MHP Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin, "Ana muhalefet gibi önemli bir sorumluluğu taşımaktan uzak bu zihniyet, referandum gecesinden bu yana sokağı bir çözüm olarak işaret eden açıklamalarıyla Türkiye'de Arap baharı özlemi içerisinde olduğunu ifşa etmektedir" değerlendirmesinde bulundu.
Çetin, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin yürütme erkini doğrudan millete dayandırarak güçlendirmeyi amaçlayan cumhurbaşkanlığı sistemine ilişkin anayasal sürecin başarıyla tamamlandığını belirtti.
Sistemin verimli işleyişi ve kalıcılığının, çıkarılacak uyum yasalarının, düzenlemenin ruhuna uygun olmasıyla mümkün olacağına işaret eden Çetin, Türkiye'nin terör örgütlerinin hain saldırılarının yaşattığı acı tecrübelerden ders çıkarmak ve kendine çeki düzen vermek zorunda olduğunu kaydetti.
Çetin, Türk milletinin sandıkta verdiği yetkinin, hiçbir etnik grup, mezhep ya da çıkar grubuyla paylaşılamayacak ölçüde mukaddes bir emanet olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'yi yönetme yetki ve sorumluluğuna sahip olanların yapacakları tercihlerde, liyakat ve millete sadakati esas alacakları bir zihniyet dönüşümü, iç cepheyi sağlamlaştıracaktır" ifadesini kullandı.
Açılım politikalarının, Türkiye'ye yönelik tehdidin bir parçasına dönüştüğünü belirten Çetin, kazılan hendeklerde vatandaşın esir edildiği ve devletin küçük düşürüldüğü o günlerin geride kaldığını vurguladı.
Çetin, milletin kararını verdiğine, bir daha bölücülüğe tavize müsaade etmeyeceğini onayladığına işaret ederek, terör örgütünün esaretinden kurtulan vatandaşların da milli birliğin bir parçası olduklarını oylarıyla tasdik ettiğini bildirdi.
Milli iradenin sözünün üstüne söz söylemenin Türkiye'de belli bir kesimde alışkanlık haline geldiğini belirten Çetin, şöyle devam etti:
"Referandumda yarıdan bir fazla oyu alan kazandığı halde, CHP bir kere olsun milletin sözünü kabule yanaşmamaktadır. Milletin sözüne sırtını dönerek işi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götüren CHP ve yapışık ikizi HDP, toplumsal gerginlik ve cepheleşmeden medet umacak kadar çaresiz hale düşmüştür. Ana muhalefet gibi önemli bir sorumluluğu taşımaktan uzak bu zihniyet, referandum gecesinden bu yana sokağı bir çözüm olarak işaret eden açıklamalarıyla Türkiye'de Arap baharı özlemi içerisinde olduğunu ifşa etmektedir.
Milletin ihtiyaç ve beklentilerini duymaktan uzak CHP yöneticileri, koskoca Atatürk'ün partisini başka partilerin düşkünlerine ve HDP'nin sözcülüğüne muhtaç hale düşürmüştür. CHP adına ve amblemine bağlı vatansever tabanına rağmen, CHP'yi idare edenler cezaevindeki HDP'lilerin yokluğunu aratmayan çıkışlarıyla Atatürk'ün kemiklerini sızlatmaktadır."
Şefkat Çetin, sandıktan ümidini çoktan kesen, sokaktan ya da siyasi kumpaslardan medet uman CHP'nin bugün kendi tuzağına düştüğünü belirterek, MHP içerisinde huzursuzluk çıkarmak için sahip olduğu medya gücünü ve belediye imkanlarını sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyen CHP yönetiminin uyguladığı fitne programının ayaklarına dolaştığını ifade etti.
MHP'de organize edilen mühendislik çalışmasıyla, CHP bünyesinde hazırlanan dalgalanmanın ilişkili olduğuna işaret eden Çetin, "Siyasi partileri dizayn etme programının nerelerde hazırlandığı ve nasıl devreye sokulduğunu CHP yöneticilerinin bizden daha iyi bildiğinden şüphemiz yoktur. MHP'yi karıştırmak amacıyla demokrasi adına mangalda kül bırakmayan CHP'deki zihniyet, kendi partilerindeki en ufak çıkışa dahi kapının önünü göstererek sahte demokratlığını ispatlamıştır" değerlendirmesinde bulundu.
Çetin, MHP'nin yıllardır üzerine uygulanan sayısız fitne ve karalama programına karşı bağışıklık kazandığını, kumpasa ve fitne fücura karşı şerbetli olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"15 Temmuz hadisesinden çok daha önce, darbenin siyasi ayağı MHP içerisinde gerçekleştirilmek ve bir siyasi karargaha dönüştürülmek istenmiştir. Beş benzemezi bir araya getirmiş görünen 16 Temmuz'un 'Hayır' cephesi, aslında 15 Temmuz öncesi MHP operasyonundan itibaren bir merkezden yönetilen blok halindedir. Türkiye'nin her tarafını dolaşarak MHP aleyhine propaganda yapanlar gibi, Türkiye'nin başına bomba yağdıranlar da yenilmeye mahkum olmuştur.
15 Temmuz'da talimatı okyanus ötesinden alan ihanet şebekesinin beli kırıldığında, MHP'deki fitne harekatı da bıçak gibi kesilmiştir. Emperyalizmin hedefindeki Türkiye'de ilk tehdit edilen ve ortadan kaldırılmak istenen hep MHP olmuştur. Türk devletinin içerisine sızan FETÖ'nün, kazdığı hendeklerde boğulan PKK ve uzantılarının en nefret ettiği kesimin ülkücüler olması boşuna değildir. MHP ve ülkücüler, Türk milleti için bir erken uyarı sistemi gibidir. Ülkücü hareket içeriden ve dışarıdan her engeli aşarak yıkılmadıkça, Türk milleti de yarınlarından emin olacaktır."
MHP'NİN KONGRE TAKVİMİ
Çetin, MHP'yi 12. Olağan Büyük Kurultay'a götürecek kongre takviminin önemli bir aşamaya geldiğini aktararak, şunları kaydetti:
"Partimizin 640 teşkilatında ilçe kongrelerimiz tamamlanmıştır. 21 Mayıs 2017 Pazar günü ilçe kongrelerini tamamlayan 39 il teşkilatımız, gerçek bir demokrasi şöleni havasında il kongrelerini yapacaklardır.
MHP'nin kongre süreci, herhangi bir hizip ve çatlağın yanı sıra kavga ve huzursuzluğun olmadığı, ülkücü disiplini ve olgunluğu içerisinde bir şölen havasında devam etmektedir. MHP kongrelerinde kutlu davamıza gönül vermiş ülküdaşlarımızın yarışında asla kaybeden yoktur. Partimizin başarısı için davamıza gönül vermiş herkesin kucaklandığı kongrelerimiz, teşkilatlarda, söylemde ve eylemde birliğin sağlanmasına vesile olmaktadır. MHP ilçe ve il kongrelerini bitirdikten sonra, 12. Büyük Kurultay ile kongre sürecini tamamlamış olacaktır. MHP önümüzdeki süreçte Türk siyasetinde belirleyici olmaya, büyük Türk milletinin bekasını ilgilendiren konularda etkin ve yönlendirici olmaya devam edecektir."