TIMETURK | HABER MERKEZİ
Uyuşturucu kullanımının son zamanlarda gösteridği artış ile tedavi talepleri de arttı. Bu kapsamda madde bağımlılarına hizmet veren ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne bağlı AMATEM'e yalnızca 6 ayda 26 bin başvuru yapıldı.
Kliniğin koordinatörü Doç. Dr. Cüneyt Evren, Milliyet'ten Arif Balkan'a konuşarak, faaliyetlerini ve zaman zaman yetersiz kaldıklarına ilişkin iddiaları cevpalandırdı:
84 YATAK KAPASİTESİ
84 yatak kapasitesiyle Türkiye'nin en büyük kliniğine yılın ilk 6 ayında alkol ve madde kullanımından dolayı yatan hasta sayısının 780 olduğunu aktaran Evren, “Bu dönemde polikliniklere tedavi için başvuran, ayaktan tedavi olan ve kontrollerine gelen hasta sayımız ise alkol için 3 bin 727, alkol dışı madde için 15 bin 372 ve denetimli serbestlik kapsamında başvuran kişilerin sayısı da 7 bin 713 olmak üzere toplam 26 bin 812'ye ulaştı. Bu kişilerin tedavi süreçlerini psikiyatri uzmanları, psikolog, sağlık eğitimcisi, hemşire, sağlık memuru ve diğer çalışanlardan oluşan bir ekiple gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullandı.
GÜNDE 160 HASTA
Sigara bağımlılığı tedavisi için 1, denetimli serbestlik için 1, alkol bağımlılığı tedavisi için 2 ve alkol dışı madde bağımlılığı tedavisi için 4 poliklinik olduğunu aktaran Evren, “AMATEM'e alkol dışı madde kullanımı nedeniyle günde ortalama 160 hasta gelerek tedavi talep ediyor. Bunların içinde kontroller ya da ayaktan terapi programına katılanlar da çoğunlukta. Bu kamuoyunda, ‘bağımlı sayısında artış var' gibi bir algıya konu oluyor. Biz gelen hiçbir hastayı geri çevirmiyoruz. Buna bir kota da koyabiliriz, ya da sadece randevu ile çalışabiliriz. Ancak biz bunu yapmıyoruz. Çünkü bağımlı hastaların tedavisinde motivasyon çok önemli. Buraya gelen her hasta, tedavi olmak için o motivasyona ulaşmış olabilir. Bu fırsatı kaçırmamak lazım” dedi.
"AVRUPA'DAN DAHA İYİ"
Evren, kliniğin başarı oranlarını ise şu sözlerle anlattı
“Alkol için bir yılda yüzde 50 başarı oranımız var. Bu oran eroin kullananlarda ise yüzde 40 dolaylarında. Ayaktan terapi programına katılmak tedavi başarısını olumlu etkiliyor. Elde edilen bu veriler Avrupa'dan daha iyi konumda. Tedaviden kopup tekrar kullanmaya başlayanlar hızla tedaviye tekrar başvurdukları ve bir önceki tedavilerindeki eksiklerini tamamladıkları takdirde onlar için de başarı yüzde 100 olacaktır. Hastaları kendi istekleri üzerine yatırıyoruz. Başarı oranını belirleyen en önemli şey hastanın motivasyonu ve kararlılığı. 18 yaş altındaki çocukların tedavisi için aile rızası aranabiliyor. Ancak 18 yaş üstü bağımlıların kendi rızaları gerekiyor. Zorunlu tedavi gibi bir şey söz konusu değil. Zorla arındırma tedavisi yapsanız bile kişi ayık kalmayı istemiyor olabilir. Bir söz vardır, ‘Atı zorla suya sokabilirsiniz ama içmesini sağlayamazsınız.' Hastayı zorla tedavi merkezine yatırabilirsiniz ama tedavi istemediği için hiçbir şey almayabilir. AMATEM'ler açık kliniklerdir. Kapılar vardır ama hastaları zorla tutmak için değil, onları dışarıdan korumak içindir.”Ayık kalanlara özel kutlama AMATEM bünyesinde hastaların rehabilitasyonu için hizmet veren bir Bağ Evi olduğunu hatırlatan Evren şunları söyledi: “Burada takip ettiğimiz 10 hastamız bulunuyor. Meslek eğitmenleri, hemşirelerimiz ve hekim arkadaşlarımızın gözetiminde hastalarımız her gün işe gelir gibi buraya geliyorlar ve akşam evlerine dönüyorlar. El işi ve mesleki kurslarla bağımlılık sonrası yeni hayatlarını kurabilecekleri becerileri kazanıyorlar. Çeşitli etkinlikler de yapıyorlar. Buradaki ve ayaktan terapi programına katılan diğer hastalarımız, maddeden arındıktan sonra her ayıklık senesi için kutlama yapıyorlar. Bir nevi doğum günü kutlaması gibi. Çünkü ayıklıkları ile yeniden doğmuş oluyorlar.”
