Antalya'da Altın Portakal Film Festivali'ne katılan oyuncu Metin Akpınar, sahnede yaptığı konuşmada "Siz laiksinizdir, sekülersinizdir, pozitif bilimcisinizdir, Kemalistsinizdir ne mutlu bana... Ama bir de karşı tarafta kocaman yüzde 51 oy var. Bugün Türkiye cahil bir ülkedir" ifadelerini kullandı. Akşam gazetesi yazarı Hikmet Genç, Akpınar'ın bu sözlerine tepki gösterdi. Genç, "Cahil sensin ulan!" başlıklı yazısında şunları kaydetti:
"Daha yeni hatırlatmıştık;
"Biz asılız. Dolayısıyla bizim istemediğimiz bi'şeyin bu ülkede olması mümkün değil. Değiştirmeye çalışanın sonu Menderes'e benzer" diyordu bunların akıl hocası Türkan Saylan. (Kozmoslar içinde yatsın.)
Hatırlattık, yine çok kızdılar.
Yok o bağlamda söylememişmiş. O, aydınlanmacı çağdaş ilerici bir Kemalistmiş. Biz anlamıyormuşuz. Çünkü biz cahil cühela halkmışız.
Faşist yobaz kafa değişmiyor. Milletle bir türlü barışamıyorlar.
Bu türün son örneklerinden biri konuşmuş yine. (Biz anlamıyoruz ya. Siz iyi okuyun, ne demek istediğini hele bir anlatın bize!)
Dinleyicilerine şöyle diyor;
"Siz laiksinizdir, sekülersinizdir, pozitif bilimcisinizdir, Kemalistsinizdir ne mutlu bana... Ama bir de karşı tarafta kocaman yüzde 51 oy var. Bugün Türkiye cahil bir ülkedir. Ben necip Türk milletinin kararlarından ödü patlayan bir sanatçıyım. O yüzden onlar seçebiliyorlar. Niye? Eğitim seviyesi ortalama beşinci sınıf. Daha liseden mezun bile olamadık. O yüzden önce eğitim eğitim eğitim..."
İşte sizin laik seküler pozitif bilimci Kemalist komik amcanız.
Sorsan, acayip solcu, proleter devrimci ve de halkçı!..
Deyiverin hele "sizler iyisiniz, ama karşı tarafta yüzde 51 kocaman cahil halk var" ne demek?..
"Türkiye cahil bir ülkedir" diyor.
Size soruyorum. Cahil miyiz ey millet?...
"Necip Türk milletinin kararlarından ödü patlayan bir sanatçıyım" diyor.
'Sanatçıyı' niye korkutuyorsun ey cahil necip Türk milleti?!..
***
Yargılanınca çok kızmışlardı ama neler demişti, Erdoğan'ı demokrasiyi nasıl tehdit etmişti onu da hatırlatalım;
"Mustafa Kemal dışında kim Rusya'ya döndüyse iktidardan gitti. Adnan Menderes randevu aldı, ihtilal oldu. Süleyman Demirel aynı şekilde kuzeye döndüğü zaman ihtilal oldu. Bakalım darısı kimin başına!", "O noktaya ulaşabilirsek (demokrasi) kavga gürültü olmadan bu işin içinden çıkarız. Ulaşamazsak belki lideri ayağından asarlar, belki mahzenlerde zehirlenerek ölür, belki de başka liderlerin yaşadığı kötü sonları yaşayabilirler"
Bunların nesini yorumlayalım?!
Zırva tevil götürmez. Ama misliyle mukabele edilir...
Bunlar kerameti kendinden menkul, cuntacı, kifayetsiz muhteris aristokrat bozuntuları...
Bunlar işçiyi emekçiyi sömüren, halkçı olduğunu iddia edip halka cahil diyen, ülkesine ve değerlerine yabancı çakma solcular.
Bu arada 6'lı masaya sahip çıkmaya davet ediyor hazret. "Bakan kim olacak, noter miyiz?..vs, gibi şeylere kafayı takmayın, oyu basın" diyor.
6'lı masanın ne menem bi'şey olduğunu bir de buradan okuyun.
Bu ülke bu tip fikir fukarası sanatçı bozuntularından çok çekti.
Sanatçı; halka 'mâl' olan kişidir. Halka rağmen 'mal' olmak başka bi'şeydir!"