Uyuşturucu madde bağımlılığı ile mücadele kapsamında atılan adımlardan biri de bağımlıların sıklıkla kullandığı metruk binalarla ilgili. Mayıs ayı itibariyle 81 il valiliğinden alınan verilere göre, Türkiye'de 14 bin 519 adet metruk bina tespit edilirken bunların 6 bin 548'i yıkıldı. İlçe belediyeleri ise özellikle tescilli metruk binaların yıkımı konusunda mevzuat engeline takıldıklarından yakınıyor.
Zaman zaman evsizlerin zaman zaman da uyuşturucu bağımlılarının sıklıkla kullandığı metruk binalarla ilgili seferberlik başlatıldı.
Sekiz bakanlığın çalışmalarının yer aldığı ve dün Milliyet'in manşetten duyurduğu "Uyuşturucu ile Mücadele Faaliyet Raporu 2017" raporunda metruk binalarla ilgili de ayrıca bir bölüm yer alıyor.
Valiliklere genelge gitti
Raporun, "arzla mücadele" başlığında yer alan bilgilere göre, uyuşturucu kullanım ve satış alanı olarak da kullanılabilen metruk binaların yıkım ve restorasyon gibi tedbirlerle kontrol altına alınması amaçlanıyor. Özellikle kentsel dönüşüm bölgelerinde yoğunlaşan bu kapsamdaki binalarla ilgili ciddi çalışmalar yürütülüyor.
Çalışmalar kapsamında ilk adım, uyuşturucuyla Mücadele Eylem Planı'nın 1. maddesi de olan "Uyuşturucuya Ulaşılabilirliğin Engellenmesi" eylemi kapsamında atıldı. Buna göre, metruk binaların yıkım sürecinin hızlandırılması amacıyla hazırlanan "Metruk Binalar" konulu İçişleri Bakanlığı genelgesi 27 Haziran 2016'da 81 il valiliğine gönderildi.
Söz konusu işlem gereğince de 81 il valiliğinden bakanlığa geri bildirimde bulunuldu. 2017 Mayıs ayı itibariyle alınan bildirim sonucunda Türkiye'de toplam 14 bin 519 adet metruk bina tespit edildi. Çalışmalar kapsamında binalardan 2 bin 237'sinin tarihi değeri bulunan ve sit alanı içerisinde yer aldığı saptanırken, 674'ü de restore edildi. 6 bin 548'i yıkılan metruk binalardan bin 940'ı hakkında ise yıkım kararı alındığı ancak yıkımının henüz yapılmadığı tespit edildi.
İstanbul'da metruk bina sayısının fazla olduğu ilçelerden Fatih'in Belediye Başkanı Mustafa Demir, 300 kadar gecekondu yıktıklarını, şu anda da yaklaşık 200 kadar tescilli metruk bina olduğunu söyledi. Demir, "O dönem tinercilerin, balicilerin kaldığı binalardı bunlar. Sadece bir bölgede değil, adeta mahallenin her tarafına yayılmış oldukları görülüyordu. Bunların hemen hemen hepsi tarihi ve tescilli eserler. Bizim asla dokunamadığımız, yıkamadığımız binalar. Bina görünürde yıkılacak halde ama Anıtlar Kurulu'nungenel kanısı, bu binalar tek başına yerle bir olmadığı müddetçe asla yıkılamaz yönünde. Bunun üzerine biz de tüm mülk sahiplerine çağrı yaparak mülklerine sahip çıkmalarını istedik. Bu kısmen başarılı da oldu. Yüzde 30 mülklerine sahip çıktılar" diye konuştu.
'Girişine duvar örüyoruz'
Demir, bu çalışmanın ardından metruk bina sayısında azalma olduğunu da belirterek, "Ancak yine de bütün binaları kontrol altına alamadık. Asayiş sorunlarını engellemek adına biz de ilk etapta sac panellerle bu tip binaların girişlerini kapattık. Ancak bunun da çözüm olmadığını anladık. Şu anda da girişlerine duvar örüyoruz. Son dönemde özellikle Balat'ta 36 binanın yıkılması gerektiğini belirterek yıkım projesini hazırladık ancak sadece altı tanesine yıkım izni verildi. 30 tanesi duruyor" dedi.
'Ortam sağlıyor'
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi AMATEM Koordinatörü Doç. Dr. Cüneyt Evren de uyuşturucu ile mücadele noktasında yaklaşık üç yıldır süren çalışmalar kapsamında metruk binalarla ilgili de önemli adımların atıldığını söyledi. Evren, "Kapalı alanlar olması dolayısıyla uyuşturucu madde kullanmak ya da satmak için bu tip yerler kullanılıyor. Atılan adım oldukça olumlu. Zira, maddenin arzı ve kullanımı konusunda buralar oldukça kritik. Sadece bağımlılık için değil pek çok suç için de bu tip yerler ortam sağlamakta. Bu yüzden kontrol edilebilmesi önemli" ifadelerini kullandı.
Mevzuat engeli
Metruk bina sorunu yaşanan bir diğer ilçe Sarıyer'de Belediye Başkanı Şükrü Genç, bu tip binalarla ilgili son dönemde ciddi çalışmalar yürüttüklerini ancak mevzuatla ilgili bazı sıkıntılar yaşandığını söyledi.
Genç, "Özellikle tarihi tescilli metruk binaların durumuyla ilgili gerekli çalışmaları yürütemiyoruz. Çökmesi halinde insanlara ve çevreye zarar vermemesi adına iskeleler ve koruma önlemleri alıyoruz. Burada esas problem mevzuat aslında. Özellikle Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu bu tip binalara kolay kolay tadilat izni vermiyor. İzin çıktığında da çok ciddi bir bürokrasi var" dedi.