Libya tezkeresi: CHP ikna olmadı; Kılıçdaroğlu, Akşener ve Karamollaoğlu ile görüştü
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, dün (30 Aralık) CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret ederek, TBMM Genel Kurulu'na sunulacak Libya tezkeresi konusunda bilgilendirdi.

Oluşturma Tarihi: 2019-12-31 10:18:08

Güncelleme Tarihi: 2019-12-31 10:18:08

Beraberindeki heyetle saat 13.30 sıralarında CHP Genel Merkezi'ne gelen Çavuşoğlu'nu, partiye girişinde CHP'nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz karşıladı.

Basına kapalı gerçekleşen ve yaklaşık 50 dakika süren görüşmede, Libya tezkeresine ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu belirtildi.

ÇAVUŞOĞLU: TEZKEREYE NEDEN İHTİYAÇ DUYDUĞUMUZU ANLATTIK

CHP'den ayrılırken açıklama yapan Çavuşoğlu, Libya'daki son durum, tezkere ve deniz yetki alanlarının sınırlandırılması ve diğer mutabakat zaptına ilişkin Kılıçdaroğlu'na bilgi verdiklerini ve kendilerine yöneltilen soruları yanıtladıklarını belirtti.

Bugün CHP'yi doğrudan bilgilendirmiş olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Tabii ki tezkere konusunda karar CHP'nindir. Takdir onlarındır ama biz, ülkemiz ve ülkemizin ulusal çıkarları bakımından, karşı karşıya kaldığımız tehditler dahil niye tezkereye ihtiyaç duyduğumuzu kendilerine anlattık" dedi.

CHP İKNA OLMADI

Görüşme sonrasında açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, şunları söyledi:

"Bugün gelinen noktada Suriye'de yaşanan bu kötü tablonun bir başka ülkede daha yaşanmasını istemiyoruz. Biz, Suriye'de karşı karşıya olduğumuz sıkıntıların şimdi bir de Libya'dan kaynaklanan bir şekilde Türkiye'nin gündemine gelmesini istemiyoruz. Özellikle Türkiye'nin Libya'daki vekalet savaşlarına taraf olmasını ve Müslüman kanının dökülmesine, taraflardan birinin yanında yer alarak sebebiyet vermesini asla kabul etmiyoruz. Bunları özellikle söylüyorum. Çünkü Türkiye'nin Libya'ya asker göndermesinin giderek bölgesel olmaktan çıkıp, uluslararasılaşmaya doğru evrilecek bir vekalet savaşına taraf olması sonucunu doğuracağını görüyoruz. Bunu da en tehlikeli gelişme olarak gördüğümüzü altını çizerek vurgulamak isterim."

Libya'daki durumun, Suriye'dekinden çok daha karışık ve geniş çapta yansımalarının olabileceğine işaret eden Çeviköz, "Libya'da asker göndererek bu vekalet savaşına taraf olmak yerine, Türkiye gibi bir ülkenin tarihten gelen bir takım sorumluluklarını ve birikimini de dikkate alarak diplomasiye öncelik vermesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak yapılan diplomasiye öncelik vermek değil, asker göndererek mevcut durumu daha da keskinleştirecek ve kötüleştirecek bir gelişmeye hazırlık yapmaktır. Bunun doğru olmadığını Sayın Bakan'a da izah ettik" dedi.

"Görüşmede, tezkerenin içeriğine ilişkin bilgi de verildi mi?" sorusuna Çeviköz, "Hayır. Tezkerenin niteliği, içeriği ya da diliyle ilgili herhangi bir bilgimiz şu anda yok. Kendisi de soruların bir soruya yanıt verdiğinde 'Tezkere metninin Cumhurbaşkanlığına gönderildiğini' söylediler. Cumhurbaşkanlığından Meclise sevk edilecektir" yanıtını verdi.

Ünal Çeviköz, Meclise geldiği zaman tezkere metnini göreceklerini belirterek, "Mutabakat muhtırası mevcut koşullarda herhangi bir tezkereye ihtiyaç duyulmadan Türkiye'nin belli bir takım destek unsurlarını verebilmesine imkan tanıyordu. Dolayısıyla biz bu tezkerenin biraz daha farklı bir takım unsurlar içereceği düşüncesindeyiz. Özel Kuvvetler veya başka bir takım unsurların gitmesi konusunda basında çok çeşitli haberler var. Bunları da endişeyle karşılıyoruz" değerlendirmesini yaptı.

ÇAVUŞOĞLU: MHP'YE GİTMİYORUZ

Öte yandan Bakan Çavuşoğlu, CHP'den ayrıldığı sırada kendisine yöneltilen "MHP'ye de bir ziyaretiniz olacak mı?" sorusuna, "MHP'ye gitmiyoruz. Sayın Genel Başkan Devlet Bahçeli mesaj gönderdiler. 'Bizim zaten tutumumuz belli, biz tezkereyi tam olarak destekliyoruz. Dolayısıyla bize gelerek vakit kaybetmelerine gerek yok, diğer siyasi partileri bilgilendirsinler.' demişler. Dolayısıyla bugün saat 14.00'te de İYİ Parti'yi ziyaret ederek Sayın Genel Başkan'a bilgi vereceğiz" diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU, AKŞENER VE KARAMOLLAOĞLU İLE GÖRÜŞTÜ

Akşam saatlerinde gelen haberde ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun TBMM Başkanlığına sunulan Libya Tezkeresi için görüş alışverişinde bulunmak üzere İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i ziyaret ettiği bildirildi.

