Türk siyaseti 2011'de özel hayata dair kaset iddialarıyla sarsıldı. Önce CHP lideri Deniz Baykal, ardından bazı MHP yöneticileri art arda istifa etti. Al Jazeera onlarla birlikte istifa eden birkaç isimden biri olan 9 yıl MHP'nin eski Genel Sekreteri Cihan Paçacı ile konuştu. Paçacı, "Değişim MHP'yi iktidara taşıyacak. Değişim olmazsa baraj sıkıntısı yaşanacak" dedi.
İşte açıklamaları:
BAŞKANLIK SİSTEMİ UYGULANIYOR
Yine Anayasamızda devletin demokratik parlamenter sistem ile yönetileceği belirtilmesine rağmen bugün fiilen adı koyulmamış bir başkanlık sistemi uygulanıyor. Türkiye tek partili bir siyasi zemin üzerinde yürümeye çalışıyor. Tek partinin de tek hakimi var, Sayın Cumhurbaşkanı. Kuvvetler ayrımı, yani yasama, yürütme ve yargı tek kişi nezdinde birleşti. Bu erklerin bağımsızlığı ve birbirini denetleme fonksiyonları yok oldu. Özetle Anayasamızda belirtilen devletin şekli ve cumhuriyetin nitelikleri fiilen yok edildi.
BURADA MUHALEFETİN ROLÜ NE?
Muhalefet alternatif olamıyor, eleştiremiyor. Muhalefet halka umut vaat edemiyor. Dolayısıyla da Adalet ve Kalkınma Partisi girdiği her seçimi mecburen kazanıyor.
MHP'NİN EKSİĞİ: HALKLA BÜTÜNLEŞEMEMSİ
MHP'nin en büyük eksiği halkla bütünleşmiyor. Halkla diyalog kuramıyor, halkla diyalog kuracak kanalları kullanamıyor. Bugün medya, hem internet, hem gazeteler, hem televizyon üzerinden vatandaşın bilgilendirilmesi için çok gelişmiş bir araç. Ama MHP bunların hiçbirini kullanamıyor. Sayın Genel Başkan sadece seçim dönemlerinde 2-3 televizyon programına konuşuyor. Onun dışında iki seçim arasındaki 4 veya 5 yıllık dönemde hiç televizyonlara çıkmıyor. Sadece salı günleri grupta yapmış olduğu konuşmayla yetiniyor. Bu MHP'nin en büyük eksiği. Hem halka kendisini anlatamıyor, hem de halkla bütünleşmiyor. Bire bir halkın içinde olması lazım. Kendi içine kapanmış bir siyasi parti konumunda MHP. Seçmen maalesef Oktay Vural dışında MHP'den ikinci bir sesi hatırlamamaktadır.
MHP "GENEL BAŞKAN PARTİSİDİR"
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lider partisidir. MHP'de politikaların tespiti Genel Başkan tarafından yapılır ve uygulanır. Mesela eğer Genel Başkan'ın medyaya olan bakışı değişmiyorsa böyle bir değişimi Parti'nin diğer organlarının yapabilmesi mümkün değildir. MHP her şeyden önce bir temel anlayışı değiştirmeli. Bu temel anlayış şudur: Parti, lider, teşkilât, doktrin kavramlarına bağlı kalınarak yönetiliyor. Bu kavramlara bağlı yönetim tarzı belki Ülkü Ocaklarında ya da bir dernekte yapılabilir. Ama bir siyasi partide bu kavramların üzerine oturtulan bir yönetimin başarılı olması mümkün değildir.
MHP, bir siyasi parti midir, bir sivil toplum kuruluşu mudur, buna karar vermesi gerekiyor. Şayet siyasi bir parti ise başarı ölçüsü oydur ve hedefi iktidardır. Ancak zaman zaman MHP yöneticileri, "Her şey oy değildir, her şey iktidar olmak demek değildir" tarzında demeçler veriyor.
