TIMETURK | HABER MERKEZİ
Sözcü gazetesine yapılan FETÖ operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan Yazı İşleri Müdürü Mediha Olgun, 120 günlük tutukluluğunun ardından çok konuşulacak açıklamalarda bulundu. Olgun, Sözcü Gazetesi avukatlarının kendisi ile ilgili yanlış bilgi verdiklerini, olayı çarpıttıklarını söyleyerek "Başından itibaren benimle ilgili gazetenin avukatları yanlış bilgiler verdiler, dertleri bizi çıkarmak değil, siyasi şov yapmaktı" dedi.
Tutuklu olduğu süre boyunca kendisini köşe yazıları ile 'savunan' isimlerden biri olan Habertürk Yazarı Nagehan Alçı'yı arayarak teşekkür etmek isteyen Olgun, bu telefon konuşması sırasında çok önemli açıklamalarda bulundu. Olgun, "Gazetede FETÖ'cü olacak son 3 isim Burak Bey, Gökmen ve benim" dedi.
SORUMLULAR: YÜCEL ARI ve MUSTAFA ÇETİN
Söz konusu haberlerin asıl sorumluluların Haber Koordinatörü Yücel Arı ve Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin olduğunu söyleyen Olgun, "Bakın, onların tutuklanması gerektiğini filan söylemiyorum. Lütfen yanlış anlamayın, sadece zahmet edip yönettikleri siteyle ilgili bir dava varken gelmediler. Bunca zaman o kadar gürültü kopardılar, güya bizim tutukluluğumuza itiraz ettiler, şayet samimi idiyseler savcıya gidip ‘Bu kadının bu haberlerden haberi yok, talimatı veren, yaptıran biziz ama bunlar zaten suç değil' demeleri gerekmez miydi? Yapmadılar" dedi.
İşte Alçı'nın köşesinden aktardığı telefon konuşması:
M.O: Nagehan Hanım, ben Mediha Olgun, size teşekkür etmek istedim.
N.A: Nasılsınız? Cezaevinde günler nasıl geçti? Sizin için gazeteniz ve arkadaşlarınızın gösterdiği çabayı görünce ne hissettiniz?
M.O: Başından itibaren benimle ilgili gazetenin avukatları yanlış bilgiler verdiler, dertleri bizi çıkarmak değil, siyasi şov yapmaktı. Ben avukatlara defalarca ikisinin de gelip tanıklık yapmaları için çağrıda bulundum. 4 aydır her avukat görüşmesinde bunu yaptım. Kaç kez haber gönderdim. Bakın, onların tutuklanması gerektiğini filan söylemiyorum. Lütfen yanlış anlamayın, sadece zahmet edip yönettikleri siteyle ilgili bir dava varken gelmediler. Bunca zaman o kadar gürültü kopardılar, güya bizim tutukluluğumuza itiraz ettiler, şayet samimi idiyseler savcıya gidip ‘Bu kadının bu haberlerden haberi yok, talimatı veren, yaptıran biziz ama bunlar zaten suç değil' demeleri gerekmez miydi? Yapmadılar.
"OĞLUM, NEDEN ANNEMİ YAYIN YÖNETMENİ GİBİ GÖSTERİYORSUNUZ, DEMİŞ; ÖYLE GEREKİYOR, DEMİŞLER"
Onca zaman bir kez çocuğumu arayıp teselli bile etmediler. Ama oğlum aramış, ‘Neden annemi yayın yönetmeni gibi gösteriyorsunuz?' demiş, ‘Öyle yapmak zorundayız' diye karşılık vermişler. Avukatlar da kendi adamlarını kurtarmak için bizi yaktılar.”
Gökmen hâlâ onlar yüzünden içeride. Bu işlerle hiç ilgisi yoktur. O gün ‘O haberi yap' demişler, yapmış. Başlığı atan, haberin nasıl verileceğine karar veren o değil ki... Ben o haberin suç olduğunu söylemiyorum ama o şekilde verilmesini de doğru bulmuyorum. ‘Cumhurbaşkanı'nı Sözcü buldu' Cumhurbaşkanı kaçak mı ki? Suçlu mu ki?
Neredeyse hiç tanımıyorum, ama iyi biri olarak bilirim. Gazetede FETÖ'cü olacak son 3 isim Burak Bey, Gökmen ve benim.
"GAZETENİN AVUKATLARIYLA GÖRÜŞMEYİ REDDETTİM"
Beni avukatlar değil, kendi yazdığım dilekçeler çıkardı, zaten son 1.5 ay avukatları görmeyi reddettim. Tam 120 tane dilekçe yazdım. Eğer samimi bir şekilde gerçekleri anlatırsanız sonuç alıyorsunuz.