Boğaziçi'ndeki Bizansçılar!
Geçen hafta haberlerde görünce çok sevindim. Boğaziçi'ne atanan yeni rektör, kampüste bulunan Rumelihisarı Şehitliğini 29 Mayıs vesilesiyle ziyaret etmiş.
Boğaziçi Üniversitesi'nin yıllarca hangi zihniyet tarafından yönetildiğini hepimiz biliyoruz. Bugüne kadar Şehitliğe karşı bütün yönetimler ya ilgisiz kalmış ya da düşmanca yaklaşmış.
Yeni rektör Melih Bulu Üniversite tarihinde Şehitliği 29 Mayıs'ta ziyaret eden ilk ve tek rektör olmuş. Bulu ziyareti sonrasında yaptığı açıklamada bundan sonra Şehitliğe sahip çıkılacağını dosta düşmana duyurmuş.
Tebriki hak eden bu durum karşısında çarşı her şeye karşı mantığıyla hareket eden muhalefet yapmaktan bilim yapmaya vakit bulamayan bazı akademisyenler bir mektup yayınlayarak öteden beri Şehitliğe sahip çıktıklarını filan iddia etmişler.
Bütün iddialarında olduğu gibi tutarsızlıktan kurtulamamışlar. Çünkü hakikat ortadayken iddianın bir anlamı olmaz.
Bir grup akademisyen rol yapmasını iyi biliyor ve kendilerine sunulan senaryoyu başarıyla oynuyorlar.
Bilim açısından değil ama film açısından bakılınca gerçekten başarılılar kendilerini bu hususta kutlamak gerek.
Bu saatten sonra artık ne dediklerinin bir önemi yok. Konuyu yakından takip eden herkes işin aslını çok iyi biliyor.
Muhalif akademisyenlerin açıklamasındaki bilgiler yalan ve yanlışlarla dolu.
Bundan 5 yıl önce, 5 Ocak 2016 tarihinde TYB İstanbul olarak Boğaziçi Üniversitesi önünde bir eylem gerçekleştirmiştik.
Etiler kapısı önünde basın bildirisini okumuş, 2015 yılında yeniden inşa edilen Şehitlik Dergahı'nın Bizans Merkezi'ne dönüştürülmesini protesto etmiştik.
Üniversite geri adım atmış, söz konusu merkezi başka bir yere taşımıştı. Fakat diğer bir dizi önerimiz yerine getirilmemişti.
Şehitlik Dergahı'nın Şehitlik Müzesi olması, helikopter pisti altındaki tarihi namazgahın ihya edilmesi, tel örgülerle “yasak bölge” haline getirilen Şehitlik Kabristanı'nın halkın ziyaretine açılması gibi taleplerimiz karşısında o dönemin üniversite yönetimi üç maymunu oynamıştı.
Malumunuz Boğaziçi Üniversitesi yıllarca Bizansçı kafalar tarafından yönetildi.
Yeni rektöre gösterilen saygısız tavırların arkasında başka hesaplar olduğunu bütün kamuoyu artık net bir şekilde biliyor.
Ortalığı velveleye verenler gençleri terörize edenler kurdukları iktidarın kaybolmasından korkuyor.
Bizans ruhunu diriltmek isteyenlerin İstanbul'un fethedildiği yerden yeniden işgale yeltenenlerin oyununu bozduğu için Sayın Cumhurbaşkanımıza minnettarız.
Boğaziçi'ndeki Bizans saltanatının yıkılması Ayasofya'nın açılması kadar önemlidir.
Şehitlik Boğaziçi'nde önemli bir sembol.
Şehitliğe karşı kin güdenlerin kininin kaynağı çok belli.
Neyse ki bu ülkede değerlerine ve devletine bağlı namuslu insanlar artık susmuyor yanlışa karşı duruyor.
Sağ olsunlar. Tarihe ve köklerine bağlı bir grup aktivist konuyu gündemde tutmak için yılmadan yorulmadan çaba gösterdi.
