaşık ve kafa karıştırıcı görünen bir organizasyonel yapı mevcuttur. Ancak, bu yapı aslında bireylerin ifade özgürlüğünü koruyan, hukukun üstünlüğünü gözeten ve sosyal adaleti sağlamayı amaçlayan mekanizmalara sahiptir. Öte yandan, otoriter sistemlerin getirdiği istikrar ve hızlı karar alma mekanizmaları, kısa vadeli çözümler sunsa da, uzun vadede toplumsal dengenin bozulmasına ve bireysel özgürlüklerin kısıtlanmasına neden olabilir.

Liberal toplumlar için belki de en büyük zorluk, Schmitt'in ifade ettiği gibi, bu istisnai durumlarla başa çıkarken kendi temel değerlerini koruyabilmektir. Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun COVID-19 protestolarına karşı aldığı önlemler veya Güney Kore'de olağanüstü hal ilan eden liderler gibi örnekler, liberal demokrasilerin kriz anlarında nasıl test edildiğini ve bu testlerde başarılı olup olmadıklarını gösterir. Bu tür durumlar, liberal sistemlerin dayanıklılığını ve adaptasyon kabiliyetlerini sorgulatıyor.

Liberalizmin eleştirisi, modern toplumların karşılaştığı karmaşık sorunların basit çözümlerle giderilemeyeceğini de bize hatırlatır. Bu durum, estetik düzlemde tartışmalı bir karşı karşıya gelme yaratırken, özü itibarıyla daha derin ve kalıcı bir sorun haline getiriyor. Liberal demokrasilerin temelinde yatan insani değerler ifade özgürlüğü, eşitlik, hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet sadece birer ideolojik ilke değil, aynı zamanda toplumların uzun vadede sağlıklı bir şekilde gelişmesi için kritik öneme sahip yapıtaşlarıdır.

Yine de, bu değerlere rağmen, Schmitt'in belirttiği gibi, toplumlar istisnai hallerde bazen sert ve hatta aşırı yöntemlere başvurma tehlikesiyle yüz yüze kalabilir. Ancak, burada asıl sorulması gereken soru, bu tür durumların gerçekten istisna mı yoksa giderek daha yaygın hale gelen bir uygulama mı olduğu sorusudur. Bu sorunun yanıtı, demokrasilerin geleceği üzerinde derin bir etkide bulunacaktır.

Carl Schmitt ve benzerlerinin eleştirileri karşısında, liberalizmin verdiği cevaplar sadece politik düzlemde değil, aynı zamanda estetik ve felsefi anlamda da önem kazanıyor. Başka bir deyişle, demokrasi sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı, bir etiğin yansımasıdır. Bu bağlamda, liberalizmin en büyük gücü, bireylerin özerkliğini ve ifade özgürlüğünü savunma kapasitesidir. Bir toplum için bu tür hakların korunması, onun sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde evrim geçirebilmesi için elzemdir.

Schmitt'in eleştirileri ile liberalizmin potansiyelini anlamak, mevcut politik iklimin değerlendirilmesinde kritik bir rol oynar. Otoriter liderlerin, kendi güçlerini pekiştirmek için kullandıkları propaganda ve estetik tasarımlar, yalnızca geçici bir çekicilik sunar. Bu tür sistemler, uzun vadede bireylerin psikolojik ve sosyal yapısını zedeleyerek, temel insan haklarından vazgeçmeye yol açar. Sonuç olarak, toplumlar belki kısa süreli bir istikrar deneyimleyebilirler, ancak bu durum, bireylerin refahı ve toplumun geleceği üzerindeki olumsuz etkileri göz ardı etmemeyi gerektirir.

