Milli Güvenlik Kurulu (MGK) dün Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında 2017 yılının son toplantısını yaptı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen toplantı 3,5 saat sürdü. Suriye, Irak, terörle mücadele ve NATO'da yaşanan skandallar başta olmak üzeri bir dizi konu masaya yatırıldı.
BİLDİRİ YAYINLANDI
Toplantının ardından yayınlanan bildiride Suriye'de Afrin'in terörden temizlenmesi gerektiği mesajı verildi. NATO'da yaşanan skandala da gönderme yapılan bildiri de şu başlıklara yer verildi. FETÖ/PDY, PKK-YPG ve IŞİDi ile mücadele başta olmak üzere, ülkemizin millî güvenliğine yönelik tehditlere karşı tedbirler görüşülmüş; yurt içinde ve yurt dışında azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele, kapsamlı şekilde değerlendirilmiştir.
HER TEDBİRİ ALIRIZ
Suriye'deki ihtilafa siyasi çözüm bulmak, ateşkesi tahkim etmek ve çatışan taraflar arasında güven artırıcı önlemler geliştirmek amacıyla düzenlenen Astana toplantılarında alınan kararların, sürece ve barışı tesis etme gayretlerine müsbet katkı sağladığı görülmüştür.Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının, ‘İdlib gerginliği azaltma bölgesi'nde, ‘gözlem misyonunu' başarıyla sürdürdüğü; bu görevin Batı Halep'le Afrin yakınlarında da yerine getirilmesiyle, huzur ve güven ortamının gerçek manada sağlanabileceği mütalaa edilmiştir. PKK/PYD-YPG terör örgütünün, Suriye'nin kadim demografik yapısını, örtülü etnik temizlik yapmak suretiyle bozmasının ve toprak edinme çabalarının uluslararası hukuka ve insan haklarına aykırı olduğu, bu cihetle de kabul edilemez bulunduğu; Türkiye'nin kendi güvenliğini sağlamak maksadıyla, özellikle hudut bölgesinde gereken her türlü tedbiri almaya devam edeceği bir kez daha vurgulanmıştır.
NATO SKANDALINA TEPKİ
NATO tatbikatında meydana gelen menfur hadise etraflıca değerlendirilerek; bu tür olayların, NATO ittifakının temelini oluşturan “dayanışma ilkesinin” zarar görmesine neden olabileceği, Norveç ve NATO makamlarınca başlatılan soruşturmaların sıralı sorumluları kapsayacak şekilde genişletilmesinin beklendiği, NATO'yu kendi amaçları için araç olarak kullanmaya çalışan kesimlere müsaade edilmemesi gerektiği, gelişmelerin bu doğrultuda yakından izleneceği belirtilmiştir. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile Türk milletinin ve devletinin temsilcisi Cumhurbaşkanı'na yönelik bu tarz düşmanca yaklaşımların ve ifadelerin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceği, bir kez daha vurgulanmıştır.