İYİ Parti Genel Merkezinde gerçekleştirilen ve 1 saat süren görüşmede, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz ve Grup Başkanvekili Engin Özkoç da hazır bulundu.

Ziyaretin ardından Kılıçdaroğlu ve Akşener, herhangi bir açıklama yapmadı.

Bu arada Akşener'in, görüşmenin ardından partisinin Başkanlık Divanı'nı topladığı öğrenildi.

BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 28 Aralık'ta yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:

''2019 yılının bitimine sayılı gün ve saatler kalmışken geriye dönüp bakıldığında pek çok sıcak ve sarsıcı olayın yaşandığı, bunların tesir ve yankılarının ilerleyen dönemlerde artarak devam edeceği görülmektedir. Beşeriyet telaş ve tedirginlikle huzur aramaktadır.

Çatışmalar, gerilimler, kutuplaşmalar, bölüşüm ve paylaşım mücadeleleri, güç ve hegemonya rekabetleri, siyasi ve ekonomik cepheleşmeler, asimetrik hesaplaşmalar, güvenlik sorunları, insani krizler 2019 yılına açıkça mühür vurmuş, insanlığın ufkunu perdelemiştir.

Diyebiliriz ki kaos çağının temelleri atılmıştır. Türkiye dört bir yandan sıkıştırılan, kuşatılan, hatta stratejik alanlardan tecrit edilmeye çalışılan bir ülke görüntüsü vermektedir.

Buna karşılık Türkiye haklı ve meşru direnişle zalimlere meydan okumaktadır. Çevremiz, mücavir bölgeler olağanüstü bir süreçten geçmektedir. Nitekim Misak-ı Milli havzası tarihi bir eşiktedir. Gönül ve kültür coğrafyalarımız karanlık hesapların, kanlı ve kalleş senaryoların girdabındadır.

Elbette Türk vatanının güvenliği, huzuru ve istikrarı için her türlü tedbiri planlayıp devreye almak şarttır. Kaldı ki Türkiye'yi hedef alan jeopolitik risk ve tehditlere zamanlama yanlışına düşmeden müdahale etmek kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Çünkü Anadolu'nun savunma hattı Misak-ı Milli coğrafyasının son sınırından başlayacak, her yeri bir pergel misali beka çemberi içine dahil edecektir.

Stratejik bir körlük, gelişmelerin seyrini okumaktan aciz bir kavrayış, komşu ülkelerdeki ağır sorunlara ilgisiz ve duyarsız bir yaklaşım kötü sonuçlara, vahim gelişmelere yol açacaktır. Mesela Libya güvenli ise Türkiye de güvenli olacaktır. Suriye sakinse, Irak sükûnet içindeyse Türkiye'nin tehdit algılamaları zayıflayacaktır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü Mustafa Şerif takma ismiyle ve sahte pasaportla Libya'ya taşıyan olumsuzlukların ve tehlikelerin bir benzeri bugün tekraren yeşermiş ve yaygınlaşmıştır. Doğrudur, Libya o gün vatan toprağıydı, ama bugün de milli güvenliğin kilit taşı haline gelmiştir. 27 Kasım 2019 tarihinde, "Türkiye Cumhuriyeti ile Libya Devleti Ulusal Mutabakat Hükümeti Arasında Güvenlik ve Askeri İş Birliği Mutabakat Muhtırası" imzalanmış, söz konusu Muhtıra da TBMM'de onaylanarak 26 Aralık 2019'da Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Mezkur Muhtıranın IV.Maddesi güvenlik ve askeri iş birliği alanlarını kapsamaktadır. Buna göre Libya'dan davet ve talep olması halinde Türk askerinin bu ülkeye askeri planlama, tecrübe aktarımı, eğitim ve öğretim faaliyetleri ile silah sistemi ve teçhizatın kullanımına yönelik eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin ifası amacıyla gidebileceği anlaşılmaktadır.

Libya'da zalimleri ve emperyalist hedefleri arkasına alarak hem ülke hem de bölge güvenliğini tehlikeye sokan karanlık ve kanlı Hafter'in dengelenmesi ve frenlenmesi vazgeçilmez önemlidir.
Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki varlık ve egemenlik hakları sonuna kadar muhafaza edilmelidir.

Ne işimiz var Libya'da diyen CHP ve zillet kafilesi şayet milli namus ve ahlaka sahiplerse aynı soruyu bu ülkede askeri faaliyette bulunan mihraklara da sormaları mecburiyettir. Kuşkusuz ahlaki tutarlılık bunu gerektirecektir. Milliyetçi Hareket Partisi 2 Ocak 2020 Perşembe günü TBMM'nin olağanüstü toplanmasına ve Libya Tezkeresi'nin görüşülmesine destek vermektedir. Bu çerçevede sözü edilen tezkereye 49 milletvekilimizle olumlu oy kullanacağımızı da herkesin bilmesinde yarar vardır.

Ülke güvenliğine muhalif olanların, tarihi ve milli çıkarlarımızı teminat altına alacak tezkere kararına menfi tutum takınanların ne yapacağı, nasıl bir tavır alacağı esasen bizim meselemiz değildir.

Fitne kanalı açmakla meşgul olanların bir adım sonrasını görmekten mahrum oldukları açıktır. Libya'ya asker gönderilmesine itiraz edenlerin, hâlihazırda 12 ülkede onurla görev yapan Mehmetçiğin taşıdığı yüksek sorumluluğu, vatan sevdasını hazmedemedikleri aşikârdır. Bunların tek derdi taşeronu oldukları muhasım odaklara şirinlik yapmaktır."

(Haberlere gitmek için fotoğraflara tıklayınız)