Rumelihisarı Şehitliği hakkında duyarlı yazar ve akademisyenler senelerdir çağrı yaptı makaleler kaleme aldı.
Bizansçı zihniyet hiçbirini duymasa da kararlılıkla şehitliği gündeme getirdiler.
ŞEHİTLİĞİN BAŞINA GELENLER
Konuya dair ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyen okuyucularımız kısa bir araştırmayla neler olup bittiğini kısa sürede öğrenebilirler.
Şehitlikle ilgili çok sayıda haber çıktı makale yayınlandı. Özellikle Rumelihisarı Fetih Şehitliği'nin yakın tarihi ile ilgili, Recep Çelik'in bir dergide yayınlanan makalesi durumun vahametini anlatması açısından çok önemli.
Hocamızın yazısını okurken eminim ki sizler de dişlerinizi sıkmak durumunda kalacaksınız.
Neler yapılmış neler.
20. yüzyıl boyunca Nâfi Baba Mezarlığı olarak bilinen Rumelihisarı Şehitliği yakın tarihe kadar her türlü saldırıya uğramış.
1980'e kadar gecekonducuların, 1980'den sonra da resmî müesseselerin vandallığına maruz kalmış.
1980'li yıllarda, şehitliğin 10 dönümü [37/13 parseli] vahşice dümdüz edilerek parka dönüştürülmüş.
Dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmayacak durum maalesef İstanbul'da yaşanmış.
Fethin ruhuna aykırı bir şekilde üzerinde pazar yeri kurulan şehitliğe saldırılar bitmemiş şehitlerin ruhunu rahatsız edecek her şey yapılarak bir köşesinde ise içkili eğlenceli 1000 kişilik restoran açılmış.
İhanetin saygısızlığın her türlüsüne maruz kalan şehitliğin diğer 10 dönümünün üzerine tonlarca inşaat molozu dökülmüş resmen tarih katliamı işlenmiş.
Nihayet 7.1.2016 tarih ve 2641 sayılı 3 nolu Koruma Kurulu kararıyla, Nâfi Baba Mezarlığı olarak anılan Rumelihisarı Şehitliği'nin iki parseli (39/17 ve 37/13), “Rumelihisarı Fetih Şehitliği” olarak tescil edilebilmiş ve şehitlik statüsüyle koruma altına alınabilmiş.
Mehmet Şeker'in yazısından öğrendiğimiz kadarıyla da İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan Boğaziçi Üniversitesi'ne gönderilen 9.2.1981 tarih ve 4291 sayılı yazıda ‘3- Parsellerde herhangi bir inşaat, açık ve kapalı tesis yapılmaması, otopark, oyun sahası olarak kullanılmaması şartı ile, duvar yapımı ve bilimsel araştırma ve restorasyon için protokol imzalanmış fakat Protokolün aksine, Boğaziçi Üniversitesi bu parsellerdeki tarihi mezar taşlarının restorasyonu için 1981 yılından beri hiç bir somut adım atmamış.
2015 yılında yeniden inşa edilen Şehitlik Dergâhı binası da Kalkınma Bakanlığı fonundan yaptırılmış yine üniversite bütçesinden hiç bir destek olmamış.
O tarihten beri, Boğaziçi Üniversitesi'nin bölgeyle ilgili katkısı maalesef görülmemektedir.
Burada bilinçsiz bir duyarsızlık değil kasıtlı bir kayıtsızlık olduğu aşikârdır.
Yeni Rektör Sayın Melih Bulu hem Boğaziçi Üniversitesi'nin makûs talihini değiştirecek hem de Şehitlikle ilgili atılması gereken bütün adımları atacaktır.
29 Mayıs'ta Şehitliği ziyaret etmesi bu konuda ümidimizi artırmıştır.
Her yandan kendisine orantısız bir şekilde saldırıldığı bir dönemde dik durması Bizansçı kafalara teslim olmaması takdire şayandır.
Haber7