Merkel neden çark etti?
Bülent Orakoğlu Türkiye'de gerçekleşen saldırıların üst aklın bir oyunu olduğunun altını çizdi.

Oluşturma Tarihi: 2016-06-13 13:38:22

Güncelleme Tarihi: 2016-06-13 13:38:22

Bülent Orakoğlu Yeni Şafak'taki yazısından Merkel'in neden çark ettiğini kalem aldı. Orakoğlu son dönemde yaşanan olaylara bakıldığında "Türkiye'nin başına bir çorap örülmek mi isteniyor yoksa üst aklın Brüksel merkezli gölge orduları özel olarak devreye mi sokuldu?" diye soruyor.

TERÖR SALDIRILARINA DİKKAT

Türkiye geçtiğimiz hafta içinde bir gün arayla İstanbul Vezneciler'de Çevik Kuvvet aracına ve Midyat İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına PKK'lı teröristler tarafından bomba yüklü araçlarla gerçekleştirilen terör saldırılarının hedefinde oldu. Her iki saldırıda 8'i polis memuru 8'i vatandaşımız olmak üzere 16 kişi şehit olurken polis ve vatandaşlarımızdan oluşan 95 kişi de yaralanmıştı. Saldırılar, PKK ve uzantısı sözde özel kuvvetleri olarak adlandırılan TAK tarafından gerçekleştirildi.

"TÜRKİYE ORTADOĞU'DA ÜST AKLIN OYUNUNU BOZDU"

Türkiye 20 Temmuz Suruç saldırısı sonrasında bir merkezden idare edilen terör örgütleri konsorsiyumu tarafından terör sarmalına alınmıştı. Ankara, İstanbul başta olmak üzere büyük metropollerde bombalı otolar ile gerçekleştirilmek istenen birçok canlı bomba saldırıları istihbarat ve güvenlik güçlerince önlenmişti. Ancak, Türkiye'nin Ortadoğu ve dünyada sözü geçen güçlü bir ülke olmasını arzu etmeyen şer güçler, Türkiye'de huzur ve siyasi istikrarın bozulmasını hedefleyerek taşeron olarak kullandıkları terör örgütleri vasıtasıyla yeni eylemlere tevessül edecekleri beklentisi devlet ve kamuoyunda oluşmuştu. Çünkü Türkiye Ortadoğu'da üst aklın büyük oyununu bozmuş, milli güvenliğimizi ve toprak bütünlüğümüzü tehdit eden operasyonlara dur demişti.

TERÖRLE MÜCADELE KANUNUNU DEĞİŞTİRMEMİZ İSTENDİ

Böylesine bir konjonktürde PKK terör örgütü tarafından gerçekleştirilen bombalı oto saldırılarının zamanlaması ilginçti. Bu saldırılar öncesinde, Türkiye'nin gündeminde Almanya'da Ermeni soykırım yasa tasarısının kabul edilmesine yönelik tepkiler başta üst düzey yetkililer olmak üzere çığ gibiydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan 1 Haziran itibarıyla geri kabul ve 30 Haziran itibarıyla vize serbestisine ilişkin gerekli adımların atılmaması halinde anlaşmanın gerçekleşmeyeceğini belirterek ikide bir bize kriter dayatmasınlar demişti. Avrupa Birliği'nin vize muafiyeti için Türkiye'den talep ettiği en kritik maddelerden biri olan Terörle Mücadele Kanunu'nun değiştirilmesi Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümet yetkililerinin tepkisine neden olmuştu.

MERKEL NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?

Diğer önemli bir gündem de ABD'nin desteğinde, Suriye Demokratik Güçlerinin ( DSG Askerlerin büyük bölümü ve ana unsuru PYD'den oluşuyor) Fırat'ın batısına geçerek Münbiç bölgesine ulaştıkları iddia edilmişti. Türkiye'nin Münbiç'in PYD terör örgütüne bırakılmaması ve müdahalede PYD'nin geri planda kalması şartı ile operasyona destek sağladığı belirtiliyor. ABD'nin operasyon başlarken PYD konusunda Türkiye'nin hassasiyetleri ve kırmızı çizgileri konusunda garanti verdiği de güçlü iddialar arasında bulunuyor. Suriye politikalarında ABD ve Rusya'nın iki yüzlü barış istemeyen politikaları göz önüne alındığında, ABD'nin verdiği sözde durup durmayacağını zaman gösterecek. Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “Şu anda güneyimizde, Suriye'nin kuzeyinde çok ciddi bir proje, çok ciddi bir plan uygulanmaktadır ve bu projede, bu plan üzerinde de ne yazık ki dost görünenlerin de sinsilikleri yatmaktadır. Bunu da çok açık, net ifade etmek durumundayım. Bunu da kendileriyle ayrıca paylaşıyoruz" açıklaması Türkiye'nin''Kırmızı Çizgilerini'' korumakta kararlılığını ortaya koyması bakımından ayrı bir öneme sahip görünüyor. Türkiye'nin operasyon süresince Münbiç'e yönelik sınırdan gerçekleştirdiği Fırtına Obüsleriyle yapılan hamleler ''Kırmızı Çizgilerimizin'' çiğnenmesi durumunda bundan sonra da DEAŞ yerine PYD'ye dönük olarak devam edebilir. Zira Rusya ve Esed'e bağlı güçlerin de bu bölgeye müdahale edip etmedikleri konusunda henüz teyid edilmeyen farklı bilgiler medyaya yansıyor. Suriye konusunda ABD ile kanka ilişkileri olan Rusya'nın belli bir plan dahilinde işbirliği yapma olasılığı güçlü bir ihtimal. Asıl üzerinde durmamız gereken konu Merkel'in, Türkiye'ye yalvar yakar kabul ettirdiği ''Geri Kabul Antlaşması''nı tehlikeye sokarak neden çark ettiği ve soykırım yasasına neden dolaylı destek verdiğinin ortaya çıkarılması sanırım? Aynı durum AB ülkeleri için de geçerli. Haydi hayırlısı Türkiye'nin başına bir çorap örülmek mi isteniyor yoksa üst aklın Brüksel merkezli gölge orduları özel olarak devreye mi sokuldu?