Aynı zamanda, liberal demokrasiler eleştiriye açık olmalıdır. Eleştiri, demokratik bir sistemin sağlıklı işleyişinin temeli olup, kendini yenileme ve geliştirme kapasitesini artırır. Bu süreç, hem iktidarın hem de muhalefetin onurlu bir şekilde değerlendirileceği, bir çeşit diyalog zemini oluşturur. Böyle bir diyalog, sadece siyasi aktörler arasında değil, toplumun farklı kesimlerinde de sağlanmalıdır. Farklı görüşlerin bir araya geldiği bir forum oluşturmak, iktidarın denetim altında tutulmasında önemli bir adım olacaktır.

Özellikle Trump dönemi ve Trump sonrası süreç de liberal demokrasilerin zorluklarla yüzleşme yeteneğini test etmiştir. Trump'ın, geniş kitlelerin öfkesini ve hayal kırıklıklarını sömürmesi, Schmitt'in "düşman" kavramını ortaya koymasını sağlayan bir durum yaratmıştır. Düşman tanımının belirlenmesi, iktidarın meşrulaştırılmasında ve otoriter uygulamaların meşru görülmesinde kritik bir unsur haline gelir. Bu durum, toplumda derin sosyolojik ve kültürel bölünmelere yol açarak, tutarsız bir sosyal yapıyı pekiştirir.

Kısacası, liberalizm ve otoriterizm arasındaki mücadele, estetik seçimlerden çok daha fazlasını temsil eder. Bir toplumun nasıl yönetileceği, yalnızca politik bir tercih değil, aynı zamanda sosyal yapının, bireylerin yaşam koşullarının ve insan haklarının korunması açısından temel bir sorudur. Liberal demokrasi, tarihsel olarak zaten zorlu bir yol olmuştur, ancak bu yolda ilerlemek ve kendi değerlerini korumak adına verilen mücadele, her bireyin özgürlüğü ve onuru için yaşamsaldır.

Türkiye ve Ortadoğu'nun giderek karmaşıklaşan siyasi ortamında, liberalizmin geleceği, toplumsal farkındalık ve sürekli eleştirel düşünceyle beslenen güçlü kurumsal değişimlere bağlıdır. Carl Schmitt'in savunduğu otoriter eğilimler, kısa vadeli bir istikrar ve düzen vaadiyle baştan çıkarıcı bir görünüm sergileyebilir. Ancak bu cazibenin ardında, insan hayatına ve temel değerlere yönelik uzun vadeli ve ciddi tehditler yatmaktadır. Bireysel özgürlükler, eşit haklar ve insan onuru, liberalizmin temel taşlarıdır; bu değerlerin korunması, sadece sağlıklı ve işleyen bir siyasi sistemin değil, aynı zamanda insanlığın geleceğinin ve bütünlüğünün de garantisi anlamına gelir. Bu değerlere olan bağlılık, toplumların sürdürülebilir ve adil bir şekilde gelişmesi için vazgeçilmez bir koşuldur. Bu değerlerin zayıflaması, toplumsal istikrarsızlığa ve insan haklarının ihlaline zemin hazırlayabilir.

Liberalizmin hayatta kalması ve güçlenmesi için, estetik ve barışçıl bir yaşam anlayışını benimseyerek, bireysel özgürlükleri ve hakları mutlak öncelik haline getirmesi şart. Ancak bu geleceğin şekillenmesi, bu temel değerlerin ne kadar güçlü bir şekilde korunacağına ve savunulacağına doğrudan bağlı. Bu nedenle, Carl Schmitt'in eleştirileri sadece geçmişin karanlık dönemlerini anlamamıza yardımcı olmakla kalmıyor; aynı zamanda liberalizmin insanlık tarihi açısından taşıdığı vazgeçilmez önemini de gözler önüne seriyor. Türkiye ve Ortadoğu'nun demokratik geleceği, bu değerlere duyulan bağlılıkla ve bunların etkin bir şekilde korunmasıyla doğrudan ilişkili. Bu değerler olmadan, bölgedeki toplumsal ve siyasi istikrarın sağlanması son derece zor hatta imkansız görünüyor.

SON VİDEO HABER

Murat Övüç gözaltına alındı

Haber Ara