Meriç Nehri: 191 km’lik dram hattı
Türkiye ile Yunanistan arasında sınır olan Meriç Nehri, mültecilerin Avrupa’ya ulaşmak için en çok tercih ettiği yasadışı rotalardan biri.

Oluşturma Tarihi: 2017-12-16 11:01:47

Güncelleme Tarihi: 2017-12-16 11:01:47

Meriç Nehri, 2011'de Suriye'de iç savaşın patlak vermesiyle yasadışı göçün en önemli merkezlerinden biri oldu. Avrupa'ya ulaşmaya çalışan mültecilerin yanına, 15 Temmuz darbe girişimiyle beraber firari FETÖ'cüler de eklendi.

ÜÇ YILDIR KAÇAKÇILARIN MESKENİ

Başta Suriye ve Pakistan olmak üzere Afganistan, Bangladeş, Myanmar ve birçok farklı uyruktan mülteci, hemen her gün Meriç Nehri'nin oluşturduğu 191 kilometrelik Türkiye-Yunanistan sınırını kaçak yollarla geçiyor. Meriç'in yakınında bulunan ve nehre 1 ilâ 3 kilometre uzaklıktaki Adasarhanlı, Küplü, Subaşı, Kadıdondurma, Serem, Doyran, Üyüklütatar köyleri ise kaçak geçişin merkezleri konumunda. Bölge, 3 yıldır göçmen kaçakçılarının da uğrak yerleri arasında.

NASIL KAÇIRILIYORLAR?

Nüfusu 500 ile 2 bin arasında değişen Türk sınır köylerinde halk dışında mültecilere rastlamak da mümkün. Ülkelerinden önce Türkiye'ye, sonra Avrupa'ya ulaşma hayaliyle İstanbul'a gelen göçmenler, havanın kararmasıyla organizatörler kanalıyla araçlara bindiriliyor. 3 saatlik İstanbul-Edirne yolculuğu ile Meriç Nehri'nin yakınındaki ormanlık alanlara ulaştırılıyorlar. Uluslararası kaçakçılık çetelerinin de mesken edindiği bölgede göçmenlerin Yunanistan tarafına geçirilmesi için en uygun saat bekleniyor. Geçişi organize eden çete, gözcülerinden aldıkları bilgilerin ardından göçmenleri gece karanlığında sınır boyuna taşıyor. Meriç'e yakın ormanlık alanlarda bekletilen kadınlı-çocuklu göçmenler, zifiri karanlıkta köyler ile Meriç arasındaki çeltik tarlaları ve patika yolları aşıp nehre ulaşıyor. Köylerin çevresinde, göçmenleri sınıra getiren 34 plakalı araçlar dikkat çekiyor. Havanın kararmasıyla, kaçakçıların mültecileri Meriç Nehri'ne ulaştırmak için kullandıkları patika yolları takibe alıyoruz. Birkaç aracın, köy yolları ile patika yol arasında sürekli gidip geldiğine şahit oluyoruz. Farlarını yakmayan araç, patikada 1-1.5 dakika durup tekrar köye dönüyor. Gece boyu 2-3 araç sınır hattı ile köy arasında mekik dokuyor. Gece karanlığında seyreden bu araçlar, Meriç Nehri'ne yakın çeltik tarlaları yakınında birkaç dakika durduktan sonra yollarına devam ediyor.



Gazete Habertürk'ten Uzay Kesmen'in haberi:

"BU BİZİM 7'NCİ DENEMEMİZ, HER HAFTA GELİYORUZ"

Saat 04.30...

Yunanistan sınırına yakın bir köye giriyoruz. Köy meydanında 18 kişilik Suriyeli bir grupla karşılaşıyoruz. Meriç Nehri'ni botla geçen 18-25 yaş arası Suriyeli gençlerden oluşan gruptan kaldırıma yığılanları görüyoruz. Hikâyelerini Suriyeli Pervin ile konuşuyoruz:

“Hepimiz Suriyeliyiz. İç savaştan kaçıp geldik. Gece 22.00'de botla Meriç'ten Yunanistan'a geçtik. 4 kilometre yürüdük. Yunan askeri yakaladı. Sabaha karşı botla Türkiye'ye atıldık. Türk askeri yemek, su veriyor ama Yunanlılar çok kötü muamele ediyor. Telefonlarımızı alıp suya atıyorlar. Köpeklerle kovalıyorlar. 3 kere Türk askerine, 4 kere de Yunan askerine yakalandık. Bu, Avrupa'ya gitmek için 7'nci Meriç denememizdi. Başarırsak Almanya'ya gitmek istiyoruz. İstanbul'a döneceğiz. Orada evimiz var. Yine geleceğiz. Bu (gülümseyerek) bizim için rutin. Başarana kadar sınırı geçmeyi deneyeceğiz.”