LİDERİ DEĞİŞTİRMEK İSTEDİĞİNİZDE BRİ "HAİN" OLUYORSUNUZ
Bu anlayış, siyasi partilerin hedef anlayışı ile çelişiyor. Lider; lider, teşkilât, doktrin üçgeni içinde tartışılmaz. Lider eleştirilmez, lider adeta bir tabudur. Bu böyle olunca lideri değiştirmeye kalktığınızda da davaya ihanet eden bir hain olursunuz, bir takım yakışıksız ithamlarla karşı karşıya kalırsınız.
AKŞENER GENEL BAŞKAN OLURSA HER ŞEY DEĞİŞEBİLİR
Özellikle Meral Akşener'in genel başkanlığında bu sistem değişir diye düşünüyorum. Parti içi demokrasi tekrar tesis edilebilir. Dünyadaki değişimi, gelişimi görmek lazım. Ona göre de bunu yakalamak lazım. Çağın gerisinde kalırsanız başarı şansınız sıfırdır. Bugün MHP'nin karşı karşıya kaldığı durum, bununla yakından ilgili.
MHP BARAJ ALTI KALIRSA BAŞKANLIK SİSTEMİ GELİR
MHP'nin baraj altında kaldığı Türkiye'de başkanlık sistemi gelir. AKP, 400 milletvekili ile parlamentoya girer. Bunun vebali de bugün statükoyu koruyanların sırtında kalır.
ABDULLAH GÜL ve AKŞENER
Ben bu son 5 yıl içerisinde iki lider adayının halkta karşılığı olduğunu gördüm. Birisi 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül. Diğeri de bugün yargı kararlarıyla önü kesilmeye çalışılan Meral Akşener. Meral Akşener'in MHP içindeki mücadelesinin neticesi ne olursa olsun bundan sonraki süreçte Türk siyasetinin yeniden şekillenmesinde önemli bir aktör olacak gibi görünüyor.
"ARINMA OLURSA BÖLÜNME KAÇINILMAZDIR"
Bir yönetimin göreve gelmesi, o görevi sürdürmesi özellikle siyasi partilerde delege ile olur. Milliyetçi Hareket Partisi'nde ülkücü irade yok sayıldı, delege yok sayıldı. Bugün Genel Merkez görevini mahkeme kararı ile sürdüren bir konuma geldi.
"Yani 1 Kasım sonrası süreç Genel Merkez açısından iyi yönetilemedi.İhraç bekliyor musunuz?"
İhraç yanlış bir yöntemdir. Eğer aday adaylarını ihraç ederseniz, onları destekleyenleri de ihraç etmeniz lazım. 700 delege bu sayı. Parti'nin tüm organlarının neredeyse yüzde 70'i değişimden yana.
" "Genel Başkan'ın dediği gibi arınma olursa bölünme kaçınılmaz" dediniz. Siz siyasetin çok partili bir döneminden geliyorsunuz. Yeni bir parti daha merkez sağda mı olur? "
Bölünmeyi şarta bağladım. Eğer ciddi ve sert bir arınma mevsimi başlarsa partiyi kendi elinizle bölmüş oluyorsunuz. Ancak şu kesin, ben ilk genel seçimlerin bu dört siyasi partiyle yapılabileceğini düşünmüyorum. Farklı bir siyasi tablo mutlaka ortaya çıkacaktır. Bu ya bir partide ciddi bir değişimle gerçekleşecektir veya da eğer hiçbir parti değişimi yaşamazsa yeni bir siyasi parti seçmenin karşısına çıkacaktır. Seçmen alternatif arıyor. Bugün o alternatifi bulamıyor. Bugün Türk seçmeninin yüzde 40-50 civarı oy verdiği partiye gönülden, isteyerek oy vermiyor. Kerhen oy veriyor. Dolayısıyla seçmenin umut bağlanabileceği, içine sinebileceği bir organizasyon doğarsa bu parti ilk seçimlerde büyük iş yapar.