Memur-Sen: 28 Şubat'ı ve ikna odalarını unutmadık
Memur-Sen'den yapılan açıklama, 'İkna odaları kuranları, üniversite kapılarına turnike koyduranları, başörtülü kızlarımıza şiddet uygulayanları ve cuntanın yanında ve emrinde hazır olda durup milli iradeye ve hürriyete yönelik taciz suçlarına ortak olanları unutmadık, unutmayacağız da' denildi.

Oluşturma Tarihi: 2021-02-27 15:11:48

Güncelleme Tarihi: 2021-02-27 15:11:48

Memur Sendikaları Konfederasyonunca (Memur-Sen), 28 Şubat mazlumlarının hukukunu inşa, haklarını ihya, itibarlarını iade, zararlarını tazmin edecek kararlar, kararnameler, kanunlar yürürlüğe koymanın mazlum ve mağdurlara karşı borç, tarihe ve geleceğe karşı ortak sorumluluk olduğu belirtildi.

Konfederasyondan yapılan yazılı açıklamada darbenin, toplumları ve ülkeleri kontrol altında tutmak için geliştirilen emperyalist düzenek olduğu vurgulandı.

"Postmodern darbe" şeklinde nitelendirilen 28 Şubat'ın önceki darbelerden farklı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, Memur-Sen'in, kendilerini milletin ve iradesinin üstünde görenleri, milletin tanklarını demokrasiye balans ayarı çekmek için kullananları, millet düşmanı ve emperyalist uşağı olarak kodladığı kaydedildi.

Memur-Sen'in 28 Şubat'a, mevzuatına, uygulamalarına ve müktesebatına karşı her zeminde mücadele ettiği bildirilen açıklamada, "Darbenin üzerinden 24 yıl geçti. İkna odaları kuranları, üniversite kapılarına turnike koyduranları, başörtülü kızlarımıza şiddet uygulayanları ve cuntanın yanında ve emrinde hazır olda durup milli iradeye, demokrasiye ve hürriyete yönelik taciz suçlarına ortak olanları unutmadık, unutmayacağız da." ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, Necmettin Erbakan başbakanlığında kurulan 54. Hükümet'in "sistemin kaçaklarını bulup, borç faiz denkleminden beslenen bezirgan ekonomisine darbe indirdiği ve komprador sermayeye peşkeş çekilmeye hazırlanan KİT'leri kara geçirdiği" belirtilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Müesses nizama göre, bu politikalar büyük suçtur ve suç ne kadar büyükse ceza da bir o kadar büyüktür. Nihayet, o kara kışın oluşturduğu iklimin açtığı yaralar hala sızlamaktadır. Bugünden geçmişe baktığımızda, 'irtica bin yıl sürerse 28 Şubat da bin yıl sürecektir' söylemiyle millete namlu doğrultan cuntacıların milletin verdiği imkanları istismar ederek elde ettikleri kirli güç ve bu kirle inşa ettikleri kibir kuleleri, milletin ortaya koyduğu emsalsiz direnç ve Anadolu'yu medeniyet coğrafyasının umudu haline getiren kadim bilinçle bizatihi millet tarafından yerle yeksan edildi. Bin yıllık vesayet rüyaları, milletin ferasetiyle kabusa döndü, düzenekleri tepelerine çöktü."

Milletin hem sorumluluk hem de iradeyi ele aldığı, darbecilere ve vesayetçilere yargı eliyle yaptıklarının hesabını sorduğuna işaret edilen açıklamada, vesayet düzeneği ve düzenlemelerinin ortadan kaldırıldığı, düzeneğin faillerinden 21'inin müebbet hapse çarptırıldığı hatırlatıldı.

Bu dönemde ihraç edilenler ile istifaya zorlananların göreve yeniden başlamalarına, açıkta geçen sürelerinin çalışmış gibi sayılmasına ve başörtülü olarak görev yapmalarına yönelik düzenlemelerin hayata geçirildiği anımsatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Güne ve yarına dair sorunlar giderildi, ne var ki geçmişteki kayıplar giderilmedi, vesayet döneminin verdiği zararlar tazmin edilmedi. 'İrtica' söylemiyle açılan ve cunta karşısında hazır olda duran hakimlerin verdikleri mahkeme kararlarının da yok hükmünde sayılması gerekir. Zira söz konusu mahkeme kararları, 'millet adına' değil, 'esareti altında oldukları vesayet adına' verildi. İdarenin vesayet altında olduğunu, yürütmeye yönelik vesayet uygulandığını kabul edip yargı alanında bu vesayetin olmadığını düşünmek, kabul etmek, 28 Şubat'ı küçültmek, darbe gerçeğini küçümsemek olur.

Memur-Sen ailesi olarak diyoruz ki 28 Şubat mazlumlarının hukukunu inşa edecek, haklarını ihya, itibarlarını iade, zararlarını tazmin edecek kararlar, kararnameler, kanunlar yürürlüğe koymak mazlum ve mağdurlara karşı borcumuz ve tarihe ve geleceğe karşı ortak sorumluluğumuzdur."