Alkol bağımlılarında herhangi bir işte çalışmama oranının yüzde 50, eroin bağımlılarında ise bu oranın yüzde 80'e ulaştığını kaydeden Evren, “Devlet bu tür hastaların tedavi masraflarını karşılıyor. Genel Sağlık Sigortası kapsamında zaten bu giderler karşılanıyor. Buraya gelen hastaların bir kısmı kliniğimize gelmeden önce özel kliniklere başvurmuş oluyor. Baba, çocuğunun durumunu öğrenince, evini arabasını satıyor. Varını yoğunu tükettikten sonra AMATEM'in yolunu tutuyor. Bir kısmı bize geldiklerinde ciddi maddi kayba uğramış oluyorlar. Bunun değişmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bazı derneklerin uyuşturucu rehabilitasyonu konusunda işi gerçekten ticarete döktüğünü belirten Evren, “Bazıları bu tür vakalarla daha önce çalışmamışlar bile. Sadece madde kullanımının gelir kaynağı olabileceğini görmüşler. Bu sağlanan desteklerin birçoğunun çer çöp olduğunu düşünüyorum. Aralarında işini doğru yapanlar elbette var. AMATEM İstanbul'da bu iyi niyetli olduğunu düşündüğümüz tedavi kurumlarına danışmanlık veriyoruz” dedi.
"BEKLEME SÜRESİ 2 HAFTA"
‘AMATEM'de yer olmadığı' eleştirilerinin haksız olduğunu belirten Evren, “Ayakta tedaviyle hedefimiz yığılmaların önüne geçmek. Şu an madde hastası için maksimum iki hafta sonrasına yatış randevusu veriyoruz. Yatakları olabildiğince etkili kullanmaya çalışıyoruz. Alkol ve madde bağımlılığı için iki haftalık standart bir tedavi süreci var. Yatarak tedavinin daha faydalı olacağını düşündüğümüz hastalar tedaviye devam ediyor” dedi.
Alkol dışındaki maddelerde en yaygın kullanılan maddenin esrar olduğunu belirten Evren, “Dünyada da böyle. En fazla yatarak tedaviden yardım almak isteyen hastalar ise eroin bağımlısı hastalar. Eroin kullananlar ağır bir yoksunluk dönemi geçiriyorlar. Tek başlarına bu dönemi tolere etmekte zorlanıyorlar. Sentetik maddelerin, özellikle de halk arasında bonzai diye bilinen sentetik kannabinoidlerin kullanımı yaygınlaşmış durumda. Piyasaya devamlı yeni sentetik maddeler giriyor. Yatarak tedavide hakimiyet eroindir, geri kalan da esrar ve sentetik kannabinoid (bonzai) gibi maddeler. Tek bir madde kullanımı yerine karışık madde kullanımı giderek arttı. Yani birçok maddeyi aynı anda kullanan hastalarımız çoğunlukta” diye konuştu.