YUNANİSTAN MERİÇ'TEN ‘DEPORT' EDİYOR

Köylüler defalarca gündeme gelen Yunanistan'ın yasal prosedürlere uymadan yaptığı deport (sınır dışı) uygulamasını doğruluyor. Yunanistan, yakaladığı kaçakları işleme tabi tutmadan geldikleri Meriç üzerinden bot ve kayıklarla Türkiye'ye yolluyor. Gece Meriç'i geçmeyi başaran ancak Yunan güvenlik güçlerince yakalanıp gönderilen göçmenler, sabah Meriç kenarındaki köylere sığınıyor. Uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu belirtilen, ‘pushback' yani ‘geri itme' denilen uygulamanın son dönemde Yunanistan tarafından sıkça uygulandığı öne sürüldü. Güvenlik kaynakları, Yunanistan'ın ‘deport' ya da ‘push back' (geri itme) uygulamasının uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu belirtiyor.

"VERECEK KIYAFETİMİZ KALMADI"

Haftanın 2-3 günü yaşanan uygulama, sınır köylerindeki halkı da bezdirmiş. Adasarhanlı Köyü sakinleri, “2-3 yıldır geçişler çok arttı. Uyandığımızda deport edilen mültecileri köyümüzde görüyoruz. Yolları bizden daha iyi biliyorlar. Caminin içinde yattıkları oluyor. Aç ve susuz oldukları için vicdanen rahatsız oluyoruz. İhtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Sırılsıklam, kucaklarında çocuklarıyla vasıta arıyorlar. Biz de kıyafet, pantolon, battaniye ayakkabı veriyoruz. Ama artık verecek kıyafetimiz kalmadı” diyor.

GEÇİŞ 10 DAKİKA SÜRÜYOR

Türk-Yunan sınırı oluşturan Meriç Nehri çevresi, birinci derece kara askeri yasak bölgesi... Bölgedeki sınır güvenliğini askerler sağlıyor. Sınırda konuşlu olan gözlem kuleleri vasıtasıyla askerler kaçak geçişleri gözlüyor ve olumsuz durum olduğunda müdahale ediyor. Sınır köylerinde ise jandarma ve polis güvenliği sağlıyor. Özellikle jandarma, gece geç saatlerde yasadışı geçişlerin olduğu bölgelerde devriye gezerek kaçakçılara göz açtırmamaya çalışıyor. Meriç Nehri'ne yakın köylerde yaşayan halk, mültecilerin nehri geçmesi için kullandıkları şişme botların dahi yerlerinin belli olduğunu ve ağaçların altında kamufle edildiğini söylüyor. Süratle yüzeye çıkarılan botlar, kaçaklar tarafından hızlıca şişiriliyor. Tüm şartlar elverdiğinde Türkiye'den Yunanistan'a geçmek ortalama 10 dakika sürüyor.

NEHİR PATLAK BOTLARLA DOLU

Kaçak mültecilerin botlarla Yunanistan'a geçtiği Meriç Nehri'ndeyiz. Nehirde karşı tarafa geçmeye çalışırken boğularak ölen kaç mültecinin cesedi var; bilinmiyor. Meriç'in her yanı mültecilerin bıraktığı izlerle dolu. Nehri çevreleyen çalılık araziyi geçince, karşımızda sessizliğin ortasında sise boğulmuş Meriç... Nehir kıyısı kumluk, ayak izleriyle dolu. Nehrin çevresinde yırtık ayakkabılar, ağaca asılı kalmış pantolonlar, çorap, yiyecek ve içecek artıkları dikkat çekiyor. Nehirde ise ağaç köklerine takılmış patlak botlar, yaşanan dramı gözler önüne seriyor. Son gördüğümüzse Yunanistan tarafında suda yüzen bir şişme bot oluyor.

EDİRNE'DE 1 AYDA 6 BİN 500 GÖÇMEN

Edirne'de ağustos ayında yasadışı yollardan Türkiye'ye giren ve yine kaçak yollarla Yunanistan ve Bulgaristan'a geçmek isteyen, bin 300'ü çocuk 6 bin 500 kaçak göçmen yakalandı. Ayda ortalama 2 bin 500 göçmenin yakalandığı Edirne'de ağustos ayında yakalanan göçmen sayısının bir rekor olduğu belirtildi. Sınır devriyelerinin verilerine göre kasım ayında yaklaşık 600 kaçak, sığınmacı ya da düzensiz göçmen yasadışı yollardan geçtikleri Yunanistan'da sınır polisi tarafından darp edilerek, üzerlerindeki cep telefonu ve paraları alınıp silah zoruyla geri gönderildi.

YAKALANAN İNSAN KAÇAKÇISI SAYISI

2010 1.711
2011 1.292
2012 1.484
2013 1.469
2014 1.506
2015 4.471
2016 3.314